logo
12 MAYIS 2024

İmtiyazlı konuklar

Hükümet bir taraftan anayasa ve yasaları değiştirerek PKK’ya ve onun siyasi uzantılarına ‘imtiyazlar’ tanırken, diğer taraftan Başbakan Erdoğan’ın Suriyeli ‘ayrıcalıklı konukları’na tam hizmet veriliyor!
22.03.2013 00:00:00
RECEP BAHAR / ADIYAMAN - KAHRAMANMARAŞ - GAZİANTEP

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) en son verilerine göre,  Türkiye'de Suriye'den gelen mülteciler için 8 ilimizde oluşturulan barınma merkezlerinde  188 bin 421 Suriye vatandaşı bulunuyor. Bunun dışında tahmini verilere göre 100 civarında Suriyeli kiraladıkları evlerde ikamet ediyor. Mülteciler için Hatay'da 5, Şanlıurfa'da 2, Gaziantep'te 3, Kahramanmaraş, Osmaniye, Adıyaman ve Adana'da 1'er olmak üzere toplam 14 çadır kent ile Kilis, Şanlıurfa ve Gaziantep'te birer konteynır kent kuruldu.

İşte mülteci gerçeği
Biz de Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'e giderek, özellikle çadır kentler ile konteynır kentleri mercek altına aldık. Söz konusu barınma mahallerine basın mensuplarının yaklaşması yasak. Yetkililerin dışında kimse barınma merkezlerine giremiyor. Biz de girenlerden bilgi almaya çalıştık. Kolay bir habercilik olmadığını şimdiden paylaşmak istiyorum zira barınma merkezlerine girenler, genel de kamu ile ticari bir ilişki içinde oldukları için bilgi vermeye yanaşmıyor.

Hizmetin âlâsı!
Edindiğimiz bilgilere göre, mülteci kamplarını polis ve jandarmanın yanı sıra özel güvenlik görevlileri de koruyor. Kampların etrafında güvenlik kameraları da yer alıyor. Mesela Kahramanmaraş'taki çadır kentte kullanılan kamera sayısı 367'ye ulaşıyor. Bütün barınma merkezlerinde 3 öğün sıcak yemek dağıtımı yapılıyor. Ayrıca öğrencilere anaokulu ve ilköğretim düzeyinde eğitim veriliyor. Dahası barınma merkezlerinde kuaför, dinlenme salonları, mescitler, spor alanları, marketler, herkese açık televizyonlar, internet ve oyun parkları da bulunuyor. Keza sağlık hizmetleri de ücretsiz sunuluyor. Mültecilerden herhangi bir katkı payı istenmiyor. Kahramanmaraş'ta mobil hastane, Hatay'da sahra hastanesi bulunuyor. Mültecilerin banka ihtiyacı da unutulmamış!
Özel misafir muamelesi
Şimdi sıkı durun, vereceğim bu bilgiler çok özel... Zira barınma merkezlerine ürün tedarik eden bir işadamının açıklamalarına dayanıyor. Barınma merkezlerinde yemekler birinci sınıf malzemeden yapılıyor. Örnek vermek gerekirse, toptan kilo fiyatı 3 TL olan salkım domates kullanılıyor. Mesela bal özenle seçiliyor. Öyle marketlerde satılan sıradan ballar talep edilmiyor. Dahası mülteci misafirimizin canı gece 'fındık - fıstık' mı istedi, hemen tedarik ediliyor. Eğer bir tedarikçi piyasada bulunan en nitelikli malı bulup getirmemişse, mesela yamuk yumuk domates ya da meyve getirmişse, anında sözleşmesi iptal ediliyor. Sığınmacılara kıyafet de sağlanıyor. Ben görmedim ama aldığım bilgilere göre kıyafetler Van'da depremzedelere gönderildiği gibi kullanılmış ya da tapon malı değil. Sığınmacılara iyi markaların seçkin ürünleri arzediliyor. Yine kaliteli ev eşyaları da devletimizden!

Depremzede bu hizmetleri rüyasında bile görmemişti
23 Ekim ve 9 Kasım 2011 tarihlerinde Van'da meydana gelen depremden sonra bu ilimize 4 kez gittim. Birinci depremden sonra Erciş'e gittiğimde aşevinden ben de yemek yemiştim. Abartmadan aktarıyorum: Üç kaşık çorba, iki kaşık kurban etinden yapılma yemek ve iki kaşık pilav. Midemin beşte biri ancak dolmuştu. Depremzedelerin barınma sorunları aylarca sürdü. Çok sayıda depremzede çadır kentlerde çıkan yangınlarda hayatını yitirdi. Geçen yıl Nisan ayında Erciş'e gittiğimde depremzedelerin had safhada su ve elektrik sorunu olduğunu gördüm. İlginçtir, bu sorunlardan hiçbiri Suriyeliler için kurulan barınma merkezlerinde yaşanmıyor. Ne su, ne de elektrik sorunu var! Vanlılar kendi vatandaşımızdı, Suriyeli sığınmacılar ise 'özel misafir'... Bu da gösteriyor ki, hükümetimi istediği zaman kaliteli hizmet götürebiliyor. Vanlı depremzedelere harcanan para 2.3 milyar TL. Buna yapılan ve parası vatandaşlar tarafından ödenecek olan deprem konutları dahil. Suriyeli mülteciler için harcanan para ise şimdiden 600 milyarı buldu. Silahlı isyancılara aktarılan kaynağı ise Başbakan Erdoğan'dan başka kimse bilmiyor. Bölgedeki vatandaşlarımız 'Suriyeli sığınmacıları' tanrı misafiri olarak görüyor. İnsanımız iyi niyetli… Hükümetin Suriye politikasını desteklemese de, sığınmacılara bakılmasını savunuyor. Bakılsın tamam da sığınmacılara neden bu kadar özen gösteriliyor! Neden Vanlı depremzedeye gösterilmeyen incelik, bunlara gösteriliyor! Van'da deprem sonrası çöken devlet, söz konusu sığınmacılar olunca neden 'tıkır tıkır' işliyor. 

Sayılarla mültecilerin durumu
Mülteciler için ilk barınma merkezi Hatay'ın Yayladağı İlçesi'nde 30 Nisan 2011'de kuruldu. Bu çadır kentteki 575 çadırda şu an 2885 Suriyeli kalıyor. Şu ana kadar son barınma tesisi Gaziantep'in Nizip İlçesi'nde 11 Şubat 2013'te açıldı. 145 dönüm arazi üzerine kurulmuş olan bu tesiste 1000 konteynır bulunuyor ve toplamda 6000 kişi kapasitesi var. Çadır kentte şimdiden 2150 kişi yerini almış. En kalabalık çadır kent Şanlıurfa'da bulunuyor. Ceylanpınar Çadır Kenti'nde 4573 çadırda toplam "42 bin 43" Suriyeli yaşıyor. Yine Akçakale Çadır Kenti'nde de 35 bin 242 Suriyeli hayatını sürdürüyor. Her iki çadır kent de sınıra komşu ve Suriyeli isyancıların kolayca Türkiye'ye girip çıkmasına imkân tanıyor. Türkiye'deki mültecilerin 89 bin 457'si Şanlıurfa'da yer alıyor.

Özel izinle çıkıyorlar
Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep'te konuştuğum vatandaşlar; barınma merkezlerindeki Suriyelilerle pek temaslarının olmadığını ifade etti. Sığınmacılar özel izinle dışarı çıkabiliyor. Bu illerdeki otogarlarda da Suriyelilere pek rastlanmıyor. Firma temsilcileri de az sayıda Suriyelinin kendilerinden bilet aldığını ifade etti. Ancak Gaziantep'te kiraladıkları evlerde yaşayan çok sayıda Suriyeli var. Bunlara her yerde rastlamak mümkün. Hatta Halep plakalı lüks araçlar da yollarda arz-ı endam ediyor. Kentte ev kiraları ikiye katlanmış. 500 TL'lik kira bin TL olmuş. Dahası bazı Suriyeliler, işyeri açıp ticarete bile başlamış. Barınma merkezlerindeki Suriyeliler bu kadar özgür değil.

Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor
Fenerbahçe umudunu son 2 haftaya taşıdı
Sarı-lacivertliler Kayserispor'u 3 golle geçti
Aslan şampiyonluğa koşuyor
Son dakika golü ligin kaderini değiştirdi
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
Muhalefet temkinli, iktidar sessiz
Siyasete girdiğine pişman olmuş
'Hayatımın en büyük hatasıydı'
Gazze’de güvenli nokta kalmadı
Katliam 219'uncu gününde
Annelerin gündemi ekonomik sorunlar
Çalışmayan anneler daha mutlu
Üretici de tüketici de zararda
Patates depoda 4 lira markette 20 lira
Uyarıları dinlemeden denize girdiler
Tatilciler son anda kurtarıldı
Gökyüzünde eşsiz manzara
Kuzey Işıkları Kuzeyce'de
'Sinan Ateş cinayeti başka bir yere evrilecek'
BTP lideri gündemi değerlendirdi
Erdoğan'ın çağrısına Ostim'den cevap geldi
Togg zırhla kaplandı
UNRWA bildirdi
Refah'tan 300 bin kişi zorla göç ettirildi
Anneler gününde anne cinneti
9 yaşındaki çocuğunu öldürdü
Açık artırma ile satılacak
Sahibinden satılık kilise!
Yunanistan'dan iade-i ziyaret
Miçotakis yarın Ankara'ya geliyor

'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?

Meclis'ten geçmesi halinde Anayasa Mahkemesi iptal kararı verir mi?
12.05.2024 18:17:00 / Güncelleme: 12.05.2024 18:46:28
Atakan Akbal
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
'Etki Ajanı' düzenlemesinde amaç ne?
AKP'ye yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi, yasama yılı bitmeden Meclis'e gelecek olan 9. Yargı Paketi'nde yeni tip casusluk suçları hakkında düzenlemelerin yer alacağını duyurdu.

Haberde, "Türkiye lehine gibi görünüp, aleyhte propaganda yaparak kamuoyu oluşturan etki ajanlarına mercek tutulacak" ifadelerine yer verildi. Ülkenin ekonomik, toplumsal ve kamu düzenini bozanların "etki ajanı" kapsamında değerlendirileceği ve bu kapsama giren suçlar için cezai müeyyidelerin uygulanacağı aktarıldı.

İktidar sessiz, muhalefet temkinli

Yeni Şafak'ın haberine iktidar kanadından bir yalanlama gelmezken, muhalefet ise böyle bir düzenlemenin tehlikesine dikkat çekiyor.

AK Parti iktidarının muhalif kesimleri susturmak için yeni bir yasal düzenleme peşinde olduğunu düşünen muhalefet, sesini yükseltmek için tasarının Meclis'e gelmesini bekliyor. Dezenformasyon Yasası'nda olduğu gibi gazetecileri ve toplumsal muhalefeti susturmak gibi bir amaç sezdiklerini dile getiren muhalefet temsilcileri, böyle bir düzenlemenin Meclis'ten geçmemesi için ellerinden geleni yapacaklarını, Meclis'ten geçmesi halinde de Anayasa Mahkemesi'ne taşıyacaklarını söylüyorlar.

Amaç ne?

Etki Ajanı suçlamasının yeni bir baskı aracına dönüşme riski olduğunu belirten Hukukçu Tuba Torun, "Bu ifade benim hiç hukuki literatürde duymadığım bir ifade. Her yöne çekilebilecek bir ifade" dedi.

Türk Ceza Kanunu'nun 328, 329 ve 339'uncu maddelerinin casusluk faaliyetleri ile ilgili yeterli düzenlemeye sahip olduğunu ifade eden Torun, "Peki böyle bir düzenlemeye neden ihtiyaç duyuluyor? Bu kadar muallak bir kavramın ceza kanununa girmesi oldukça tehlikeli" dedi.


İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul'a su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla ortalama yüzde 82,93 olarak ölçüldü

 


12.05.2024 15:05:00 / Güncelleme: 12.05.2024 15:10:08
AA
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu
İstanbul barajlarındaki doluluk oranı yüzde 82.93 oldu

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan ve azami 868 milyon 683 bin metreküp biriktirme hacmine sahip baraj ve göletlerdeki su miktarı 720 milyon 36 bin metreküp olarak kaydedildi.

Su miktarı Ömerli'de yüzde 93,05, Darlık'ta yüzde 81,61, Elmalı'da yüzde 87,21, Terkos'ta yüzde 91,68, Alibey'de yüzde 59,44, Büyükçekmece'de yüzde 77,53, Sazlıdere'de yüzde 62,53, Istrancalar'da yüzde 55,92, Kazandere'de yüzde 82,62, Papuçdere'de ise yüzde 80,96 olarak ölçüldü.

Melen ve Yeşilçay'dan bu yıl 235,25 milyon metreküp su alındı.

İçme suyu arıtma tesislerinden bu yıl kente verilen su miktarı 393 milyon 29 bin metreküp olarak hesaplanırken, dün İstanbul'a verilen su miktarı ise 3 milyon 3 bin metreküp olarak kayıtlara geçti.

Son 10 yılın doluluk oranları

İSKİ istatistiklerine göre, 12 Mayıs tarihli baraj doluluk oranları
2014'te yüzde 30,26,
2015'te yüzde 94,72,
2016'de yüzde 82,29,
2017'de yüzde 85,54,
2018'de yüzde 88,22,
2019'da yüzde 89,73,
2020'de yüzde 69,15,
2021'de yüzde 77,73,
2022'de yüzde 85,73,
2023'te yüzde 49,42,
bugünkü oran yüzde 82,93 olarak kayıtlara geçti.

Adıyaman'da en acı Anneler Günü

12 Mayıs Anneler Günü Adıyaman'da acı ve hüzün içerisinde kutlanıyor.
12.05.2024 12:40:00 / Güncelleme: 12.05.2024 12:42:38
İhlas Haber Ajansı
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
Adıyaman'da en acı Anneler Günü
6 Şubat depremlerinde en ağır hasar alan iller arasında bulunan Adıyaman'da, binlerce vatandaş yıkılan yapıların enkazları altında kalarak hayatını kaybetmişti.

6 Şubat Depreminde annesini yada kızını kaybeden bir çok vatandaş, ellerine aldıkları çiçeklerle Adıyaman Belediyesi Yeni Mezarlığa gelerek burada mezarları ziyaret etti.

Annesini ve kızlarını kaybeden bir çok vatandaş göz yaşları içerisinde Anneler Gününü kutladı. Hüzünlü anların yaşandığı mezarlıkta annesini yada kızlarını kaybeden kişiler yüreklerinin yandığını ve bu acının hiçbir şekilde unutulmayacağını dile getirdi.



Bazı mezar taşlarında 'Toprak emanetime iyi bak, benim sarıldığım gibi sarıl anneme' yazan yazılar ise hüzünlendirdi.

Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'

Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti
12.05.2024 12:03:00
İhlas Haber Ajansı
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Deprem uzmanı uyardı: 'Şırnak, deprem bölgesinde'
Şırnak Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur; Adıyaman, Bitlis ve Hakkari arasında bulunan yerleşim yerlerinin deprem bölgesinde olduğunu, Şırnak'ın diri fay hattı üzerinde olduğuna dikkat çekti.

6 Şubat'ta meydana gelen ve 11 ili etkilen depremin ardından, Türkiye'de diri fay hattı haritası güncellendi. Dr. Öğr. Üyesi İbrahim Behram Uğur, daha önce Şırnak'tan geçen ve aktif olmayan 2 farklı fay hattının olduğu, 2012 yılında Şırnak'ta meydana gelen 2 deprem ile birlikte bu fay hatlarının aktif hale geldiği ve güncel diri fay hattı haritasının yeninden çizildiğini öne sürdü.

Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu hatırlatan Dr. Uğur, "Bölgemizde de aktif faylar mevcut. Doğu Anadolu fayı dediğimiz, Türkiye'nin en önemli iki fay hattından bir tanesi. Bunun dışında Güney Doğu Anadolu bindirme fayı dediğimiz bir fay hattı var. Bu da Bitlis ile Zagros bindirme kuşağı olarak geçiyor. Bu noktada Bitlis ile Adıyaman ve Hakkari arasındaki bütün bölgelerde bu fay hattına dahil oluyor.

Bunun dışında bizim Şırnak ilini ilgilendiren bir başka fay hattı da, Cizre fay hattı. Bu da 2012 yılı öncesinde aktif olmayan bir fay olarak değerlendirilirken, 2012'de yaşanan Silopi ve Uludere depremlerinden sonra bu fay hattı da 2013'teki aktif fay haritasında güncellendi. Artık diri yani aktif fay hattı olarak değerlendiriliyor. Dolayısıyla Şırnak fay hatlarına yakın bir lokasyonda bulunduğu için deprem tehlikesi mevcut olduğu bir bölgede" dedi.

Bina yapımında C30 olarak sınıflandırılan beton ve inşaat demirinin kaliteli olması gerektiğini, bina rejitilerinin arttırılması için mutlaka perde beton kullanılması gerektiğine dikkat çeken Dr. Uğur, şöyle konuştu:



"Bizim önceliğimiz yeterli dayanımda malzeme kullanılması. Ne demek bu' Örneğin bir beton numunenin, kullanacağımız beton malzemenin yapının taşıyıcı sistemlerin deki uygun mukavemete sahip olması gerekmekte. Örneğin C30 olarak sınıflandırıyoruz. Bu ne demek' Beton numunesinin 30 megapaskallık bir basınç etkisine dayanabilmesi. Bunun dışında kullanılan halk arasında inşaat demiri olarak bilinen donatılarında belirli standartlarda, standartlara uygun bir şekilde olması gerekmekte. Yeterli dayanımdan sonra, yeterli rijitlik dediğimiz bir kavram var. Yeterli rijiklikte kaba tabirle yapının deprem ya da yanal kuvvetler etkisinde yer değiştirme yapmaya gösterdiği direnç olarak algılanıyor.

Bu aşamada bizim yapının rejitini arttırmamız için betonarme perde kullanımına gitmemiz gerekiyor. Nedir betonarme perde' Düşey taşıyıcı, kolonun büyük ölçülü, büyük ebatta olduğu, yani kaba tabir ile büyük ölçülü kolon diyebiliriz. Bunların kullanılan yapının deformasyonlara karşı dayanımı direncini arttırıyor. Dolayısı ile deprem esnası salınımda yer değiştirmesini de sınırlıyor. Bir başka konu da süneklik. Süneklikte yapı elemanlarını nasıl ki bir lastiği tutup çektiğimiz zaman kopmadan belirli bir miktar uzayabiliyorsa bizim bazı elemanlarımız da bu şekilde esneme yapmasını istiyoruz. Büyük deprem kuvvetleri altında. Buda ani göçmeleri engelliyor. Dolayısı ile can güvenliğinin sağlanmasına yarayan bir husus.'

İçişleri bakanlığı tarafından 6 Şubat'ta meydana gelen depremin ardından görevlendirilerek, deprem bölgesindeki yapıları incelediklerini aktaran Dr. Uğur, '6 Şubat depremlerinden hemen sonra, mart ayında İçişleri Bakanlığının görevlendirmesi ile natamam binaların devam edip etmeyeceğine karar vermek için raporlar oluşturmak üzere görevlendirildik. Orada sadece natamam binalar değil, bütün bina stoğunu inceleme fırsatımız oldu. İlk gittiğimizde gördüğümüz manzara içler acısıydı.

Yapı stoğunun büyük çoğunluğu eski binalar oluşturmaktaydı. Bu eski binaların da herhangi bir mühendislik hizmeti almadığı kanaatini getirdik. Çünkü kullanılan malzemeler, yapılan uygulamaların gerçekten deprem yönetmeliklerine hiçbir şekilde uyumlu olmadığını tespit ettik. Yeni yapılan binalarda, kontrolünü sağladığımız binaların çoğunluğunda fazlaca bir kusur olmadığını tespit ettik. Buda şu anlama geliyor. 2018 deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde yapılan binaların diğerlerine nazaran daha güvenli olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.