Prof. Dr. Haydar Baş, "İmam Zeynelabidin" eserinde şu bilgileri veriyor:
"İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın imameti, babasının Kerbela'da katledilmesi ile başlamaktadır. İmametinin çile ve meşakkatini hisseden babası, ona son anlarında hayatı boyunca ihtiyacı olacak şu duayı öğretmiştir:
İmam Seccad (a.s.)'dan şöyle nakledilmiştir: "Babam öldürüldüğü gün kanlar oluk gibi aktığı bir anda beni bağrına bastı ve şöyle buyurdu: Yavrum, şu duayı benden ezberle ve hacet, gam, keder, musibet ve büyük hadiselerde Allah'a bu dua ile seslen. Onu, annem Fâtıma (a.s.) bana öğretmiştir, o da Resûlullah (s.a.v.)'den öğrenmiştir: Allah'ım! Ya-sin ve Kur'an-ı Kerim hakkına, Ta-Ha ve Kur'an-ı Azim hakkına Sana niyaz ediyorum! Ey isteyenlerin hacetine kâdir olan, ey gönüllerde olanları bilen, ey gamlıların gamını gideren, ey kederlileri kederden kurtaran, ey ihtiyarlara rahmeden, ey küçük çocuklara rızık veren, ey tefsir ve beyana ihtiyacı olmayan Allah, Muhammed (s.a.v.) ve âline salat eyle ve benim de ihtiyaçlarımı karşıla!" (Biharu'l-Envar, c.95, s.196).
Mübarek babası ile beraber ömrünün yirmi iki yılını geçiren İmam (a.s.), imamet makamına geçtikten sonra da bu vazifesini şehit edileceği 57 yaşına kadar sürdürecektir. Yani, İmam Seccad (a.s.), babasından sonra otuz beş yıl hilafet makamında kalmıştır.
Şeyh Tusi, Muhammed Bâkır (a.s.)'dan şöyle nakletmektedir: "Hüseyin Irak'a hareket edince, Peygamberin (s.a.v.) eşi Ümmü Seleme'ye bir vasiyet, bazı kitaplar ve başka şeyler emanet olarak bıraktı ve ona dedi ki: "Sana en büyük oğlum geldiği zaman verdiğim şeyleri ona ver." Hüseyin (a.s.) şehit edilince, Ali b. Hüseyin (a.s.) Ümmü Seleme'nin yanına geldi, o da Hüseyin (a.s.)'ın kendisine bıraktığı bütün emanetleri ona verdi." (Usul-i Kâfi, c.1, s.242-243).
Ebu'l-Carud'dan, o da Muhammed Bâkır'dan şöyle rivayet etmektedir: "Hüseyin (a.s.), Kerbela'da şehit edilmek üzere iken, kızı Fâtıma Kübra'yı çağırdı ve ona dürülmüş bir yazı ile açık bir vasiyet verdi. Ali b. Hüseyin (a.s.) ise hastaydı, Hüseyin (a.s.)'dan sonra yaşayabileceğini sanmıyorlardı. Hüseyin (a.s.) öldürülüp ailesi Medine'ye dönünce, Fâtıma Kübra yazıyı Ali b. Hüseyin (a.s.)'a verdi." (Kuleynî, Usul-i Kâfi, c.1, s.241).
İmam Zeynelâbidin (a.s.), babasının hemen ardından bırakılan mirasla işaret edildiği şekilde bu vazifeyi devralmıştır. İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın yaşadığı dönem, Emevilerin yoğun baskıları altında geçtiğini belirtmiştik. Bu baskılar altında açıktan cihadı değil, gizli bir kıyamı tercih etmiştir. İmametinin başlangıcında Emevilere karşı iki önemli ayaklanma olmuş ancak ikisinde de tam bir netice alınamamıştır. Tevvabun hareketi ve Muhtar ayaklanması. Bunlar karşısında, halkta Emevilere karşı korku artmıştır. Bu durum da Ehl-i Beyt sevdalılarının dağılmasına, köşelerine çekilmelerine neden olacaktır. Böyle bir ortam İmam Seccad (a.s.)'ın işini daha da zorlaştıracaktır. Onun ilk işi dağılan bu Ehl-i Beyt taraftarlarını toplamak ve doğru İslam itikadı ile onları Emevilere karşı mânen güçlendirmektir. İmam Zeynelâbidin (a.s.)'ın dua ve ibadete dayalı bu ekolüne geçmeden evvel, imameti ile ilgili ilk itirâzı yapan amcası Muhammed bin Hanefiyye ile olan mücadelesini aktaralım.
Ebu Halid Kabulî şöyle der: "Hüseyin b. Ali (a.s.)'ın şehadetinden ve Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın Medine'ye dönüşünden sonra, Muhammed b. Hanefiyye beni sesleyip şöyle dedi: "Ali b. Hüseyin (a.s.)'ın yanına git ve ona de ki: Ben Hasan (a.s.) ve Hüseyin (a.s.)'dan sonra Emirü'l-mü'mininin en büyük oğluyum ve ben buna (imamete) daha layıkım, bu yüzden onu bana bırakman daha doğru olur; eğer istiyorsanız hakemiyet için birini seçin ve beraberce onun yanına gidelim." İmam (a.s.)'ın yanına gidip Muhammed'in mesajını ilettim. İmam (a.s.) cevaben dedi ki: "Onun yanına dön ve şöyle de: "Amcacığım, Allah'tan sakın ve Allah'ın senin için karar kılmadığı şey hususunda iddia etme. Eğer ısrar ediyorsan Hacerü'l-Esved'i hakem kılalım, Hacerü'l-Esved kime cevap verirse o şahıs imam kabul edilsin."
Nitekim Hacerü'l Esved'in yanına gittiler. İmam (a.s.), Muhammed'e dönüp dedi: "Sen daha büyük olduğuna göre ilerle ve ondan tanıklık etmesini iste." Muhammed gidip iki rekât namaz kıldı ve imamet kendi hakkı ise onun tanıklık etmesini istedi, ancak cevap alamadı. Daha sonra İmam Seccad (a.s.) kalkıp iki rekât namaz kıldıktan sonra seslendi: "Ey taş, ey Allah'ın Evi'nin ziyaretçilerine şahit kılınan, eğer imametin benim hakkım olduğunu ve Allah'ın her kulunun bana itaat etmesi gerektiğini biliyorsan şahitlik et de, amcam imamette hakkı olmadığını öğrensin." Hacerü'l Esved fasih bir Arapça'yla konuşmaya başladı: "Ey Muhammed b. Ali, imamet hakkında Ali b. Hüseyin (a.s.)'la cedelleşme, senin ve bütün kulların ona itaat etmesi farzdır. Onun sözünü dinle, emrine itaat et." Muhammed bin Hanefiyye, "Duydum ve itaat ettim ey Allah'ın yerdeki ve gökteki hücceti" dedi. Bu olaydan sonra Muhammed bin Hanefiyye, Kısaniye fırkasının kendisinin imametine itikat etmelerine rağmen, dördüncü imamın imametine vefa gösterdi ve tasdik etti." (Biharu'l-Envar, c.46, s.29-30)."
Gökhan Demir / diğer yazıları
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-II / 10.12.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020
- Mustafa Kemal ile beraber hareket dönemi-I / 09.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-VI / 08.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-V / 07.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-IV / 04.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-III / 03.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-II / 02.12.2020
- Ankara millî şahlanışa katılıyor-I / 01.12.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-XI / 30.11.2020
- Millî Mücadele’de din adamları-X / 29.11.2020