Ömer Hayyam yaklaşık 900 yıl önce şu dizeleri yazmış:
"Celladına aşık olmuşsa bir millet
İster ezan ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet."
Bugün İslam devletlerini özetle deseler bu dizeleri seslendiririm.
Baksanıza! BOP kapsamında İslam dünyasını kana bulayan, kardeşi kardeşe kırdıran ABD ve son başkanı Trump, 'Gazze barışı' adı altında tebrik, teşekkür yağmuruna tutuldu.
Katar, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır yöneticileri Trump'a teşekkür mesajı yayınladılar.
Hamas'ta, Trump ve arabulucular Katar, Mısır, Türkiye teşekkür etti.
Sayın Erdoğan: "Gazze'nin tekrar ayağa kalkabilmesi için imar faaliyetlerine destek olacağız. Hamas'ı tutumu için kutluyorum. Gazze için görev gücünde yer alacağız" dedi.
Nedir o görev gücü?
Gazze'de ölen ve yerleri bilinmeyen İsrailli rehinelerin cenazelerini bulmak için oluşturulacak birim. Yani Müslüman cesetleri arasında Yahudi ceset arama işini de bize verdiler.
Diğer taraftan İsrail'in başbakanı Netanyahu ve ana muhalefet lideri de Trump'a teşekkür etti.
Netenyahu, Trump ile telefon görüşmesinde "tarihi başarı" için karşılıklı tebrik etti; Trump'ı İsrail parlamentosuna davet etti.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise barışı (!) 'tarihi bir sabah' olarak nitelendirip 'savaşın sona erdirilmesi ve Orta Doğu'da yeni bir gerçeklik için umut yaratılması konusundaki 'inanılmaz liderliği' için ABD Başkanı Donald Trump'a en derin teşekkürlerimi sunuyorum. Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğine şüphe yok" dedi.
İsrail'e güvenen var mı?
Medyada hemen herkesim İsrail'in bu barış anlaşmasına sadık kalmayacağını, geçmişten verdikleri örneklerle dile getirdiler.
Sayın Erdoğan'da bu gerçeği çok iyi bildiği için şu açıklamayı yaptı:
"İsrail'in sözünü tutmama kötü sicilini biliyoruz. Bir kez daha aynı yola girmemeleri konusunda gerekli tedbirleri almak için çaba sürdürüyoruz. Şunu altını çizerek söylemek isterim, tekrar soykırım ortamına dönülmesinin bedeli çok ağır olacaktır. Sabotajlardan uzak durulmalıdır."
Âcizane sormak istiyorum, 'bedeli çok ağır olacak' cümlesi kimin için kuruldu? İsrail mi, Filistinliler mi?
İsrail tarafından esir alınan aktivistlerimiz, 'bizzat gözlerimizle gördük. İsrail limanlarında Türk bayraklı gemiler vardı' dediler.
'Bizi esir alan askerler çok iyi Türkçe konuşuyordu. Sorduk. Biz Türk vatandaşıyız', dediler.
Masumca bir soru daha: Sayın Erdoğan bugüne kadar İsrail'e nasıl bir bedel ödetti?
İsrail inancından mı vaz geçti?
"Rab, Avram'a görünüp, 'Bu toprakları senin soyuna vereceğim' dedi. Avram da kendisine görünen RAB için orada bir sunak yaptı." (Tekvin 12:7)
"O gün Rab, Avram'la antlaşma yaparak, 'Mısır Irmağı'ndan büyük ırmağa, Fırat'a kadar uzanan bu toprakları senin soyuna verdim' dedi." (Tekvin 15:18-21)
"Şimdi gurbette yaşadığın Kenan topraklarının tümünü sana ve soyuna sonsuza dek mülk olarak vereceğim. Ben de onların Tanrısı olacağım." (Tekvin 17:8)
Ulus devlet
2018'de 'Yahudi Ulus Devleti Yasası' çıkartıldı. Yasa hakkında konuşan Başbakan Benyamin Netanyahu şöyle diyordu; "Bu İsrail için bir dönüm noktası. Çok yaşa İsrail Devleti. Bu yasa ile Herzl'in 122 yıl önce ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde varoluşumuzun esaslarını tamamladık. İsrail, Yahudi halkının ulus devletidir ve Ortadoğu'da sadece İsrail vatandaşlarının haklarına saygılıdır…
Ulus-Devlet Yasası, Yahudi halkının kendi kaderini tayin hakkını güvence altına alıyor.
Ulus-Devlet Yasası, İsrail'in bayrağını, marşını ve Kudüs'ü başkent olarak koruyor. Filistinliler bunu anlamalı; İsrail, Yahudilerin vatanıdır, başka bir ulusun değil."
7 Ekim'den sonra
8 Ekim'de Netenyahu, askerlerini tahrif ettikleri kitaptan pasaj okuyup şöyle sesleniyor.
"Bu, ışığın çocukları ile karanlığın çocukları arasında bir savaştır. Işık karanlığı yenene kadar misyonumuzdan vazgeçmeyeceğiz; iyilik, bizi ve tüm dünyayı tehdit eden aşırı kötülüğü yenecektir."
"Filistin devleti olmayacak. Burası bizim; mirasımızı, topraklarımızı ve güvenliğimizi koruyacağız."
24 Eylül 2025 BM'de: "İsrail, Yahudi halkının tarihsel vatanıdır; Ulus-Devlet Yasası bunu teyit etti."
Şimdi barış, diye İslam halklarını sakinleştirenlere bir daha soralım:
İsrail, Arz-ı Mevut'tan vaz mı geçti?
Vatikan, Tanrı Krallığı inancını rafa mı kaldırdı?
ABD, Büyük Ortadoğu Projesini bitirdiğini mi açıkladı?
Ne yapılmak isteniyor?
Bu sorunun cevabını BTP Lideri Hüseyin Baş çok vurgulu olarak verdi: 'Atatürk'e karşı iki yüzlü olanların, cumhuriyete karşı iki yüzlü olanların, demokrasiye karşı iki yüzlü olanların, Türk milletine karşı iki yüzlü olanların Filistin'e karşı samimi, ABD'nin çıkarlarına karşı olmasını beklediniz. Çok beklersiniz…
50 yıl sonra bugünler 3. Dünya Savaşı olarak nitelendirilirse ABD-İsrail-Türkiye aynı taraf olarak anılacak. Hükümet altından kalkması zor, çok büyük bir vebale imza atıyor.
İsrail'in nihai planı Gazze'yi tahliye etmek, yurdundan ettiği Filistinlileri Türkiye'ye yollamak, bizimkilere de Gazze'yi yeniden inşa ettirip sus payı vermek. Severler inşaatı biliyorsunuz."
"Celladına aşık olmuşsa bir millet
İster ezan ister çan dinlet
İtiraz etmiyorsa sürü gibi illet
Müstahaktır ona her türlü zillet."
Bugün İslam devletlerini özetle deseler bu dizeleri seslendiririm.
Baksanıza! BOP kapsamında İslam dünyasını kana bulayan, kardeşi kardeşe kırdıran ABD ve son başkanı Trump, 'Gazze barışı' adı altında tebrik, teşekkür yağmuruna tutuldu.
Katar, Ürdün, BAE, Endonezya, Pakistan, Türkiye, Suudi Arabistan, Mısır yöneticileri Trump'a teşekkür mesajı yayınladılar.
Hamas'ta, Trump ve arabulucular Katar, Mısır, Türkiye teşekkür etti.
Sayın Erdoğan: "Gazze'nin tekrar ayağa kalkabilmesi için imar faaliyetlerine destek olacağız. Hamas'ı tutumu için kutluyorum. Gazze için görev gücünde yer alacağız" dedi.
Nedir o görev gücü?
Gazze'de ölen ve yerleri bilinmeyen İsrailli rehinelerin cenazelerini bulmak için oluşturulacak birim. Yani Müslüman cesetleri arasında Yahudi ceset arama işini de bize verdiler.
Diğer taraftan İsrail'in başbakanı Netanyahu ve ana muhalefet lideri de Trump'a teşekkür etti.
Netenyahu, Trump ile telefon görüşmesinde "tarihi başarı" için karşılıklı tebrik etti; Trump'ı İsrail parlamentosuna davet etti.
İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ise barışı (!) 'tarihi bir sabah' olarak nitelendirip 'savaşın sona erdirilmesi ve Orta Doğu'da yeni bir gerçeklik için umut yaratılması konusundaki 'inanılmaz liderliği' için ABD Başkanı Donald Trump'a en derin teşekkürlerimi sunuyorum. Nobel Barış Ödülü'nü hak ettiğine şüphe yok" dedi.
İsrail'e güvenen var mı?
Medyada hemen herkesim İsrail'in bu barış anlaşmasına sadık kalmayacağını, geçmişten verdikleri örneklerle dile getirdiler.
Sayın Erdoğan'da bu gerçeği çok iyi bildiği için şu açıklamayı yaptı:
"İsrail'in sözünü tutmama kötü sicilini biliyoruz. Bir kez daha aynı yola girmemeleri konusunda gerekli tedbirleri almak için çaba sürdürüyoruz. Şunu altını çizerek söylemek isterim, tekrar soykırım ortamına dönülmesinin bedeli çok ağır olacaktır. Sabotajlardan uzak durulmalıdır."
Âcizane sormak istiyorum, 'bedeli çok ağır olacak' cümlesi kimin için kuruldu? İsrail mi, Filistinliler mi?
İsrail tarafından esir alınan aktivistlerimiz, 'bizzat gözlerimizle gördük. İsrail limanlarında Türk bayraklı gemiler vardı' dediler.
'Bizi esir alan askerler çok iyi Türkçe konuşuyordu. Sorduk. Biz Türk vatandaşıyız', dediler.
Masumca bir soru daha: Sayın Erdoğan bugüne kadar İsrail'e nasıl bir bedel ödetti?
İsrail inancından mı vaz geçti?
"Rab, Avram'a görünüp, 'Bu toprakları senin soyuna vereceğim' dedi. Avram da kendisine görünen RAB için orada bir sunak yaptı." (Tekvin 12:7)
"O gün Rab, Avram'la antlaşma yaparak, 'Mısır Irmağı'ndan büyük ırmağa, Fırat'a kadar uzanan bu toprakları senin soyuna verdim' dedi." (Tekvin 15:18-21)
"Şimdi gurbette yaşadığın Kenan topraklarının tümünü sana ve soyuna sonsuza dek mülk olarak vereceğim. Ben de onların Tanrısı olacağım." (Tekvin 17:8)
Ulus devlet
2018'de 'Yahudi Ulus Devleti Yasası' çıkartıldı. Yasa hakkında konuşan Başbakan Benyamin Netanyahu şöyle diyordu; "Bu İsrail için bir dönüm noktası. Çok yaşa İsrail Devleti. Bu yasa ile Herzl'in 122 yıl önce ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde varoluşumuzun esaslarını tamamladık. İsrail, Yahudi halkının ulus devletidir ve Ortadoğu'da sadece İsrail vatandaşlarının haklarına saygılıdır…
Ulus-Devlet Yasası, Yahudi halkının kendi kaderini tayin hakkını güvence altına alıyor.
Ulus-Devlet Yasası, İsrail'in bayrağını, marşını ve Kudüs'ü başkent olarak koruyor. Filistinliler bunu anlamalı; İsrail, Yahudilerin vatanıdır, başka bir ulusun değil."
7 Ekim'den sonra
8 Ekim'de Netenyahu, askerlerini tahrif ettikleri kitaptan pasaj okuyup şöyle sesleniyor.
"Bu, ışığın çocukları ile karanlığın çocukları arasında bir savaştır. Işık karanlığı yenene kadar misyonumuzdan vazgeçmeyeceğiz; iyilik, bizi ve tüm dünyayı tehdit eden aşırı kötülüğü yenecektir."
"Filistin devleti olmayacak. Burası bizim; mirasımızı, topraklarımızı ve güvenliğimizi koruyacağız."
24 Eylül 2025 BM'de: "İsrail, Yahudi halkının tarihsel vatanıdır; Ulus-Devlet Yasası bunu teyit etti."
Şimdi barış, diye İslam halklarını sakinleştirenlere bir daha soralım:
İsrail, Arz-ı Mevut'tan vaz mı geçti?
Vatikan, Tanrı Krallığı inancını rafa mı kaldırdı?
ABD, Büyük Ortadoğu Projesini bitirdiğini mi açıkladı?
Ne yapılmak isteniyor?
Bu sorunun cevabını BTP Lideri Hüseyin Baş çok vurgulu olarak verdi: 'Atatürk'e karşı iki yüzlü olanların, cumhuriyete karşı iki yüzlü olanların, demokrasiye karşı iki yüzlü olanların, Türk milletine karşı iki yüzlü olanların Filistin'e karşı samimi, ABD'nin çıkarlarına karşı olmasını beklediniz. Çok beklersiniz…
50 yıl sonra bugünler 3. Dünya Savaşı olarak nitelendirilirse ABD-İsrail-Türkiye aynı taraf olarak anılacak. Hükümet altından kalkması zor, çok büyük bir vebale imza atıyor.
İsrail'in nihai planı Gazze'yi tahliye etmek, yurdundan ettiği Filistinlileri Türkiye'ye yollamak, bizimkilere de Gazze'yi yeniden inşa ettirip sus payı vermek. Severler inşaatı biliyorsunuz."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- İsrail inancından mı vaz geçti? / 11.10.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025
- Hakan Fidan’ın itirafları / 10.10.2025
- Yolsuzluk, adaletsizlik, uyuşturucu, kumar neden gündemde? / 09.10.2025
- Devlet Bahçeli’nin Filistin ve Gazze tespitleri / 08.10.2025
- Milli güvenlik sorunlarımız / 06.10.2025
- Küresel itaatsizlik başladı / 05.10.2025
- Erdoğan’ın ‘kazan kazan’ modelini hatırlar mısın? / 04.10.2025
- Gülen’e nasip olmadı, Erdoğan’a mı nasip olacak? / 03.10.2025
- ABD’ye nasıl ve neden peşkeş çekildiğimizi yazıyorum / 02.10.2025
- Aşağıdaki vasıfları taşıyan yöneticiler aranıyor / 30.09.2025