'İnsan gönüldür' desek itiraz eden olur mu acaba? Siz hiç bugüne kadar gönlü olmayan ya da gönül denen cevheri keşfedememiş insanlarla karşılaştınız mı? Aslında biraz ararsak, biraz çaba sarfedersek karşımızdakinin maneviyatında keyfiyetsiz bir yolculuğa çıkarsak, gönül denen o güzel manevi varlığa ulaşabileceğimizi düşünüyorum. Çünkü her insanın biraz güler yüze, ilgiye, alakaya ihtiyacı vardır. Ve tomurcukların açılabilmesi için güneş ışınlarının deyivermesi yeterlidir.
Siz hiç tabiatın insana olan şefkatini farkettiniz mi? Karıncalar nasıl yuva yapar, leylaklar nasıl açar, sarmaşıkları nasıl sarılır seyrettiniz mi? Yıldızlar olmasaydı gökyüzüne bakmak bu kadar zevkli olur muydu? Toprağa, tohumu yeşertecek merhamet verilmeseydi, sular gövdelerden yürüyüp meyveye erişmeseydi, yağmur göklerden damla damla inmeseydi halimiz nice olurdu? İşte insandaki gönül cevherini ortaya çıkarmak ve geliştirmek için insan tabiattaki ayetleri okuyabilmeli. Çünkü kendini ve kainatı okumak için yaratılmadı mı? Eğer okumak, farketmek, hayran olmak gibi fiiller olmasaydı yeryüzünün bir zindandan farkı kalmazdı. "Bir yaprak bile O'nun izni olmadan yere düşmez" diyen ayeti okumuşsunuzdur.
İnsan gönüldür ama bu gönül nemenem bir şeydir. Resuller, nebiler, veliler ve günümüzün arifleri işte o gönül cevherini arıtmak, farkına vardırmak için vardır. Gönülleri gönül yapan Mevla'nın tecellileridir. İnsan, gönlünün kıymetini bilmeli ve gönül sahibi insanlarla dost ve kardeş olmaya özen göstermelidir. Çünkü, gönül gözümüzü açabilmek için, daha bu yollardan geçmiş gönül sahiplerine el vermemiz gerekebilir.
Sevgili okuyucular, bizim yaşamamızın nedeni, billur gibi bir gönüle sahip olmak değilse, bu koşuşturma niye? İnsanlar neden Kur'an okur, neden namaz kılar, neden tevbe eder, neden zikreder?
Değil mi?
Siz hiç tabiatın insana olan şefkatini farkettiniz mi? Karıncalar nasıl yuva yapar, leylaklar nasıl açar, sarmaşıkları nasıl sarılır seyrettiniz mi? Yıldızlar olmasaydı gökyüzüne bakmak bu kadar zevkli olur muydu? Toprağa, tohumu yeşertecek merhamet verilmeseydi, sular gövdelerden yürüyüp meyveye erişmeseydi, yağmur göklerden damla damla inmeseydi halimiz nice olurdu? İşte insandaki gönül cevherini ortaya çıkarmak ve geliştirmek için insan tabiattaki ayetleri okuyabilmeli. Çünkü kendini ve kainatı okumak için yaratılmadı mı? Eğer okumak, farketmek, hayran olmak gibi fiiller olmasaydı yeryüzünün bir zindandan farkı kalmazdı. "Bir yaprak bile O'nun izni olmadan yere düşmez" diyen ayeti okumuşsunuzdur.
İnsan gönüldür ama bu gönül nemenem bir şeydir. Resuller, nebiler, veliler ve günümüzün arifleri işte o gönül cevherini arıtmak, farkına vardırmak için vardır. Gönülleri gönül yapan Mevla'nın tecellileridir. İnsan, gönlünün kıymetini bilmeli ve gönül sahibi insanlarla dost ve kardeş olmaya özen göstermelidir. Çünkü, gönül gözümüzü açabilmek için, daha bu yollardan geçmiş gönül sahiplerine el vermemiz gerekebilir.
Sevgili okuyucular, bizim yaşamamızın nedeni, billur gibi bir gönüle sahip olmak değilse, bu koşuşturma niye? İnsanlar neden Kur'an okur, neden namaz kılar, neden tevbe eder, neden zikreder?
Değil mi?