İmam’ın şahsî vasıfları
Şeyh Müfîd (r.a.) diyor ki: “Ebu Ca'fer’den (İmam Muhammed Takî’den) sonraki İmam, oğlu Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed (İmam Hâdî) idi. Çünkü İmamet özellikleri onda toplanmıştı, fazilette mükemmeldi ve O’ndan başka vâris olan bir kimse yoktu
17.06.2024 18:34:00
Haber Merkezi
Haber Merkezi





Şeyh Müfîd (r.a.) diyor ki: "Ebu Ca'fer'den (İmam Muhammed Takî'den) sonraki İmam, oğlu Ebu'l-Hasan Ali b. Muhammed (İmam Hâdî) idi. Çünkü İmamet özellikleri onda toplanmıştı, fazilette mükemmeldi ve O'ndan başka vâris olan bir kimse yoktu."
Askerî diye adlandırılmasının sebebi:
İbn İmad el-Hanbelî diyor ki: "İmam Hadî'ye (a.s.) 'Askerî' demişlerdir; çünkü Mütevekkil'in yanında O'nun hakkında dedikodu yaptılar. Bundan dolayı İmam'ı (a.s.) Medine'den celp edip ordugâhı olan Samarra'ya yerleştirdiler.
Samarra'ya 'Asker' (ordugâh) denilmesinin sebebi, Mu'tasım o şehri yaptığında askerini oraya intikal ettirdiği içindir. İşte bundan dolayı oraya 'Asker' (ordugâh) ismi verilmiştir."
Fazilet ve necâbeti
Ubeydullah b. Yahya el-Hakan diyor ki: "Eğer İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) babasını (İmam Hâdî'yi) görmüş olsaydın, O'nu çok cömert, necâbetli (şeref ve haseb yönünden mükemmel) ve faziletli bir kimse olarak görürdün."
Yüzüğünün nakşı
Kefâmî diyor ki: "İmam Hâdî'nin (a.s.) yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şöyleydi:
'Hıfzu'l-uhud min ahlaki'l-Ma'bud-Ahidleri korumak -taahhüde bağlılık- İlâhî ahlaklardandır.'
Diğer bir yüzüğünde de şöyle yazılı olduğu rivâyet edilmiştir: Allah-u Rabbî ve Huve ismetî min halkıhi-Allah, Benim Rabbimdir; O, Beni yaratıklarından koruyandır."
Bir başka rivâyette Kefâmî diyor ki: "İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şuydu: 'İnnallahe şehîdun-Allah tanıktır.'
Bir rivâyete göre ise şuydu: 'Subhâne men lehu mekalîdu's-semâvati ve'l-arz-Yer ve göklerin anahtarları elinde olan Yüce Allah her türlü noksanlıklardan münezzehtir.'"
Başından nûr saçması
İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) cariyesi şöyle diyor: "İmam Hasan Askerî (a.s.), uykuda olduğunda, O'nun başının yanından göğe doğru bir nûr saçtığını görüyordum."
Konuşması
Kâfurî diyor ki: "İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) özelliklerinden biri de, susmasıydı. Konuştuğunda ise hikmet, ilim ve Allah'ın zikrinden başka bir şey söylemezdi."
Kendisini ibadete adaması
İbnu'l-İbâd el-Hanbelî diyor ki: "Ebu'l-Hasan Ali bin Cevad (İmam Hadî), fakih (çok bilgin), İmam ve mütaabbid (kendisini ibadete atayan) birisiydi."
Sürekli ibadet etmesi
Sâlih b. Ali'nin vekilleri (zindandaki bekçileri) İmam Hasan Askerî (a.s.) hakkında şöyle demişlerdir:
"Gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadetle geçiren, konuşmayan ve ibadetten başka bir şeyle meşgul olmayan bir kimse hakkında ne diyebiliriz!"
Gecelerini namaz ve Kur'an ile geçirmesi
Bir rivâyette şöyle nakledilmektedir: "Ebu Muhammed (İmam Hasan Askerî), kendi zamanının en çok ibadet edeni ve Allah'a en çok itaat edeni idi. O, geceleri namaz kılmak, Kur'an okumak ve Allah'a secde etmekle sabahlardı."
Namazdaki huşûu ve Allah'a yönelmesi
Seyyid bin Tavus diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) namazda, kalbi ve bütün vücuduyla, varlığı yaratan ve hayat bahşeden Yüce Allah'a yöneliyordu. Namaz kıldığı zaman dünya işleri için kollarını sıvamaz ve onlara önem vermezdi."
Uzun secdeleri
Muhammed eş-Şakirî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) ibadet mihrabında oturarak secdeye kapanıyor, ben ise uyuyordum. Kalktığımda O'nu yine secde hâlinde görüyordum."
Kur'an-ı Kerim kıraati
İbnu'l-İmad el-Hanbelî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), Kur'an'ın vaad ve vaidleri (müjde ve tehditleri) hakkındaki ayetlerle terennüm (zemzeme) ediyordu."
Allah'a yaklaştıran her ibadeti yapması
Kureşî şöyle rivâyet etmiştir: "İmam Hasan Askerî (a.s.), kendisini Allah'a yakınlaştıran her ibadeti yapıyordu. Müstehab ibadet, namaz veya nâfile oruçların hiçbirini terk etmezdi."
Ahlakı ve zâhidce hayatı
İbn İmad el-Hanbelî diyor ki: "Abbasî halifesi Mütevekkil'e, 'İmam Hâdî'nin evinde silah ve malzeme vardır, senin aleyhine ayaklanmak istiyor' dediklerinde, İmam'ın (a.s.) evine baskın yapmalarını emretti.
Hânesine girdiklerinde İmam'ın odasının kapısının kapalı olduğunu ve O'nun üzerinde yünlü bir cüppe olduğu hâlde namaz kıldığını ve altında bir sergi bile olmadığını gördüler."
Şemâili ve hasletleri
İbn-i Şehraşub diyor ki: "İmam Hâdî (a.s.) güzellik (sima) açısından insanların en güzeli, konuşma açısından onların en doğru konuşanı, yakından onların en tatlısı, uzaktan ise onların en mükemmeli idi. Sustuğunda vakarlık ve heybeti çoğalırdı; konuştuğunda ise azamet ve yüceliği artırdı."
Hizmetçisinin hâlini gözetmesi
Hizmetçi Nadir diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), hizmetçilerden biri yemek yediği zaman, yemeğini bitirmedikçe onu konuşmaya mecbur etmezdi."
İhsanı ve dünyaya rağbetsizliği
Yahya bin Herseme diyor ki: "İmam Hâdî (a.s.), Medine halkına ihsanda bulunur, sürekli ca¬mide oturur ve dünyaya karşı rağbetsiz ve meyilsiz idi."
Dost ve ahbaplarına öğüt vermesi
Allame Meclisî (r.a) diyor ki: "Ebu Muhammed (İmam Hasan Askerî) sürekli ashabına öğüt verir, ahiret yurdunu onlara hatırlatır ve onları dünya fitneleri ve aldatmalarından sakındırıyordu. Öğütlerinden biri de şuydu:
Siz, kısa müddet ve sayılı günler içerisindesiniz; ölüm ise amansızca geliyor. Kim hayır ekerse, saadet biçer; kim de şer ekerse, pişmanlık biçer."
Sabrı ve affı
Kureşî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), insanların en sabırlısı ve öfkesini en çok sindiren idi; kendisine kötülük yapanı ise affediyordu."
Başkaları açısından İmam Hasan Askerî
Ahmed b. Ubeydullah bin Hakan diyor ki: "Samarra'daki Ehl-i Beyt dostlarından, siyret (davranış), sükûnet, vakar, iffet, şeref ve keramette, ailesi ve Hâşimoğuları yanında Hasan b. Ali (İmam Hasan Askerî) gibi birisini görmedim."
İbn Şehraşub'un gözüyle İmam Hasan Askerî
İbn Şehraşub diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) her çeşit ayıptan (noksanlıktan) beri, gâibe emin, yaşlı olmaksızın vakar madeni, (ayıp ve hatalara) göz yuman, eli geniş (cömert), çok hediye veren ve iyi vefa edendi."
İftarı ve iftar sofrası
Davud b. Kâsım el-Ca'ferî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) çok oruç tutardı. İftar ettiğinde ise biz de O'nunla birlikte, kölesinin mühürlü bir torbada kendisine götürdüğü yemekten yerdik. Ben de O'nunla birlikte oruç tutardım."
Asrının yegâne efendisi oluşu
İbn-i Sabbağ diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), asrındaki insanların efendisi (büyüğü), zamanındaki halkın İmam'ıydı. Sözleri sağlam ve işleri övgüye değer idi. Eğer zamanındaki bilginler kaside idiyseler, o kasidenin beytinin şahı idi.
Tozuna yetişilmeyen ilim binicisiydi; ilmin vâzıh ve açık olmayan yönlerini açıklayandı. Öyle ki, kimse o konuda O'nunla mücadele ve münakaşa yapamazdı; isabetli görüşüyle hakikatleri keşfedendi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Askerî diye adlandırılmasının sebebi:
İbn İmad el-Hanbelî diyor ki: "İmam Hadî'ye (a.s.) 'Askerî' demişlerdir; çünkü Mütevekkil'in yanında O'nun hakkında dedikodu yaptılar. Bundan dolayı İmam'ı (a.s.) Medine'den celp edip ordugâhı olan Samarra'ya yerleştirdiler.
Samarra'ya 'Asker' (ordugâh) denilmesinin sebebi, Mu'tasım o şehri yaptığında askerini oraya intikal ettirdiği içindir. İşte bundan dolayı oraya 'Asker' (ordugâh) ismi verilmiştir."
Fazilet ve necâbeti
Ubeydullah b. Yahya el-Hakan diyor ki: "Eğer İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) babasını (İmam Hâdî'yi) görmüş olsaydın, O'nu çok cömert, necâbetli (şeref ve haseb yönünden mükemmel) ve faziletli bir kimse olarak görürdün."
Yüzüğünün nakşı
Kefâmî diyor ki: "İmam Hâdî'nin (a.s.) yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şöyleydi:
'Hıfzu'l-uhud min ahlaki'l-Ma'bud-Ahidleri korumak -taahhüde bağlılık- İlâhî ahlaklardandır.'
Diğer bir yüzüğünde de şöyle yazılı olduğu rivâyet edilmiştir: Allah-u Rabbî ve Huve ismetî min halkıhi-Allah, Benim Rabbimdir; O, Beni yaratıklarından koruyandır."
Bir başka rivâyette Kefâmî diyor ki: "İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) yüzüğünün kaşının nakşı (yazısı) şuydu: 'İnnallahe şehîdun-Allah tanıktır.'
Bir rivâyete göre ise şuydu: 'Subhâne men lehu mekalîdu's-semâvati ve'l-arz-Yer ve göklerin anahtarları elinde olan Yüce Allah her türlü noksanlıklardan münezzehtir.'"
Başından nûr saçması
İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) cariyesi şöyle diyor: "İmam Hasan Askerî (a.s.), uykuda olduğunda, O'nun başının yanından göğe doğru bir nûr saçtığını görüyordum."
Konuşması
Kâfurî diyor ki: "İmam Hasan Askerî'nin (a.s.) özelliklerinden biri de, susmasıydı. Konuştuğunda ise hikmet, ilim ve Allah'ın zikrinden başka bir şey söylemezdi."
Kendisini ibadete adaması
İbnu'l-İbâd el-Hanbelî diyor ki: "Ebu'l-Hasan Ali bin Cevad (İmam Hadî), fakih (çok bilgin), İmam ve mütaabbid (kendisini ibadete atayan) birisiydi."
Sürekli ibadet etmesi
Sâlih b. Ali'nin vekilleri (zindandaki bekçileri) İmam Hasan Askerî (a.s.) hakkında şöyle demişlerdir:
"Gündüzleri oruç tutan, geceleri ibadetle geçiren, konuşmayan ve ibadetten başka bir şeyle meşgul olmayan bir kimse hakkında ne diyebiliriz!"
Gecelerini namaz ve Kur'an ile geçirmesi
Bir rivâyette şöyle nakledilmektedir: "Ebu Muhammed (İmam Hasan Askerî), kendi zamanının en çok ibadet edeni ve Allah'a en çok itaat edeni idi. O, geceleri namaz kılmak, Kur'an okumak ve Allah'a secde etmekle sabahlardı."
Namazdaki huşûu ve Allah'a yönelmesi
Seyyid bin Tavus diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) namazda, kalbi ve bütün vücuduyla, varlığı yaratan ve hayat bahşeden Yüce Allah'a yöneliyordu. Namaz kıldığı zaman dünya işleri için kollarını sıvamaz ve onlara önem vermezdi."
Uzun secdeleri
Muhammed eş-Şakirî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) ibadet mihrabında oturarak secdeye kapanıyor, ben ise uyuyordum. Kalktığımda O'nu yine secde hâlinde görüyordum."
Kur'an-ı Kerim kıraati
İbnu'l-İmad el-Hanbelî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), Kur'an'ın vaad ve vaidleri (müjde ve tehditleri) hakkındaki ayetlerle terennüm (zemzeme) ediyordu."
Allah'a yaklaştıran her ibadeti yapması
Kureşî şöyle rivâyet etmiştir: "İmam Hasan Askerî (a.s.), kendisini Allah'a yakınlaştıran her ibadeti yapıyordu. Müstehab ibadet, namaz veya nâfile oruçların hiçbirini terk etmezdi."
Ahlakı ve zâhidce hayatı
İbn İmad el-Hanbelî diyor ki: "Abbasî halifesi Mütevekkil'e, 'İmam Hâdî'nin evinde silah ve malzeme vardır, senin aleyhine ayaklanmak istiyor' dediklerinde, İmam'ın (a.s.) evine baskın yapmalarını emretti.
Hânesine girdiklerinde İmam'ın odasının kapısının kapalı olduğunu ve O'nun üzerinde yünlü bir cüppe olduğu hâlde namaz kıldığını ve altında bir sergi bile olmadığını gördüler."
Şemâili ve hasletleri
İbn-i Şehraşub diyor ki: "İmam Hâdî (a.s.) güzellik (sima) açısından insanların en güzeli, konuşma açısından onların en doğru konuşanı, yakından onların en tatlısı, uzaktan ise onların en mükemmeli idi. Sustuğunda vakarlık ve heybeti çoğalırdı; konuştuğunda ise azamet ve yüceliği artırdı."
Hizmetçisinin hâlini gözetmesi
Hizmetçi Nadir diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), hizmetçilerden biri yemek yediği zaman, yemeğini bitirmedikçe onu konuşmaya mecbur etmezdi."
İhsanı ve dünyaya rağbetsizliği
Yahya bin Herseme diyor ki: "İmam Hâdî (a.s.), Medine halkına ihsanda bulunur, sürekli ca¬mide oturur ve dünyaya karşı rağbetsiz ve meyilsiz idi."
Dost ve ahbaplarına öğüt vermesi
Allame Meclisî (r.a) diyor ki: "Ebu Muhammed (İmam Hasan Askerî) sürekli ashabına öğüt verir, ahiret yurdunu onlara hatırlatır ve onları dünya fitneleri ve aldatmalarından sakındırıyordu. Öğütlerinden biri de şuydu:
Siz, kısa müddet ve sayılı günler içerisindesiniz; ölüm ise amansızca geliyor. Kim hayır ekerse, saadet biçer; kim de şer ekerse, pişmanlık biçer."
Sabrı ve affı
Kureşî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), insanların en sabırlısı ve öfkesini en çok sindiren idi; kendisine kötülük yapanı ise affediyordu."
Başkaları açısından İmam Hasan Askerî
Ahmed b. Ubeydullah bin Hakan diyor ki: "Samarra'daki Ehl-i Beyt dostlarından, siyret (davranış), sükûnet, vakar, iffet, şeref ve keramette, ailesi ve Hâşimoğuları yanında Hasan b. Ali (İmam Hasan Askerî) gibi birisini görmedim."
İbn Şehraşub'un gözüyle İmam Hasan Askerî
İbn Şehraşub diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) her çeşit ayıptan (noksanlıktan) beri, gâibe emin, yaşlı olmaksızın vakar madeni, (ayıp ve hatalara) göz yuman, eli geniş (cömert), çok hediye veren ve iyi vefa edendi."
İftarı ve iftar sofrası
Davud b. Kâsım el-Ca'ferî diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.) çok oruç tutardı. İftar ettiğinde ise biz de O'nunla birlikte, kölesinin mühürlü bir torbada kendisine götürdüğü yemekten yerdik. Ben de O'nunla birlikte oruç tutardım."
Asrının yegâne efendisi oluşu
İbn-i Sabbağ diyor ki: "İmam Hasan Askerî (a.s.), asrındaki insanların efendisi (büyüğü), zamanındaki halkın İmam'ıydı. Sözleri sağlam ve işleri övgüye değer idi. Eğer zamanındaki bilginler kaside idiyseler, o kasidenin beytinin şahı idi.
Tozuna yetişilmeyen ilim binicisiydi; ilmin vâzıh ve açık olmayan yönlerini açıklayandı. Öyle ki, kimse o konuda O'nunla mücadele ve münakaşa yapamazdı; isabetli görüşüyle hakikatleri keşfedendi." (Prof. Dr. Haydar Baş Hasan el-Askeri ve İmam Mehdi eserinden)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.