İmam Cafer’den tefsir örnekleri -2
İmam Cafer’in yanında bulunuyordum. Bir adam, “İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır. Onlar, hâlâ gözler önünde duran bir yol üzerindedirler” ayetinin anlamını sordu
27.10.2022 11:51:00





Esbat anlatıyor: "İmam Cafer'in yanında bulunuyordum. Bir adam, "İşte bunda ibret alanlar için işaretler vardır. Onlar, hâlâ gözler önünde duran bir yol üzerindedirler" ayetinin anlamını sordu.
İmam buyurdu ki: İbret alanlar bizleriz ve bizim yolumuz gözler önündeki dosdoğru yoldur."
Ahmed b. İsa, Câfer-i Sâdık'ın, "Sizin veliniz ancak Allah, Resulü ve iman edenlerdir..." ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Size en layık olan ve sizin işlerinizi, kendinizi, mallarınızı yönetmeye en fazla hak sahibi olan Allah, Resulü ve iman edenlerdir.
Burada geçen "iman edenler"den maksat Ali ve O'nun soyundan gelecek olan imamlardır. Sonra Allah onları vasfetmiş ve şöyle buyurmuştur: "... Onlar namaz kılarlar, rükûda iken zekat verirler..."
Emirü'l-Mü'minin Ali bir gün öğle namazını kılarken, ikinci rekatta rükû halinde iken üzerinden bin dinar değerinde bir aba vardı.
Bu abayı Habeş Kralı Neçaşi Peygamberimize hediye etmiş Peygamberimiz de Ali'ye giydirmişti. Bir dilenci geldi. Ve şöyle dedi: "Esselamunaleyke ey Allah'ın velisi, ey mü'minlere canlarından daha yakın olan kimse, şu miskine bir sadaka ver."
Ali abayı üzerinden aşağı doğru kaydırdı ve adama alıp giymesini işaret etti. Bunun üzerine onun hakkında bu ayet indi.
Allah, O'nun çocuklarının verdiği sadakaları da O'nun verdiği sadakalara kattı ve hepsini bir saydı. Bu yüzden O'nun soyundan imamlık makamına erişen biri O'nun gibi bu niteliğe sahip olur. Böylece bütün imamlar rükû halinde sadaka vermiş olurlar. Ali'den sadaka isteyen dilenci bir melekti. O'nun soyundan gelen imamlardan sadaka isteyen dilenciler de meleklerden olur."
Hişam b. Salim, şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Abdullah'a (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın insanları yarattığı fıtratı..." ayetiyle ne kastediliyor, diye sordum.
"Tevhid kastediliyor" buyurdu."
Aynı ayetin farklı bir ravi aracılığıyla izahı şöyledir:
Abdullah b. Sinan, şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Abdullah'a (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın insanları yarattığı fıtratı." ayetinde geçen "fıtrat"ın ne anlama geldiğini sordum.
Buyurdu ki: "Bundan maksat, İslam'dır. Allah, insanlardan misak aldığı zaman, onları tevhid üzere yarattı ve onlara, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dedi. Mü'minler de, kâfirler de bu kapsamın içindedirler."
Abdullah b. Sinan şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın rengiyle boyandık. Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir?" ayetinde geçen "renk, boya" kelimesiyle, İslam'ın kastedildiğini söyledi."
Ayrıca, "Kopmayan sağlam kulpa sarılmıştır"da tek ve ortaksız Allah'a iman etmenin kastedildiğini söyledi."
Abdullah b. Muskan, Ebu Abdullah'dan (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Hanifen müslimen/Allah'ı birleyen Müslüman..." ifadesiyle ilgili olarak şöyle rivayet etmiştir: Putlara tapmadan arınmış, muhlis ve ihlaslı demektir."
Süfyan b. Uyeyne, Ebu Abdullah'dan (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle rivayet etmiştir:
"Hanginizin daha güzel amel ettiğini sınasın diye." ayetinden çok amel kastedilmiyor; fakat hanginiz daha doğru amel edersiniz anlamı kastediliyor. Amelde doğruluğun ölçüsü, Allah korkusu, samimi niyet ve iyiliktir."
Sonra şöyle buyurdu: "Bir amelin ihlaslı olması için çabalamak, amelin kendisinden daha ağırdır. İhlaslı amel, Allah Azze ve Celle'den başka kimsenin övgüsünü istemediğin amele denir. Niyet amelden üstündür. Zaten niyet de bir amel değil midir?"
Sonra, şu ayeti okudu: "De ki: Herkes, kendi mizacına göre iş yapar." Yani, kendi niyetine göre."
Süfyan b. Uyeyne'nin şöyle dediği belirtilir: İmam'a, "Ancak sağlam bir kalple Allah'a gelen kimse müstesnadır" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Sağlam kalpten maksat, Rabbine kavuşan ve içinde O'ndan başka kimseye yer bulunmayan kalptir. İçinde şirk veya kuşku bulanan her kalp, düşüktür. (Peygamberler ve Allah'ın velileri) kalpleri sırf ahiret duygusuyla dolsun diye dünyadan el etek çekmişlerdir."
Aynı ayet hakkındaki benzer bir rivayet de şöyledir:
Hz. İmam Câfer Sâdık'tan (a.s.), "O gün, ki ne mal fayda verir, ne oğullar! Allah'a kalb-i selim ile gelen başka" ayetinin tefsirini sorduklarında İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurdu:
"Kalb-i selim, Allah'ın huzuruna çıktığında orada Allah'tan başkasının sevgisinin olmadığı kalptir. İçinde şirk ya da şüphe olan kalp helak olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
İmam buyurdu ki: İbret alanlar bizleriz ve bizim yolumuz gözler önündeki dosdoğru yoldur."
Ahmed b. İsa, Câfer-i Sâdık'ın, "Sizin veliniz ancak Allah, Resulü ve iman edenlerdir..." ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Size en layık olan ve sizin işlerinizi, kendinizi, mallarınızı yönetmeye en fazla hak sahibi olan Allah, Resulü ve iman edenlerdir.
Burada geçen "iman edenler"den maksat Ali ve O'nun soyundan gelecek olan imamlardır. Sonra Allah onları vasfetmiş ve şöyle buyurmuştur: "... Onlar namaz kılarlar, rükûda iken zekat verirler..."
Emirü'l-Mü'minin Ali bir gün öğle namazını kılarken, ikinci rekatta rükû halinde iken üzerinden bin dinar değerinde bir aba vardı.
Bu abayı Habeş Kralı Neçaşi Peygamberimize hediye etmiş Peygamberimiz de Ali'ye giydirmişti. Bir dilenci geldi. Ve şöyle dedi: "Esselamunaleyke ey Allah'ın velisi, ey mü'minlere canlarından daha yakın olan kimse, şu miskine bir sadaka ver."
Ali abayı üzerinden aşağı doğru kaydırdı ve adama alıp giymesini işaret etti. Bunun üzerine onun hakkında bu ayet indi.
Allah, O'nun çocuklarının verdiği sadakaları da O'nun verdiği sadakalara kattı ve hepsini bir saydı. Bu yüzden O'nun soyundan imamlık makamına erişen biri O'nun gibi bu niteliğe sahip olur. Böylece bütün imamlar rükû halinde sadaka vermiş olurlar. Ali'den sadaka isteyen dilenci bir melekti. O'nun soyundan gelen imamlardan sadaka isteyen dilenciler de meleklerden olur."
Hişam b. Salim, şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Abdullah'a (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın insanları yarattığı fıtratı..." ayetiyle ne kastediliyor, diye sordum.
"Tevhid kastediliyor" buyurdu."
Aynı ayetin farklı bir ravi aracılığıyla izahı şöyledir:
Abdullah b. Sinan, şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Abdullah'a (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın insanları yarattığı fıtratı." ayetinde geçen "fıtrat"ın ne anlama geldiğini sordum.
Buyurdu ki: "Bundan maksat, İslam'dır. Allah, insanlardan misak aldığı zaman, onları tevhid üzere yarattı ve onlara, "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" dedi. Mü'minler de, kâfirler de bu kapsamın içindedirler."
Abdullah b. Sinan şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Allah'ın rengiyle boyandık. Allah'ın boyasından daha güzel boyası olan kimdir?" ayetinde geçen "renk, boya" kelimesiyle, İslam'ın kastedildiğini söyledi."
Ayrıca, "Kopmayan sağlam kulpa sarılmıştır"da tek ve ortaksız Allah'a iman etmenin kastedildiğini söyledi."
Abdullah b. Muskan, Ebu Abdullah'dan (Câfer Sâdık Aleyhisselam), "Hanifen müslimen/Allah'ı birleyen Müslüman..." ifadesiyle ilgili olarak şöyle rivayet etmiştir: Putlara tapmadan arınmış, muhlis ve ihlaslı demektir."
Süfyan b. Uyeyne, Ebu Abdullah'dan (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle rivayet etmiştir:
"Hanginizin daha güzel amel ettiğini sınasın diye." ayetinden çok amel kastedilmiyor; fakat hanginiz daha doğru amel edersiniz anlamı kastediliyor. Amelde doğruluğun ölçüsü, Allah korkusu, samimi niyet ve iyiliktir."
Sonra şöyle buyurdu: "Bir amelin ihlaslı olması için çabalamak, amelin kendisinden daha ağırdır. İhlaslı amel, Allah Azze ve Celle'den başka kimsenin övgüsünü istemediğin amele denir. Niyet amelden üstündür. Zaten niyet de bir amel değil midir?"
Sonra, şu ayeti okudu: "De ki: Herkes, kendi mizacına göre iş yapar." Yani, kendi niyetine göre."
Süfyan b. Uyeyne'nin şöyle dediği belirtilir: İmam'a, "Ancak sağlam bir kalple Allah'a gelen kimse müstesnadır" ayetini sordum.
Buyurdu ki: "Sağlam kalpten maksat, Rabbine kavuşan ve içinde O'ndan başka kimseye yer bulunmayan kalptir. İçinde şirk veya kuşku bulanan her kalp, düşüktür. (Peygamberler ve Allah'ın velileri) kalpleri sırf ahiret duygusuyla dolsun diye dünyadan el etek çekmişlerdir."
Aynı ayet hakkındaki benzer bir rivayet de şöyledir:
Hz. İmam Câfer Sâdık'tan (a.s.), "O gün, ki ne mal fayda verir, ne oğullar! Allah'a kalb-i selim ile gelen başka" ayetinin tefsirini sorduklarında İmam Sâdık (a.s.) şöyle buyurdu:
"Kalb-i selim, Allah'ın huzuruna çıktığında orada Allah'tan başkasının sevgisinin olmadığı kalptir. İçinde şirk ya da şüphe olan kalp helak olur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.