İmam Rıza'nın veliahtlık şartları
İmam Rıza (a.s) şu şartlarla veliahtlığı kabul etti: "Ben veliahtlığı kabul ederim ama şu şartla ki, hükümetle ilgili hiçbir meseleye karışmam; ne emrederim ve ne nehy, ne mahkeme işlerine karışırım ve ne bu düzenden herhangi bir şey değiştiririm"
28.07.2017 00:00:00
Şeyh Saduk, Uyun-u Ahbari'r-Rıza isimli eserinde şöyle anlatıyor:
Ahmed bin Zeyd el-Hemedanî, Hüseyin bin İbrahim el-Mükettib ve Ali bin Abdullah el-Verrak (r.a), Ali bin İbrahim'den şöyle dediğini naklediyorlar:
"Hizmetçi olan Yasir, İmam Rıza (a.s)'ın Tus'ta vefatından sonra Horasan'dan geriye döndüğünde, orada bulunduğu müddetçe başından geçen olayların hepsini benim için nakletti."
Yine Ali bin İbrahim diyor ki: Raggan bin Salt ki, Hasan bin Sehl'in yanında çalışanlardandı, yine babam Muhammed bin Arefe-i Raşidî ve Salih bin Sait el-Kâtib-i Raşidî'den ki bunlar, bizim için İmam Rıza (a.s)'ın hadislerini nakleden kişilerdi, şöyle dediklerini naklediyor:
Emir öldürüldükten sonra Memun hilafet tahtına oturdu ve İmam Rıza (a.s)'a mektup yazarak onu Horasan'a davet etti. İmam (a.s) bir çok özürler getirerek davete icabet etmedi. Ama Memun, İmam (a.s)'dan el çekmedi ve İmam'ı ikna etmek için defalarca mektup gönderdi. İmam Memun'un kararlı olduğunu görünce mecburen Horasan'a gitmek üzere Medine'yi terk etti. Bu esnada İmam (a.s)'ın oğlu Ebu Câfer henüz yedi yaşındaydı. Memun, İmam (a.s)'dan yolculuk yapacağı hatların Kum ve Kûfe şehirleri dışında olmasını istedi. Bu nedenle İmam (a.s) Basra, Ahvaz, Fars hatlarıyla Merv'e getirildi. Merv'e geldiğinde Memun, İmam (a.s)'a halifeliği teklif etti ama İmam bunu kabul etmedi. Memun yaklaşık iki ay İmam'a halifelik teklifinde ısrar edip durdu ama İmam Rıza (a.s) her defasında onu reddediyordu. Memun netice alamayınca İmam (a.s)'a veliahtlığı teklif etti. İmam (a.s), "Bu teklifi belirlediğim şartlarla kabul ederim" buyurdu.
Memun, "Ne istediğini şart koşmak istersen koş" dedi.
İmam (a.s)'ın şöyle söylediğini naklediyorlar: "Ben veliahtlığı kabul ederim ama şu şartla ki, hükümetle ilgili hiçbir meseleye karışmam; ne emrederim ve ne nehy, ne mahkeme işlerine karışırım ve ne bu düzenden herhangi bir şey değiştiririm. Saydığım şeylerin hepsinden beni muaf tutmanı istiyorum."
Memun bütün bu şartları kabul etti. Daha sonra devletin üst düzey askeri yetkililerini, hakimleri, işçileri, memurları ve tüm Abbasoğullarını İmam (a.s)'a veliaht unvanıyla biat etmeleri için bir araya topladı. Yetkililerin hepsine hediyeler verdi, onları razı etti ve onların üçü dışında hepsi bu meseleyi kabullendiler.
Askeri yetkililerden olan üç kişi şunlardı: İsa Culudî, Ali bin İmran ve Ebu Yûnus. Bu üç kişi İmam Rıza (a.s)'a biat etmedikleri için tutuklanarak hapse atıldılar. Daha sonra herkes İmam (a.s)'a biat etti ve İmam'ın veliahtlığı İslam hükümetinin her yerinde ilan edildi. O hazretin adına dinar ve dirhemler basılarak hutbeler onun adına okundu. Memun bu iş için çok para harcadı. (devamı yarın...)
OKAN EGESEL
Ahmed bin Zeyd el-Hemedanî, Hüseyin bin İbrahim el-Mükettib ve Ali bin Abdullah el-Verrak (r.a), Ali bin İbrahim'den şöyle dediğini naklediyorlar:
"Hizmetçi olan Yasir, İmam Rıza (a.s)'ın Tus'ta vefatından sonra Horasan'dan geriye döndüğünde, orada bulunduğu müddetçe başından geçen olayların hepsini benim için nakletti."
Yine Ali bin İbrahim diyor ki: Raggan bin Salt ki, Hasan bin Sehl'in yanında çalışanlardandı, yine babam Muhammed bin Arefe-i Raşidî ve Salih bin Sait el-Kâtib-i Raşidî'den ki bunlar, bizim için İmam Rıza (a.s)'ın hadislerini nakleden kişilerdi, şöyle dediklerini naklediyor:
Emir öldürüldükten sonra Memun hilafet tahtına oturdu ve İmam Rıza (a.s)'a mektup yazarak onu Horasan'a davet etti. İmam (a.s) bir çok özürler getirerek davete icabet etmedi. Ama Memun, İmam (a.s)'dan el çekmedi ve İmam'ı ikna etmek için defalarca mektup gönderdi. İmam Memun'un kararlı olduğunu görünce mecburen Horasan'a gitmek üzere Medine'yi terk etti. Bu esnada İmam (a.s)'ın oğlu Ebu Câfer henüz yedi yaşındaydı. Memun, İmam (a.s)'dan yolculuk yapacağı hatların Kum ve Kûfe şehirleri dışında olmasını istedi. Bu nedenle İmam (a.s) Basra, Ahvaz, Fars hatlarıyla Merv'e getirildi. Merv'e geldiğinde Memun, İmam (a.s)'a halifeliği teklif etti ama İmam bunu kabul etmedi. Memun yaklaşık iki ay İmam'a halifelik teklifinde ısrar edip durdu ama İmam Rıza (a.s) her defasında onu reddediyordu. Memun netice alamayınca İmam (a.s)'a veliahtlığı teklif etti. İmam (a.s), "Bu teklifi belirlediğim şartlarla kabul ederim" buyurdu.
Memun, "Ne istediğini şart koşmak istersen koş" dedi.
İmam (a.s)'ın şöyle söylediğini naklediyorlar: "Ben veliahtlığı kabul ederim ama şu şartla ki, hükümetle ilgili hiçbir meseleye karışmam; ne emrederim ve ne nehy, ne mahkeme işlerine karışırım ve ne bu düzenden herhangi bir şey değiştiririm. Saydığım şeylerin hepsinden beni muaf tutmanı istiyorum."
Memun bütün bu şartları kabul etti. Daha sonra devletin üst düzey askeri yetkililerini, hakimleri, işçileri, memurları ve tüm Abbasoğullarını İmam (a.s)'a veliaht unvanıyla biat etmeleri için bir araya topladı. Yetkililerin hepsine hediyeler verdi, onları razı etti ve onların üçü dışında hepsi bu meseleyi kabullendiler.
Askeri yetkililerden olan üç kişi şunlardı: İsa Culudî, Ali bin İmran ve Ebu Yûnus. Bu üç kişi İmam Rıza (a.s)'a biat etmedikleri için tutuklanarak hapse atıldılar. Daha sonra herkes İmam (a.s)'a biat etti ve İmam'ın veliahtlığı İslam hükümetinin her yerinde ilan edildi. O hazretin adına dinar ve dirhemler basılarak hutbeler onun adına okundu. Memun bu iş için çok para harcadı. (devamı yarın...)
OKAN EGESEL