G.Saray'da neşter işi de stat projesine döndü. Ali Sami Yen'i yıkamayıp hep kendi yıkılan başkanlar, şimdi de oynamadıkları halde takımın kötü gidişinden sorumlu tuttukları Bülent Korkmaz, Arif ve Hakan Ünsal'ı gönderip göndermemekte karar veremiyorlar. Sarı kırmızılı yönetim ve teknik heyet yaşadıkları bu ikilem yüzünden Antalya kampının adını bile değiştirip, kampa değil maça gideceklerini, o yüzden de bu üçlüyü götürmeyeceklerini söylüyorlar.
Tabii ki dirayetli yönetimin! aldığı karara saygı duyulması gerekir diyebilirsiniz, ancak Özhan Canaydın ve bu kararın altına imza atanları, herkes saygıyla karşılamak durumunda değil. Bir misyon üstlenmiş, bunu başarıyla devam ettirme düşüncesi içinde olan bir teknik adam ve kadroyla bu kadar oynamak G.Saray etiği denilen gerçeğe uymuyor, "Avrupa'ya açılan pencereyiz" söylemine de ters düşüyor.
Tabii ki ideali olan kurumların kendine has prensipleri var. Radikal kararlar alarak hedeflerine emin adımlarla ilerlemeliler. Ancak bunu yaparken de mitolojide bilinen 'kendi yavrusunu yeme' durumuna düşmemeliler. Her köklü kurum gibi davranmak zorundalar. Kötü misal emsal teşkil etmez, etmemeli de.
Bülent, Hakan, Arif gibi isimlerle birlikte Rüştü, Tayfur, Okan ve Emre'lerin de bir misyon ahlakı vardı ve onlar bunu tamamladı. Kalitelerinden ve üsluplarından hiçbir şey kaybetmediler. Fakat onların sayesinde bir yerlere gelen isimler onların misyon ahlakına saygı duymadılar. 'Kadro dışı bırakmadık' üslupları bile aşağılar cinsten. Hakkında iyi şeyler düşünüyoruz dedikleri Bülent'in isminin altında eziliyorlar.
Birilerinin ipini keserken ilk önce kendinizi sorgulamalısınız. Bütün hatayı karşı tarafta aramak onları suçlamak, hataların en büyüğüdür. Yıllarca kulübe hizmet etmiş, başarıdan başarıya taşımış insanların ipini kesmek için bu kadar ezilip büzülmeğe gerek yok. Onlar gibi sizler de biraz dürüst olsanız, takımınızı düşünmüş olsanız, işe ilk önce kendi ipinizi kesmekle başlardınız.
Milyon dolarlarca para vermiş olduğunuz halde hiç verim alamadığınız futbolcularınız var. Bu nedenle de kulübü çok zor bir durumda bıraktığınızı sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Madem bir düzenleme yapacaksınız, neden bu futbolcularla başlamadınız. Lütfen biraz sağduyulu olun...
Tabii ki dirayetli yönetimin! aldığı karara saygı duyulması gerekir diyebilirsiniz, ancak Özhan Canaydın ve bu kararın altına imza atanları, herkes saygıyla karşılamak durumunda değil. Bir misyon üstlenmiş, bunu başarıyla devam ettirme düşüncesi içinde olan bir teknik adam ve kadroyla bu kadar oynamak G.Saray etiği denilen gerçeğe uymuyor, "Avrupa'ya açılan pencereyiz" söylemine de ters düşüyor.
Tabii ki ideali olan kurumların kendine has prensipleri var. Radikal kararlar alarak hedeflerine emin adımlarla ilerlemeliler. Ancak bunu yaparken de mitolojide bilinen 'kendi yavrusunu yeme' durumuna düşmemeliler. Her köklü kurum gibi davranmak zorundalar. Kötü misal emsal teşkil etmez, etmemeli de.
Bülent, Hakan, Arif gibi isimlerle birlikte Rüştü, Tayfur, Okan ve Emre'lerin de bir misyon ahlakı vardı ve onlar bunu tamamladı. Kalitelerinden ve üsluplarından hiçbir şey kaybetmediler. Fakat onların sayesinde bir yerlere gelen isimler onların misyon ahlakına saygı duymadılar. 'Kadro dışı bırakmadık' üslupları bile aşağılar cinsten. Hakkında iyi şeyler düşünüyoruz dedikleri Bülent'in isminin altında eziliyorlar.
Birilerinin ipini keserken ilk önce kendinizi sorgulamalısınız. Bütün hatayı karşı tarafta aramak onları suçlamak, hataların en büyüğüdür. Yıllarca kulübe hizmet etmiş, başarıdan başarıya taşımış insanların ipini kesmek için bu kadar ezilip büzülmeğe gerek yok. Onlar gibi sizler de biraz dürüst olsanız, takımınızı düşünmüş olsanız, işe ilk önce kendi ipinizi kesmekle başlardınız.
Milyon dolarlarca para vermiş olduğunuz halde hiç verim alamadığınız futbolcularınız var. Bu nedenle de kulübü çok zor bir durumda bıraktığınızı sizler bizlerden daha iyi biliyorsunuz. Madem bir düzenleme yapacaksınız, neden bu futbolcularla başlamadınız. Lütfen biraz sağduyulu olun...
Murat Kandazoğlu / diğer yazıları
- Trabzon ağır basıyor / 20.03.2004
- Trabzonspor galibiyeti hak etti / 09.03.2004
- Trabzonspor takım olma yolunda... / 03.03.2004
- Terim dersini çalışmış / 02.03.2004
- Sistem değişikliği şart... / 18.02.2004
- Cimbom, kan kaybediyor / 30.01.2004
- Trabzonspor nasıl düzelir? / 28.01.2004
- UEFA kriterlerinin gerektirdikleri / 24.01.2004
- Daha yeteneklileri var... / 23.01.2004
- Oktay'a son şans... / 19.01.2004
- Trabzonspor galibiyeti hak etti / 09.03.2004
- Trabzonspor takım olma yolunda... / 03.03.2004
- Terim dersini çalışmış / 02.03.2004
- Sistem değişikliği şart... / 18.02.2004
- Cimbom, kan kaybediyor / 30.01.2004
- Trabzonspor nasıl düzelir? / 28.01.2004
- UEFA kriterlerinin gerektirdikleri / 24.01.2004
- Daha yeteneklileri var... / 23.01.2004
- Oktay'a son şans... / 19.01.2004