IŞİD, ABD'nin 2. ikiz kuleleridir

1. İkiz kuleler ve sonrasını biliyorsunuz; Afganistan ve Irak işgalleri, şehit edilmiş milyonlarca Müslüman ve talan edilmiş bir İslam coğrafyası. Ama Haçlı henüz istediği hedef ulaşamamıştı. Çünkü BOP, 22 halkalıydı ve sadece ikisi yerle bir edilmişti. BOP kapsamında Büyük İsrail için 20 ülkenin daha ele geçirilmesi, milyonlarca Müslüman'ın daha katledilmesi vardı. Bu hedefin temel sebebi ise Yahudi ve Hıristiyan inancının gerekleriydi. BOP kapsamında her şey yolunda giderken Suriye (Esad), Haçlıya dur, dedi ve durdurdu. Artık ABD hem ekonomik olarak, hem de sosyal olarak yorgundu. Hem ülkesinden, hem de İslam ve dünya coğrafyasında, ABD'nin vahşi yüzü görülmeye başlandı. Kapitalizmin pençesinde can çekişen milletler bunun sebebinin ABD olduğunu da gördü.  Demokrasi, insan hakları vs. söylemlerinin sadece laf olduğu da anlaşıldı. Aynı durum Avrupa ülkelerinde de yaşanıyor ve insanlar ölmek, savaşmak istemiyorlardı. Yahudi ve Haçlılara 2001'deki gibi insanları, İslam ve Müslümanlara karşı galeyana getirecek artı Müslümanların bile "gelin, bizi bu zalimlerden kurtarın" mantığına itecek, İslam ülkelerindeki taşeron iktidarları, milletlerine karşı aklayacak, Haçlı safında olmanın haklılığına inandıracak bir sebep, mazeret lazımdı. Bulundu da?Daha doğrusu Irak işgalinde bu olasılığa karşı hazırda bekletilen yani Haçlının kurduğu, İslam ülkelerindeki taşeronlarının beslediği IŞİD adlı terör örgütü, ABD'nin 2. El-Kaide'si, kesilen başlar, katledilen insanlar ise 2. İkiz kuleleri oldu. Yalnız Haçlı taktik değişirdi. Artık ön safta kendisi değil kendisine, sadakatle bağlı İslam ülkelerinin liderleriyle, Müslüman'ı Müslüman'la savaştıracaktı. Irak'ta Maliki iktidardaydı, İran ve Rusya ile yakın diyaloglara girmişti. Bir anda Maliki gitti. ABD'ye sadık bir isim başbakan olurken, bir başka sadık ismi de cumhurbaşkanlığına getirdiler. "Ekim ayında Kerkük'te referandum yapacağım, bağımsızlık ilan edeceğim" diyen Barzani, yok piyasada.     Türkiye cephesinde ise PKK ile el sıkışılması, doğu illerinde devletin adeta yok sayılması, bayrağımıza bile el uzatılması artı yolsuzluk ve rüşvet olaylarında iktidarın en tepe isimlerinin anılması ve de Gülen yapılanmasına karşı girişilen harekette Gülen, AKP, ABD sırlarının ortaya dökülmesi, AKP iktidarını ve Erdoğan'ı, ABD yanında yeni bir görev alma konusunda derin düşüncelere itiyordu. Ve IŞİD devrede? İsrail, ABD ve AB basını her gün "zalim Esad" manşetleriyle çıkıyordu. Haliyle yandaş medyada aynı manşetleri kullanıyordu. Esad'a karşı oluşturulan onlarca terör örgütü, demokrasi kahramanı olarak gösterilip, desteklendi, kamuoyu oluşturuldu. Bunların arasında IŞİD'da yer alıyordu. Ve başbakan Davutoğlu bu terör örgütlerini askeri ve lojistik olarak desteklediklerini bizzat itiraf etti?Dikkat edin! Esad'a karşı savaşan IŞİD bir anda yönünü Irak'a çevirdi. Neden? Irak'a girdi. Irak ordusu karşısında duramadı. Neden? Musul'u işgal etti? Nasıl? Kimden bu kadar büyük güce ulaşacak askeri, lojistik ve taktik desteği alıyordu? Ve neden Türk konsolosluğunu işgal edip, bayrağımızı indirip, vatandaşlarımızı esir aldı? Türkiye'yi karşısına alacak bu eylemi kimsen aldığı cesaretle gerçekleştirdi? VE Irak'ta istediği gibi at koşturan, karşısında kimsenin duramadığı bu eli kanlı örgüt neden bir anda tekrar Suriye'ye yöneldi? Nedenler çoğaltılabilir? Ama tek bir cevabı vardır; Arz-ı Mevut'un birinci kapısı Suriye'dir ve Suriye ayakta. Suriye'nin düşürülmesi lazım ve bunu gerçekleştirebilecek tek güç Türkiye.Ama Erdoğan, 2003'teki sadakatini göstermiyor ve "Ben asla İncirlik'i kullandırmam, yabancı askerlerin Türkiye üzerinden geçerek operasyon yapmasına izin vermem" diyordu. Erdoğan'ın ikna edilmesi için dünya basınında, AKP hükümetinin terör örgütlerine destek sağladığı ve belgeli olduğu iddia edilen haberler peş peşe yayınlanmaya başladı. (şimdi itirafta edildi) Türkiye, IŞİD'dan petrol alıyor, satıyor iddiası bizzat ABD'nin en yetkili ağızlarından söylendi.Erdoğan, 49 vatandaşımızın himmetine sığındı. Ben, vatandaşlarımı tehlikeye atamam, kozunu ortaya koydu. ABD, CIA eliyle "alın vatandaşlarınızı" dedi ve bu kozu da Erdoğan'ın elinde aldı. Ve Erdoğan, ABD'ye gidiyor. Havadayken; "Koalisyona katılmayız? Kara ve hava harekâtları gereksiz" dedi. Yere indi, Yahudi-Mason örgütü CFR ile görüşmeler yaptı. Obama ile görüştü ve? "Koalisyona katılacağız? Hava operasyonu yetmez, kara harekâtı da gerekli. Üzerimize düşeni yapacağız?" Gerçi ortaya çıkan tabloya bakınca AKP ve Erdoğan'ın bu senaryoda "iyi adam" rolü oynamaya çalıştıkları ortada. Çünkü millet nazarında hep aynı rolü oynadılar ama kötü adamlarla beraber oldular?Sakın! PKK'nın, meclisteki sözcülerinin ve batının tampon bölge, operasyon vs. yönündeki çıkış ve tehditlerine aldanmayın. Bu çıkışlar Erdoğan ve AKP'yi millet nazarında abhsettiğim "iyi adam" rolünü haklı çıkarmak içindir. AB ve ABD, Türkiye'den istediğini almıştır. İsrail ise sonucu beklemektedir?