İmam Muhammed Bakır’ın hikmetli sözleri
İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s.) "Tuhafu'l-Ukûl" adlı eserde yer alan hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır
23.11.2023 19:02:00 / Güncelleme: 23.11.2023 22:25:39
Hasan Parlak
Hasan Parlak





İmam Muhammed Bâkır'ın (a.s.) "Tuhafu'l-Ukûl" adlı eserde yer alan hikmetli sözlerinden bazıları şunlardır:
- Bizim sevenlerimiz ancak Allah'tan çekinen ve O'na itaat eden kimselerdir.
Ehl-i Beyt'i sevenler ancak tevazuu, huşû ve emaneti edâ etmek, Allah'ı çok anmak, oruç tutmak, namaz kılmak, anne ve babaya iyilikte bulunmak, fakir, borçlu ve yetim olan komşuların karşısında kendini sorumlu bilmek, doğru konuşmak, Kur'an okumak ve insanlar hakkında iyilikten başka bir şey söylememekle tanınırlar ve onlar kendi kavimlerinin emin insanlarıdırlar.
- Münafık kimse ile dilinle anlaş ve geçin. Sadece mü'mini kalbinle sev. Bir Yahudi bile seninle oturursa ona iyi davran.
- Kemâlin tümü din hususunda derin bilgi sahibi olmak, musibetlere karşı sabretmek ve geçim masrafını ölçülü bir şekilde ayarlamaktır.
- Allah-u Teâlâ yarattıklarından bazılarını hayır ehli kılmış, hayır işi onlara sevdirmiş, hayır talep edenleri onlara yöneltmiş, yağmuru göndermekle ve kurak yeri ve ehlini diriltmeyi kolaylaştırdığı gibi iyi işleri yapmayı da onlara kolaylaştırmıştır.
Allah-u Teâlâ, yaratıklarından bazılarını da hayır işe düşman kılmış; hayrı ve hayır iş yapmayı da onlara sevdirmemiş, hayır talep edenlerin onlara yönelmesini yasaklamış ve bazen kurak yeri ve ehlini helak etmek için yağmurunu oradan esirgediği gibi, hayır bir iş yapmayı da onlara yasaklamıştır. Allah'ın affettiği ise daha çoktur.
- Kardeşinin kalbindeki sevgini, senin kalbindeki sevgisiyle tanı.
- İman ve hayâ aynı köke uzanmaktalar, biri giderse diğeri onu izler.
- İmam Ali'nin (a.s.) sevenleri, velayetimiz yolunda mallarını birbirlerinden esirgemeyen, sevgimizle birbirlerini seven, emrimizi diriltmek için birbirlerini ziyaret eden, sinirlendiklerinde zulme yönelmeyen, hoşnut olduklarında israf etmeyen, komşularına bereket olan ve muaşeret ettikleri kimselerle de sulh u sefâ içerisinde bulunan kimselerdir.
- Hak üzere kıyam et. Seni ilgilendirmeyen şeyden uzaklaş. Düşmanından çekin.
Dostuna karşı Allah'tan korkan emin kimse hâriç, ihtiyatlı davran. Günahkârla arkadaş olma ve onu kendi sırrına da vâkıf kılma. İşlerinde Allah'tan korkan kimselerle istişare et.
- Gücün yetiyorsa ilişkin olan herkesten üstün olmaya çalış.
- Allah'ın bütün takdirleri mü'min için hayırdır.
- Üç şey dünya ve ahiret güzelliklerindendir: Sana zulmedeni affetmen, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı âsilik yapana yumuşak ve olgun davranman.
- Allah-u Teâlâ, insanların, bir şey istediklerinde, birbirlerine ısrar etmelerini sevmez ama onu, Kendisi için sever. Kendisinden bir şeyin istenilmesini ve indinde olanın ısrarla takip edilmesini sever.
- Üç kimse selam vermez: Cuma namazına giden, cenaze arkasında yürüyen ve hamamda yıkanan kimse.
- İlminden faydalanılan âlim, yetmiş bin âbidden daha üstündür.
- Dünya malına yeni kavuşmuş bir kimseye muhtaç olmak, yılanın ağzındaki paraya muhtaç olmaya benzer; bir taraftan ona muhtaçsın, diğer taraftan ise tehlikedesin.
- Marifetsiz yapılan amel kabul olmaz. Kim, Allah'ı tanırsa, marifeti onu amel etmeye sevk eder; marifeti olmayanın ameli kabul olmaz.
- Dört şey hayır hazinelerindendir: İhtiyacı gizlemek, sadakayı gizlemek, ağrıyı bildirmemek, musibeti söylememek.
- Dili gerçeği söyleyenin ameli temizdir. Niyeti iyi olanın rızkı çoğalır. Ailesine karşı güzel davrananın ise ömrü uzar.
- Tevazu; makamından aşağı bir yerde oturmaya râzı olman, karşılaştığın herkese selam vermen ve haklı olsan da münakaşayı terk etmendir.
- Kişinin başkasında gördüğü bir ayıbı kendisinde görememesi; terk edemediği bir şeyle başkasını ayıplaması ve kendisini ilgilendirmeyen bir şeyle arkadaşını incitmesi, kendisini aldatması için yeterlidir.
- Kim, Allah'a iman etmek, kardeşine vefâlı kalmak ve Allah'ın rızasını talep etmek üzere Allah yolunda bir kimse ile kardeş olursa, Allah'ın nurundan bir ışık, azabından bir eman, kıyamette kendisini kurtarıcı bir delil, kalıcı bir izzet ve yüce bir şân kazanmış olur. Çünkü mü'min, ne Allah'a ektir, ne de O'ndan kopuktur."
"Bu sözün mânâsı nedir?" dediklerinde, İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Ek değildir, yani o Allah değildir. O'ndan kopuk değildir. Yani o başkasından değildir."
- Mü'min, mü'minin kardeşidir. Mü'min, kendi kardeşine ne küfreder, ne onu iyilikten mahrum bırakır ve ne de ona su-i zanda bulunur.
- Kim Müslüman kardeşine yardım etmek ve ihtiyacını karşılamak için gayret göstermekten çekinirse, günahı olan, sevap da almayacağı bir ihtiyacı için çaba göstermeye dûçâr olur.
Allah'ın râzı olduğu yerde malını infak etmekten sakınan cimri kimse de, o malın kat kat fazlasını Allah'ın sevmediği bir yerde sarf etmeye dûçâr olur.
- Kime ahmaklık verilmişse, iman ondan uzaklaşmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
- Bizim sevenlerimiz ancak Allah'tan çekinen ve O'na itaat eden kimselerdir.
Ehl-i Beyt'i sevenler ancak tevazuu, huşû ve emaneti edâ etmek, Allah'ı çok anmak, oruç tutmak, namaz kılmak, anne ve babaya iyilikte bulunmak, fakir, borçlu ve yetim olan komşuların karşısında kendini sorumlu bilmek, doğru konuşmak, Kur'an okumak ve insanlar hakkında iyilikten başka bir şey söylememekle tanınırlar ve onlar kendi kavimlerinin emin insanlarıdırlar.
- Münafık kimse ile dilinle anlaş ve geçin. Sadece mü'mini kalbinle sev. Bir Yahudi bile seninle oturursa ona iyi davran.
- Kemâlin tümü din hususunda derin bilgi sahibi olmak, musibetlere karşı sabretmek ve geçim masrafını ölçülü bir şekilde ayarlamaktır.
- Allah-u Teâlâ yarattıklarından bazılarını hayır ehli kılmış, hayır işi onlara sevdirmiş, hayır talep edenleri onlara yöneltmiş, yağmuru göndermekle ve kurak yeri ve ehlini diriltmeyi kolaylaştırdığı gibi iyi işleri yapmayı da onlara kolaylaştırmıştır.
Allah-u Teâlâ, yaratıklarından bazılarını da hayır işe düşman kılmış; hayrı ve hayır iş yapmayı da onlara sevdirmemiş, hayır talep edenlerin onlara yönelmesini yasaklamış ve bazen kurak yeri ve ehlini helak etmek için yağmurunu oradan esirgediği gibi, hayır bir iş yapmayı da onlara yasaklamıştır. Allah'ın affettiği ise daha çoktur.
- Kardeşinin kalbindeki sevgini, senin kalbindeki sevgisiyle tanı.
- İman ve hayâ aynı köke uzanmaktalar, biri giderse diğeri onu izler.
- İmam Ali'nin (a.s.) sevenleri, velayetimiz yolunda mallarını birbirlerinden esirgemeyen, sevgimizle birbirlerini seven, emrimizi diriltmek için birbirlerini ziyaret eden, sinirlendiklerinde zulme yönelmeyen, hoşnut olduklarında israf etmeyen, komşularına bereket olan ve muaşeret ettikleri kimselerle de sulh u sefâ içerisinde bulunan kimselerdir.
- Hak üzere kıyam et. Seni ilgilendirmeyen şeyden uzaklaş. Düşmanından çekin.
Dostuna karşı Allah'tan korkan emin kimse hâriç, ihtiyatlı davran. Günahkârla arkadaş olma ve onu kendi sırrına da vâkıf kılma. İşlerinde Allah'tan korkan kimselerle istişare et.
- Gücün yetiyorsa ilişkin olan herkesten üstün olmaya çalış.
- Allah'ın bütün takdirleri mü'min için hayırdır.
- Üç şey dünya ve ahiret güzelliklerindendir: Sana zulmedeni affetmen, seninle ilişkisini kesenle ilişki kurman ve sana karşı âsilik yapana yumuşak ve olgun davranman.
- Allah-u Teâlâ, insanların, bir şey istediklerinde, birbirlerine ısrar etmelerini sevmez ama onu, Kendisi için sever. Kendisinden bir şeyin istenilmesini ve indinde olanın ısrarla takip edilmesini sever.
- Üç kimse selam vermez: Cuma namazına giden, cenaze arkasında yürüyen ve hamamda yıkanan kimse.
- İlminden faydalanılan âlim, yetmiş bin âbidden daha üstündür.
- Dünya malına yeni kavuşmuş bir kimseye muhtaç olmak, yılanın ağzındaki paraya muhtaç olmaya benzer; bir taraftan ona muhtaçsın, diğer taraftan ise tehlikedesin.
- Marifetsiz yapılan amel kabul olmaz. Kim, Allah'ı tanırsa, marifeti onu amel etmeye sevk eder; marifeti olmayanın ameli kabul olmaz.
- Dört şey hayır hazinelerindendir: İhtiyacı gizlemek, sadakayı gizlemek, ağrıyı bildirmemek, musibeti söylememek.
- Dili gerçeği söyleyenin ameli temizdir. Niyeti iyi olanın rızkı çoğalır. Ailesine karşı güzel davrananın ise ömrü uzar.
- Tevazu; makamından aşağı bir yerde oturmaya râzı olman, karşılaştığın herkese selam vermen ve haklı olsan da münakaşayı terk etmendir.
- Kişinin başkasında gördüğü bir ayıbı kendisinde görememesi; terk edemediği bir şeyle başkasını ayıplaması ve kendisini ilgilendirmeyen bir şeyle arkadaşını incitmesi, kendisini aldatması için yeterlidir.
- Kim, Allah'a iman etmek, kardeşine vefâlı kalmak ve Allah'ın rızasını talep etmek üzere Allah yolunda bir kimse ile kardeş olursa, Allah'ın nurundan bir ışık, azabından bir eman, kıyamette kendisini kurtarıcı bir delil, kalıcı bir izzet ve yüce bir şân kazanmış olur. Çünkü mü'min, ne Allah'a ektir, ne de O'ndan kopuktur."
"Bu sözün mânâsı nedir?" dediklerinde, İmam (a.s.) şöyle buyurdu: "Ek değildir, yani o Allah değildir. O'ndan kopuk değildir. Yani o başkasından değildir."
- Mü'min, mü'minin kardeşidir. Mü'min, kendi kardeşine ne küfreder, ne onu iyilikten mahrum bırakır ve ne de ona su-i zanda bulunur.
- Kim Müslüman kardeşine yardım etmek ve ihtiyacını karşılamak için gayret göstermekten çekinirse, günahı olan, sevap da almayacağı bir ihtiyacı için çaba göstermeye dûçâr olur.
Allah'ın râzı olduğu yerde malını infak etmekten sakınan cimri kimse de, o malın kat kat fazlasını Allah'ın sevmediği bir yerde sarf etmeye dûçâr olur.
- Kime ahmaklık verilmişse, iman ondan uzaklaşmıştır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Muhammed Bakır eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.