İmam Bakır (a.s.) İmamların özelliklerini anlatıyor

İmam Sâdık'tan (a.s.) şöyle nakledilmiştir: "Bir grup insan İmam Bâkır'ın (a.s.) huzuruna gelerek, 'İmamın haddi ve özellikleri nelerdir?' diye sordular.

İmam (a.s.) şöyle buyurdu: 'İmamın yanına ne zaman gitseniz ona ihtiram edin, saygı gösterin ve dediğine iman edin.

Onun üzerine düşen ise sizlere kılavuzluk etmektir. Onun özelliklerinden biri de şudur: Yanına gittiğinizde heybet ve celalinden ona bakamazsınız. Nitekim Peygamber (s.a.v.) de böyle idi. Ondan sonraki imam da aynı özelliğe sahiptir.'

Dediler: 'Sevenlerini tanır mı?'

Buyurdu: 'Evet, onları görür görmez tanır.'

Dediler: 'Bizler sizin sevenleriniz miyiz?'

Buyurdu: 'Evet, hepiniz.'

Dediler: 'Bunun alametini beyan eder misiniz?'

Buyurdu: 'Sizin isminizden, anne ve babanızdan ve kabilelerinizden haber verebilirim.'

Dediler: 'Haber ver.'

İmam (a.s.) onların isim ve kabilelerinden haber verdi. Onlar da tasdik ettiler.

Hazret buyurdu: 'Yine sormak istediğiniz, 'Güzel bir söz, güzel bir ağaç gibidir ki, onun kökü sabit, dalı ise göktedir'   ayeti hakkında da haber verebilirim. Geçmişlerimizin ilminden her ne istesek haber veririz (ve temiz ağaçtan maksat bizleriz).'

Daha sonra buyurdular ki: 'Bu kadarı sizleri ikna ediyor mu?'

'Bundan daha azı da ikna ederdi' dediler."  

İMAMLAR PEYGAMBERLERİN VÂRİSLERİDİR

Resulullah (s.a.v.) henüz hayatta iken, Hz. Fâtıma'ya (a.s.) onun sulbünden gelecek imamları isimleri ile saymıştır. Ayrıca, hadislerinde, Kendinden sonra yaşanacakları işaret ederek, Allah'ın nasp ettiği imamların Kendisinin vârisleri olduğunu ve onlara tâbi olunmasını vurgulamıştır.

Hz. Peygamber (s.a.v.), Kendinden sonra gelen Ehl-i Beyt İmamlarını pek çok hadis ile işaret etmiştir. Bunlardan biri şöyledir:

"Ben, Allah'ın bütün insanlara gönderdiği elçiyim. Ancak, Benden sonra Allah tarafından insanlar için Ehl-i Beyt'imden imamlar tayin edilecektir. Bunlar, insanlar arasında imamlık görevini yerine getirirken, küfür ve sapıklık imamları ile onların izleyicileri, onları yalanlayacak, onlara zulmedeceklerdir.

Haberiniz olsun, kim onları dost edinir, onlara tâbi olur ve onları dost edinirse, o Bendendir, Benimle beraberdir ve Bana kavuşacaktır.

Haberiniz olsun, kim de onlara zulmederse, onlara yapılan zulme yardımcı olursa ve onları yalanlarsa, o Benden olmadığı gibi, Benimle beraberde değildir ve Ben ondan berîyim."

Hz. Peygamberin (s.a.v.) vurguladığı bu gerçeğe, İmam Muhammed Bâkır (a.s.) da temas etmiştir. Onun ashabından olan Ebu Beşir şöyle diyor:

"İmam Bâkır'a (a.s.) dedim ki: 'Siz peygamberlerin vârisleri misiniz?'

İmam (a.s.), 'Evet' dedi.

Dedim ki: 'Peygamber (s.a.v.) bütün peygamberlerin ilimlerinin vârisi miydi?'

İmam (a.s.), 'Evet, onların bütün ilimlerinin vârisiydi' dedi.

Dedim ki: 'Siz de Peygamberin (s.a.v.) ilminin vârisi misiniz?'

İmam, 'Evet' dedi.

Dedim ki: 'Acaba siz de ölüleri diriltebilir misiniz? Âmâlara ve abraş hastalığına yakalananlara şifa verebilir misiniz?'

İmam (a.s.), 'Evet, Allah'ın izniyle' dedi.

Bu sırada İmam (a.s.) bana, 'Yakına gel' dedi.

Yanına gittiğimde İmam (a.s.) mübarek ellerini gözlerime çekti. Elini gözlerime çeker çekmez, çölleri, dağları, yeri ve göğü iyice gördüm.

Sonra şöyle buyurdu: Acaba, böyle kalıp da diğer insanlar gibi kıyamet gününde hesap kitaba çekilmeyi mi istiyorsun, yoksa ilk önceki gibi âmâ kalıp da kolay bir şekilde cennete gitmeyi mi istiyorsun?'

Dedim ki: 'Önceki halime dönmek istiyorum.'

Bu sırada İmam (a.s.) mübarek elini gözlerime çekti ve tekrar âmâ oldum."  

İMAMET İLE İLGİLİ HADİSLER

Ehl-i Beyt'in esas misyonu imamettir. Nasp edilmiş imamların hiçbirisi hak ettikleri konuma getirilmemiştir. Öyle ki, hilafet makamı İmam Ali (a.s.), İmam Hasan (a.s.) ve İmam Rıza dışındaki halifeler için gündem dahi edilmemiştir.

Bugün Ehl-i Beyt'i karalamaya çalışanlar imamet konusunda iftiralarda bulundukları için, İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s.) imamın vasıfları ve Allah'ın ona bahşettikleri ile ilgili hadislerini aktarmayı uygun bulduk.

Bu hadisler, İmam Câfer ile görüşmüş olan Kuleynî'nin Usul-i Kâfi eserinde yer almaktadır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)