Türkiye yakın zamanda 3 ülkeye yaptırım paketi açıkladı.
Bu ülkeler İsrail, Fransa ve Suriye.
Gelin bu yaptırımların akıbeti üzerine bir değerlendirme yapalım.
Önce İsrail.
2 yılı geçti.
İsrail Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010 gecesi baskın düzenledi.
Uluslarası karasularda gerçekleştirilen baskında 9 Türk öldürüldü.
İsrail saldırısında bir çok vatandaşımız da yaralandı, gözaltına alındı.
Bu baskın aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir devlet tarafından düzenlenen ilk saldırı niteliğini de taşıyordu.
Olaydan sonra Ankara sert açıklamalar yaptı, İsrail'e yüklendi.
Hükümet İsrail'den özür dilemesini, kurbanların yakınlarına tazminat ödemesini ve Gazze ablukasını kaldırmasını istedi.
Ancak bu talepler havada kaldı.
İsrail Ankara'nın taleplerini ciddiye almadı.
Telaviv'den bu zamana kadar ne özür geldi, ne de tazminat...
Gazze'deki abluka da aynen devam ediyor.
İsrail saldırısına Birleşmiş Milletlerden de üstü kapalı onay geldi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Eylül 2011'de BM raporunun basına sızmasının ardından
İsrail'e yönelik 5 maddelik şu yaptırım kararlarını açıklamıştı.
1- Türkiye İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip düzeyine indirilecek.
2-Türkiye İsrail arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınacak.
3-Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi (gidiş geliş güvenliği) için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak.
4-İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesi için Türkiye girişim başlatacak.
5- İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine Türkiye her türlü desteği verecek.
Yaptırım paketinin maddeleri böyleydi.
Ancak aradan geçen süre içinde bu yaptırımlar konusunda da somut bir gelişme olmadı.
Hatta kısa bir süre önce İsrail basınında çıkan habere göre Başbakan Erdoğan ilişkileri yeniden canlandırmak üzere İsrail Başbakanı Netanyahu'ya özel temsilci gönderdi.
Habere herhangi bir yalanlama gelmedi.
İsraille geldiğimiz nokta bu...
Onca efelenmeden sonra Telaviv'e barış elçisi...
Fransa yaptırımları
Gelelim Fransa'ya...
Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır diyenlere para ve hapis cezası getiren yasanın parlamentoda kabul edilmesinden sonra 8 maddelik yaptırım paketi açıkladık.
İşte o maddeler...
1- İstişareler için Paris Büyükelçimizi Ankara'ya çağırıyoruz.
2- İkili düzeyde gerçekleştirilmesi öngörülen siyasi, askeri, ekonomik mahiyette karşılıklı ziyaretleri iptal edilecek.
3- Seminer, eğitim, kurs gibi faaliyetleri durdurulacak
4- AB çerçevesindeki eşleştirme projelerinde Fransa ile artık işbirliğine gidilmeyecek
5- Fransa ile her türlü siyasi istişare durdurulacak
6- İkili askeri faaliyetler ve ortak tatbikatlar iptal edilecek.
7- Askeri gemilerin liman ziyareti izin başvuruları iptal edilecek.
8- İki ülke ekonomi bakanlarının eş başkanlarında yapılması tasarlanan Fransa-Türkiye ekonomik toplantısı iptal ediecek.
Eften püften bu yaptırımlar da havada kaldı!
Her ne kadar yasa Anayasa Mahkemesinden dönse de Fransa aynı çizgide devam ediyor. Yeni Cumhurbaşkanı Hollande, Sarkozy'i mumla aratacak açıklamalar yapıyor.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Ankara ise şimdilerde Fransa'nın gönlünü almanın gayreti içinde.
Hatta Başbakan Erdoğan Brezilya'da Hollande ile yaptığı görüşmeden sonra zaten havada kalan bu yaptırımların tamamen gündemden düşürülmesini istedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da 5 Temmuz'da Paris'e gidiyor.
Suriye'ye katı düşmanlığın sebebi ne?
Ve Suriye.
Bu ülke Arap baharı olarak adlandırılan ama aslında ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ta kendisi olan isyan dalgasının hedefi.
Batı destekli silahlı gruplar aylardır güvenlik güçlerine saldırıyor, sivil halka ateş açıyor, katliamlar yapıyor.
Hükümetimiz ise çok büyük bir iştahla Şam yönetimine yükleniyor.
Son icraatı diplomatların kovulması oldu.
Erdoğan dünyanın öbür ucu Meksika'da Rusya lideri Putin'i ikna etmeye çalışırken ABD başkanı Obama ile Esad'ı nasıl deviririz toplantısı yaptı.
Suriye'yi kana bulayan silahlı grupların lider kadrosu Türkiye'de.
Basın çıkan haberlere göre Özgür Suriye Ordusu adı verilen örgüt tüm kadrolarıyla topraklarımızda. Bu örgütün sınırötesi operasyonlar düzenleyip, katliamlar yapmasına göz yumuluyor.
AKP iktidarı İsrail ve Fransa'ya uygulayacağını duyurduğu yaptırım paketlerini yumuşatırken hatta askıya alırken Suriye yaptırımları en katı haliyle devam ediyor.
İşte bizzat Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı Suriye yaptırımları:
1- Suriye'de yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizmasının askıya alınması,
2- Suriye'de temel liderlik kadrosu mensuplarına seyahat yasağı konulması ve bu kişilerin ülkemizdeki mal varlıklarının dondurulması. Suriye rejiminin kuvvetli destekçisi durumundaki tanınmış bazı iş adamlarına da benzer tedbirlerin getirilmesi,
3- Suriye ordusuna her türlü silah ve askeri malzemenin satış ve tedarikinin durdurulması,
4- Türkiye toprakları hava sahası ve kara suları kullanılmak suretiyle üçüncü ülkelerden Suriye'ye silah ve askeri malzeme transferi yapılmasının engellenmesi,
5- Suriye Merkez Bankası ile ilişkilerin dondurulması,
6- Suriye hükümetinin Türkiye'deki finansal varlıklarının dondurulması,
7- Suriye hükümeti ile kredi ilişkilerinin durdurulması,
8- Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması,
9- Suriye'deki alt yapı projelerinin finansmanı için imzalamam EximBank kredi anlaşmasının askıya alınması.
Evet… Tablo ortada. Türkiye'ye büyük zararlar veren İsrail ve Fransa'ya büyük bir hoşgörü, Haçlıların pençesindeki Suriye'ye düşmanlık...
Bu ülkeler İsrail, Fransa ve Suriye.
Gelin bu yaptırımların akıbeti üzerine bir değerlendirme yapalım.
Önce İsrail.
2 yılı geçti.
İsrail Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010 gecesi baskın düzenledi.
Uluslarası karasularda gerçekleştirilen baskında 9 Türk öldürüldü.
İsrail saldırısında bir çok vatandaşımız da yaralandı, gözaltına alındı.
Bu baskın aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına bir devlet tarafından düzenlenen ilk saldırı niteliğini de taşıyordu.
Olaydan sonra Ankara sert açıklamalar yaptı, İsrail'e yüklendi.
Hükümet İsrail'den özür dilemesini, kurbanların yakınlarına tazminat ödemesini ve Gazze ablukasını kaldırmasını istedi.
Ancak bu talepler havada kaldı.
İsrail Ankara'nın taleplerini ciddiye almadı.
Telaviv'den bu zamana kadar ne özür geldi, ne de tazminat...
Gazze'deki abluka da aynen devam ediyor.
İsrail saldırısına Birleşmiş Milletlerden de üstü kapalı onay geldi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Eylül 2011'de BM raporunun basına sızmasının ardından
İsrail'e yönelik 5 maddelik şu yaptırım kararlarını açıklamıştı.
1- Türkiye İsrail arasındaki diplomatik ilişkiler ikinci kâtip düzeyine indirilecek.
2-Türkiye İsrail arasındaki askeri anlaşmaların tümü askıya alınacak.
3-Türkiye Doğu Akdeniz'de seyrüsefer serbestisi (gidiş geliş güvenliği) için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacak.
4-İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ablukanın Uluslararası Adalet Divanı'nda incelenmesi için Türkiye girişim başlatacak.
5- İsrail saldırısının Türk ve yabancı tüm mağdurlarının mahkemelerdeki hak arama girişimlerine Türkiye her türlü desteği verecek.
Yaptırım paketinin maddeleri böyleydi.
Ancak aradan geçen süre içinde bu yaptırımlar konusunda da somut bir gelişme olmadı.
Hatta kısa bir süre önce İsrail basınında çıkan habere göre Başbakan Erdoğan ilişkileri yeniden canlandırmak üzere İsrail Başbakanı Netanyahu'ya özel temsilci gönderdi.
Habere herhangi bir yalanlama gelmedi.
İsraille geldiğimiz nokta bu...
Onca efelenmeden sonra Telaviv'e barış elçisi...
Fransa yaptırımları
Gelelim Fransa'ya...
Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır diyenlere para ve hapis cezası getiren yasanın parlamentoda kabul edilmesinden sonra 8 maddelik yaptırım paketi açıkladık.
İşte o maddeler...
1- İstişareler için Paris Büyükelçimizi Ankara'ya çağırıyoruz.
2- İkili düzeyde gerçekleştirilmesi öngörülen siyasi, askeri, ekonomik mahiyette karşılıklı ziyaretleri iptal edilecek.
3- Seminer, eğitim, kurs gibi faaliyetleri durdurulacak
4- AB çerçevesindeki eşleştirme projelerinde Fransa ile artık işbirliğine gidilmeyecek
5- Fransa ile her türlü siyasi istişare durdurulacak
6- İkili askeri faaliyetler ve ortak tatbikatlar iptal edilecek.
7- Askeri gemilerin liman ziyareti izin başvuruları iptal edilecek.
8- İki ülke ekonomi bakanlarının eş başkanlarında yapılması tasarlanan Fransa-Türkiye ekonomik toplantısı iptal ediecek.
Eften püften bu yaptırımlar da havada kaldı!
Her ne kadar yasa Anayasa Mahkemesinden dönse de Fransa aynı çizgide devam ediyor. Yeni Cumhurbaşkanı Hollande, Sarkozy'i mumla aratacak açıklamalar yapıyor.
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Ankara ise şimdilerde Fransa'nın gönlünü almanın gayreti içinde.
Hatta Başbakan Erdoğan Brezilya'da Hollande ile yaptığı görüşmeden sonra zaten havada kalan bu yaptırımların tamamen gündemden düşürülmesini istedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu da 5 Temmuz'da Paris'e gidiyor.
Suriye'ye katı düşmanlığın sebebi ne?
Ve Suriye.
Bu ülke Arap baharı olarak adlandırılan ama aslında ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ta kendisi olan isyan dalgasının hedefi.
Batı destekli silahlı gruplar aylardır güvenlik güçlerine saldırıyor, sivil halka ateş açıyor, katliamlar yapıyor.
Hükümetimiz ise çok büyük bir iştahla Şam yönetimine yükleniyor.
Son icraatı diplomatların kovulması oldu.
Erdoğan dünyanın öbür ucu Meksika'da Rusya lideri Putin'i ikna etmeye çalışırken ABD başkanı Obama ile Esad'ı nasıl deviririz toplantısı yaptı.
Suriye'yi kana bulayan silahlı grupların lider kadrosu Türkiye'de.
Basın çıkan haberlere göre Özgür Suriye Ordusu adı verilen örgüt tüm kadrolarıyla topraklarımızda. Bu örgütün sınırötesi operasyonlar düzenleyip, katliamlar yapmasına göz yumuluyor.
AKP iktidarı İsrail ve Fransa'ya uygulayacağını duyurduğu yaptırım paketlerini yumuşatırken hatta askıya alırken Suriye yaptırımları en katı haliyle devam ediyor.
İşte bizzat Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun açıkladığı Suriye yaptırımları:
1- Suriye'de yüksek düzeyli stratejik işbirliği mekanizmasının askıya alınması,
2- Suriye'de temel liderlik kadrosu mensuplarına seyahat yasağı konulması ve bu kişilerin ülkemizdeki mal varlıklarının dondurulması. Suriye rejiminin kuvvetli destekçisi durumundaki tanınmış bazı iş adamlarına da benzer tedbirlerin getirilmesi,
3- Suriye ordusuna her türlü silah ve askeri malzemenin satış ve tedarikinin durdurulması,
4- Türkiye toprakları hava sahası ve kara suları kullanılmak suretiyle üçüncü ülkelerden Suriye'ye silah ve askeri malzeme transferi yapılmasının engellenmesi,
5- Suriye Merkez Bankası ile ilişkilerin dondurulması,
6- Suriye hükümetinin Türkiye'deki finansal varlıklarının dondurulması,
7- Suriye hükümeti ile kredi ilişkilerinin durdurulması,
8- Suriye Ticaret Bankası ile işlemlerin durdurulması,
9- Suriye'deki alt yapı projelerinin finansmanı için imzalamam EximBank kredi anlaşmasının askıya alınması.
Evet… Tablo ortada. Türkiye'ye büyük zararlar veren İsrail ve Fransa'ya büyük bir hoşgörü, Haçlıların pençesindeki Suriye'ye düşmanlık...
Bayram Coşkun / diğer yazıları
- Rest çekerken verilen tavizlerin söylenmesi / 26.09.2022
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021
- ABD ve AB açlıktan kırılıyor! / 23.09.2022
- Kandırıldık / 19.09.2022
- Gariban Türk’e Survivor gibi memleket / 16.09.2022
- Klasik AKP dış politikası / 12.09.2022
- Akıl tutulması / 05.09.2022
- İslam dünyası! / 18.05.2021
- İftar / 07.05.2021
- Çöküş / 03.05.2021
- Tam kapanma dediysek, mesela yani / 30.04.2021