İmam Ali ilk 10’da yok

Dini kitaplarda, 'en çok hadis rivayet eden sahabeler' başlığı vardır. Ravileri ve kimin kaç hadis rivayet ettiğini yazar. 

Yapılan sıralama taa lise yıllarımda dikkatimi çekmişti. Bir terslik vardı bu listelerde. Ama en baştan, 'sahabeler hakkında fikir yürütmeyin, o yıllarda yaşananları sakın yorumlamaya kalkmayın' mantığı işlendiği için "nasıl yani?" sorusunu soramamıştım.

Bu listeyi internetten, 'en çok hadis rivayet eden raviler kimlerdir?' sorusuyla herkes görebilir.

O yıllarda dikkatimi çeken, mantığımı zorlayan ama sorgulayamadığım konu en çok hadis rivayet eden raviler arasında İmam Ali'nin (a.s) olmayışıydı. 

İmam Ali ilk 7 ravi arasında da yok! 

İlk 10 ravi arasında da yok! 

Oysa Peygamberimizin (s.a.v) hayatını birçok kaynaktan okumuştum ve O'nun hayatının tamamında İmam Ali vardı. Ama Peygamberimizden (s.a.v) hadis rivayet edenler arasında İmam Ali (ki, Peygamberimizden sonra ümmetin en âlimi) ilk ona bile girememiş.

Bu nasıl olur, sorusunun cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'ın eşsiz eseri Ehl-i Beyt külliyatının bir parçası olan İmam Ali eserini okuyunca anladım.

Listeye dönersek! En çok hadis rivayet eden kişi Ebû Hüreyre. Rivayet ettiği hadis sayısı 5 bin 374.

İkinci sırada 2 bin 630 hadis ile Abdullah bin Ömer (r.a.). 

3'üncü Enes bin Mâlik, 2 bin 286.

4'üncü Hz. Aişe validemiz (r.a.), 2 bin 210 hadis.

5'inci Abdullah bin Abbas (r.a.), bin 660 hadis.

6'ıncı Cabir b. Abdullah, bin 540 hadis rivayet etmiştir.

7'inci Ebû Said el-Hudri, bin 170 hadis rivayet etmiştir.

8'inci Abdullah b. Mes'ud, 848 hadis rivayet etmiştir.

9'uncu Abdullah b. Amr b. el-Asi, 700 hadis rivayet etmiştir.

10'uncu Ömer b. el-Hattab: 537 hadis rivayet etmiştir.

11'inci Ali b. Ebî Talib: 536 hadis rivayet etmiştir.

Görüldüğü üzere İmam Ali Efendimiz 11. sırada. Böyle bir tablo ne aklen, ne tarihen, ne ilmen ve ne de itikaden mümkün, gerçek değildir. 

Kendini, 'Sünni' diye tabir eden bir kesim bu konuların tartışılmasına bile tahammül edemez. Bunlar aynı zamanda Muaviye'nin fedailiğine soyunan zihniyetlerdir.

Oysa her şey çok net ve kayıtlı olarak ortadadır. Bizler bu kayıtları okumak, anlamak ve anlatmakla mükellefiz. 

Örneğin Peygamberimiz, hadislerinin yazılmasını yasakladı mı, yasaklamadı mı? Kitaplarda yasakladığı yazar. 

Peki, Peygamberimiz hadislerinin yazılmasını yasaklarken tek kişiyi bundan muaf tuttu. Kimdir o kişi? Cevap yine tektir; İmam Ali (a.s). Peki, İmam Ali 536 hadis rivayet ediyorken (!) Ebu Hureyre nasıl olur da 5 bin 374 hadis rivayet edebilir?

Kimdir bu Ebu Hureyre?

Peygamberimizin (s.a.v) vefatından 18, bazı rivayetlerde 20 ay önce Medine'ye gelen, Peygamberimizle tanışan ve Müslüman olan bir zat.

Şimdi bir düşünün! Peygamberimizle 18 ya da 20 aylık bir süre (hadi 2 yıl diyelim) geçiren Ebu Hureyre 5 bin 374 hadis rivayet ediyor ama bütün ömrünü Peygamberimiz yanında geçiren Hz. Ali (a.s) onun onda biri kadar hadis rivayet ediyor!

Böyle bir şey olabilir mi?

Gelelim işin ilmi ve tarihi boyutuna. Sünni kaynaklarda şöyle anlatılır; Efendimiz, hadislerinin yazılmasını yasakladı ve yazılan hadisler imha edildi. 

Peygamberimizden sonra bazıları yine hadisleri yazma girişiminde bulundu. 2. halife Ömer b. Hattab, yazılan hadisleri topladı ve imha ettirdi. 

Yine Sünni kaynaklarda yazılıdır; Ömer b. Hattab, Ebu Hureyre'yi hadis yazdığı için cezalandırmış (dövdürmüş) ve bir yıl Medine'den sürgün etmiştir.

Muaviye'nin, İmam Ali ve Ehl-i Beyt düşmanlığı, Ebu Hureyre'yi sarayına (Şam'a) çağırması ve Ebu Hureyre'nin sarayda nasıl yaşadığı; bunun karşılığında ne hadisler(!) rivayet ettiği, bizzat rivayet ettiği hadislerin birbirleriyle nasıl çatıştığı, gerçek hadis âlimleri ortaya koymuştur.

Bir başka gerçek ise İmam Ali (a.s) Peygamberimizin ağzından çıkar çıkmaz yazdığı hadisler, raviler aracılığıyla yazılmaya Emevi Halifesi Ömer b. Abdülaziz zamanında başlanmıştır. 

Bunları bilmek, düşünmek zorundayız ki, Ehl-i Beyt'in değerini, İmam Ali'nin hilafetinin gaspını ve gasp etmekteki amacı anlayalım.