İsrail'e sadece Gülen mi dost?

Son gelişmelerle birlikte dinci ve yandaş medyanın, İsrail sendromu yeniden depreşmeye başladı. Bu sefer Gülen Grubu'nun İsrail dostluğunu, İsrail'e merhametini, İsrail'in son yaşananlara tepkisini vs. manşet ve köşelerine taşıyorlar. Geçmişten örnekler veriyorlar. "İsrail'den Gülen'e destek", "Gülen'e İsrail sahip çıktı" vs. Maden bulmuş havasındalar. Tabi birde "kırmızı bülten" var.  Çok basit bir oyun. Neden mi? Prof. Dr. Haydar Baş ve kadrosu gerek gazetemizdeki yazılarında, gerek tv programları ve panellerde, bugün değil, dünde değil 15, 20 yıldan beri bu gerçekleri yazdılar ve de yazıyoruz.  Bir farkla ki! İslam coğrafyası, Ortadoğu, İsrail, Haçlı emperyalistler ve ülkemiz ekseninde apaçık yaşanan olayları ve hedefleri bizler zaman, zemin, kişi ve menfaatlere göre değil dini ve milli gerçeklerimize göre yorumluyor, tarihle örneklendirip ve de anlatıyoruz. Yandaş medya, milletimize yine hedef saptırıyor. Savunucusu oldukları Erdoğan ve AKP'nin, İsrail ile yaptıkları askeri, ekonomik, siyasi anlaşmaları milletimizin önüne koymuyorlar. Malatya Kürecik'in, Petriotların, BOP'un, Arap Baharının, açılımın nihai hedefinin "Büyük İsrail" olduğunu göstermiyorlar. Özelleştirmelerde Yahudi iş adamlarına sağlanan kıyakları, son anda sahip çıktığımız mayınlı arazileri, Manavgat suyunu, hava sahamızı üstelik bizden aldıkları yakıtlarla kullanan ve Müslümanları bombalayan İsrail uçaklarını, İsrail limanlarındaki "gemicikleri" vs. göstermiyorlar, gündem etmiyorlar. Şimdi Erdoğan ile Gülen ters düştü ya! Arşivlerinden çıkardıkları Gülen, ADL (Yahudi mason örgütü) diyaloglarını, İsrail'e merhamet yakarışlarını, Mavi Marmara belgesellerini yayınlıyorlar. İsrail ile sadece Gülen mi dost? Biz, İsrail ve haçlılarla kimlerin dost olduklarını tek tek yazdık, yazıyoruz. Aldanmayın. Yoksa yarın çok geç olacak? * * *Mavi Marmara demişken?Mısır mahkemesi, Interpol'e resmi bir başvuru yaparak, "Uluslararası suç işlenmesine teşvik ve yardım, mahkumların kaçmasına yardım, kundaklama, vandalizm ve soygun" gibi suçlamalardan ötürü Karadavi için "kırmızı bültenle" arama kararı çıkarttırdı.Erdoğan'ın bu karara itirazı vardı. Din şurasında yaptığı konuşmada Erdoğan, "Darbe ile iş başına gelmiş bir zat çıkıyor, Interpol'e talimat veriyor. Interpol'e talimatla Müslüman Alimler Birliği Başkanı Yusuf El-Kardavi kırmızı bülten ile aranmak üzere adım atılıyor. Bu nasıl bir iştir. İlim, siyasetin emrinde olmaz. Siyaset, ilmin hizmetkarı olur?"Mavi Marmara katliamı dünyanın gözü önünde gerçekleşti. Katledilenler bizim vatandaşlarımızdı. Peki, ülkemiz iktidarında darbe hükümetimi vardı? Ve bu hükümet kimin hizmetkarıydı? Ne alakası mı var? Katledilen vatandaşlarımızın yakınları mahkemeye gittiler. Yapılan yargılama sonucunda İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Deniz Kuvvetleri Komutanı, İstihbarat Başkanı, Hava Kuvvetleri Komutanı hakkında, bu zamana kadar duruşmaya gelmedikleri gerekçesiyle yakalama kararı, kırmızı bültenle arama emri çıkardı. Mahkeme kararın uygulanması için dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdi. Usul gereği belgelerin Adalet Bakanlığınca, Dışişleri bakanlığına oradan da Interpol'e gönderilmesi gerekiyormuş. Ancak aradan bunca zaman geçmesine (7 ay) rağmen mahkemenin talebi, AKP iktidarınca, Interpol'e bildirilmedi. Bugün Mısır'daki darbeci yönetimi eleştiren ülkemizdeki siyasi irade o gün ne yaptı biliyor musunuz? Bu kararı veren İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı karardan 2 hafta sonra tenzili rütbeye (rütbesi sökülerek) uğratılarak, düz hâkim olarak Bakırköy Adliyesi'ne gönderildi. Neden?Şimdi hem Mısır'ın "kırmızı bültenini" eleştireceksin. Hem vatandaşını katledenler hakkında mahkemenin verdiği "kırmızı bülten" kararını en azından prosedüre sokmayacaksın. Hem de Gülen için "kırmızı bülten" çıkarırız, diyeceksin? Aklen ve vicdanen "ak"lama yapacak birisi var mı?