Milletin iradesini temsil eden TBMM çatısı altında teröristbaşı Öcalan için "biji Apo" sloganları...
Komisyondan bir heyetin teröristbaşını ziyaret etmesi hususunda İmralı'nın sözcülüğünü yapan DEM Parti ile sözde en milliyetçi görünen parti MHP'nin lideri Bahçeli'nin sürekli çıta yükseltmeleri, adeta yarışa girmeleri...
Komisyon toplantılarında, "Öcalan baş müzakereci olsun" teklifleri, "anadilde eğitim" talepleri, "PKK'lı teröristler serbest bırakılsın, siyasete girsin" önerileri...
Yahu ne oluyor? Bu terörsüz Türkiye süreci nereye gidiyor? Bu komisyon toplantıları kime hizmet ediyor?
DEM Parti "Öcalan'la görüşülsün" dedi, MHP lideri Bahçeli DEM'in bu isteğine olumlu yanıt vererek, partisinin grup toplantısında, TBMM'de kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu"ndan görevli milletvekillerinden oluşan bir grubun İmralı'ya gidip Abdullah Öcalan ile yüz yüze görüşme sağlaması gerektiğini söyledi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Bahçeli'nin çağrısını "çok önemli bir konuşma" olarak nitelendirerek, bu görüşmeye tam destek verdiklerini söyledi ve "Komisyon mutlaka İmralı'ya gitmelidir" dedi.
Karşılıklı paslar, el yükseltmeler tam gaz devam ediyor.
Bu talebe komisyonda temsilcisi bulunan iki parti tepki gösterdi, YRP ve DSP.
YRP'den yapılan açıklamada, böylesi bir adımın kabul edilemez olduğu belirtilerek, şayet komisyon İmralı'ya giderse "Komisyondan çekilmeyi gündemimize alırız" denildi. İmralı ziyaretinin "terörle mücadeleye ve şehit ailelerinin vicdanına ağır darbe vuracağı" vurgulandı.
DSP'den yapılan açıklamada ise, konunun "toplumsal infiale sebep olacağı" belirtilerek, "Bunu asla kabul etmeyiz" ifadeleri kullanıldı. Devletin muhatabının Meclis ve millet olduğu, terör örgütü lideriyle görüşme ihtimalinin toplumda asla karşılık bulmayacağı savunuldu.
Bu açıklamalar önemli, çünkü komisyon içinden tepkiler yükseliyor.
Burada dikkatimizi çeken ise, CHP kanadından bir tepki gelmemiş olması.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İmralı'ya eğer heyet giderse CHP de o heyetin içerisinde olur mu?" sorusunu, "Meclis komisyonu böyle bir şeyi gündemine alacaksa bir alsın, görelim. Meclis Başkanı alsın. MHP, AK Parti bunu ortaya koysun. Tutumlarını belirlesinler. Sonra gelsinler bana bunu sorsunlar" diyerek yanıtladı.
Benim şahsi kanaatim, komisyondan İmralı'ya ziyaret olur ve CHP'den de bir talep olursa CHP bu talebe olumsuz yaklaşmaz.
Çünkü "CHP bu komisyona girmemeli" denildiğinde, girmeyi tercih etti. Çünkü Cumhur İttifakı'nın DEM Parti ile bir yurt uzlaşısı varsa, CHP'nin de kent uzlaşısı var.
Sayın Özgür Özel başkanlık koltuğuna oturduğunda Şeyh Sait güzellemeleri, Dersim ve Demirtaş'a selamlar ile başlamıştı. Ayrıca yaptığı konuşmalarda sık sık terör sorunu değil, Kürt sorunu vurgusu yapmıştı.
Bu noktada Prof. Dr. Haydar Baş'ın 2015 yılında yaptığı ve günümüzü anlatan şu tespitini yeniden hatırlayalım:
""Ak Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve HADEP bir olup Türkiye'yi bölecekler. Cumhuriyet Halk Partisi ise göstermelik muhalefet yapacak. Bu bir tiyatro."
CHP, komisyondan İmralı'ya gidecek heyete kimi verir diye sorarsanız bir tahminde bulunayım: Sezgin Tanrıkulu.
Tabi, bunlar sadece tahmin, günü gelince neler olacağını net olarak görürüz.
Komisyon kurulurken Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş şu dikkat çekici değerlendirmeyi yapmıştı:
"Yetkilerini alıp Meclis'i işlevsizleştiren, Meclis'e hiçbir şey sormayan siyasi bakış açısının, terörsüz Türkiye için Meclis'te komisyon kurması, 'cambaza bak' oyunudur. Milleti de bu sürece dahil edip tüm sorumluluğu millete mal etmektir. Siyasi küçük bir grubun aldığı karar, Türk milletinin topyekün kabul ettiği ve savunduğu bir tez haline getirilmek isteniyor. Madem milletin onayını almak istiyorlar referandum yapsınlar. Ama yapamazlar, çünkü millet bunu istemiyor, bu nedenle Meclis'te bir grup siyasiyle bunu çözmeye çalışıyorlar."
Komisyonda emekli askerler, şehit aileleri de dinlendi ama süreç onların talepleriyle, uyardıkları şekliyle devam etmiyor.
Mesela ülkemiz için büyük bedel ödemiş olan emekli askerlerimiz neler demişti?
Komisyonun 14. toplantısında konuşan Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Genel Başkanı Erdoğan Karakuş, "Suriye'deki silahlar yok edilmedikçe PKK silah bırakmış sayılmaz. Anılan silahların ileride Türkiye'ye karşı kullanılma olasılığı da vardır. Başka yerlerde cüzi miktarda imha edilen silahlar PKK'nın silah bıraktığının delili olamaz. O nedenle Suriye'deki silahlar yok edilmedikçe başka ülkelerin de desteğiyle BOP projesi için kullanılma endişesi vardır" dedi.
"Kırk yıldır terörist başı olarak kabul edilip yargılanmış, cezası verilmiş bir kişinin "kurucu lider" diye vasıflandırılması hukuken doğru değildir" diyen Karakuş, "Milletimizin büyük çoğunluğunun da aynı görüşü paylaştığı düşüncesindeyiz. Ayrıca, teröre, suça bulaşmış kişilerin mutlaka yargılanarak cezalarını çekmeleri, kısmi veya genel af kapsamına alınmamaları gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle PKK'yla yıllarca mücadele etmiş bu insanların ataları ve vatan sevdalıları emperyalistlerle mücadele etmiş, bağımsız bağımsızlık savaşında galip gelen tek millet olan yüce Türk milleti evlatlarının Lozan Anlaşması ve 1924 Anayasası vasıtasıyla Kürt inkâr ve imha siyaseti yarattığı iddiası gerçeklerle bağdaşmaz çünkü emperyalistlerle yapılan bu kutsal mücadelemiz bütün dünyadaki mazlum milletlerin de kurtuluş ışığı olmuştur. Bundan böyle atılacak adımların bu gerçekler doğrultusunda yapılması yüce Türk milletinin menfaati ve hayrına olacaktır" dedi.
Peki, süreçte bu uyarılar dikkate alınıyor mu? Öcalan'a heyet gitsin, hukuki düzenlemeler yapılsın tekliflerine bakılırsa pek dikkate alınmıyor.
Komisyonun "dinleme" faslı kamuoyuna açık oldu, şimdi İmralı'nın taleplerinin karşılanacağı, hukuki düzenlemeler ve ardından demokratik süreç faslı da acaba kamuoyuna açık olacak mı, yoksa burada atılan adımları 10 yıl sonra mı öğreneceğiz?
Kim ne derse desin bu süreç durdurulmalıdır ve komisyon da dağıtılmalıdır. Eğer devam ederse ülkemiz ve milletimiz için pek hayırlı olmayacak.
- İsrail ateşkese uyacak mı, uysa bile Gazze Gazzelilere yar olacak mı? / 10.10.2025
- SDG ile Şara yönetiminin ‘entegrasyon’ tiyatrosu / 09.10.2025
- Gelir adaletsizliği zirvedeyken terörsüz Türkiye mümkün mü? / 08.10.2025
- Trump'ın planı: Gazze'de gölge İsrail kabinesi / 07.10.2025
- Enflasyonun sebebi ‘doğa’ değil, sizin politikalarınız / 04.10.2025
- Milleti aç bırakan "dezenflasyon" süreci / 02.10.2025
- Trump’ın planı barış planıysa, tehdit niye? / 01.10.2025
- Netanyahu yeni Trump planını gerçekten kabul etti mi? / 30.09.2025
- ABD, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasını neden istiyor? / 27.09.2025