logo
28 NİSAN 2024

İsrail'i durdurmanın tam zamanı

19.02.2007 00:00:00
Fetih'le Hamas'ın vardığı Mekke anlaşmasıyla, işgalden kurtulmayı ve bağımsızlık kazanmayı amaçlayan Filistin direnişi tarihi bir sürece giriyor. Bu anlaşmayla, ilk kapsamlı Filistin ulusal hükümetinin kurulmasının yolu açıldı. Mekke'deki kazanımlar sayesinde Fetih, Hamas ve bütün ulusal direniş grupları, İsrail işgali altındaki yıkım yılları sonrası Filistin toplumunu inşa etmeye çalışacak. Bu, halkımızın ulusal haklarını geri alma yolundaki direnişinin sürdürülmesiyle paralel olarak yapılacak. Mekke buluşmasında son iç savaş olaylarının tekrarlanmasının önüne geçmek için bütün çabamızı harcama kararlılığıyla kenetlendik. Son olaylar hiç kuşkusuz halkımızın kalbini kanattı ve destekçilerini üzdü. Bu olaylardan dolayı şiddetli üzüntü duymakla birlikte, İsrail ve müttefiklerinin halkımıza dayattığı zalim yaptırımların yokluğunda çatışma yaşanmazdı. Birçok güç geçen yıl Filistin'de yapılan demokratik seçimin sonuçlarına saygı gösterseydi, geçen yılki krizin engellenmesi mümkün olurdu. 10 bin Filistinli esir Mekke anlaşmasının önemi, halkımızın farklı grupları arasında gerçekçi bir ortaklığın temelini atmasında. Bu ortaklık, ulusal birlik hükümetini halkın talepleri doğrultusunda işleve koyacak. Ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü'nün (FKÖ) yeniden yapılandırılmasını ve bütün Filistin gruplarını kapsamasını sağlayacak; böylelikle, FKÖ'nün Filistin halkının yasal temsilcisi olma hakkı somutlaşacak ve Filistin halkının emel ve kanaatlerini ifade eden tek bir ses bulunacak. Filistin ulusal birlikteliği sayesinde, artık halkımızın temel hedefi özgürlük ve bağımsızlıktır. Direniş sadece işgale yöneltilmelidir. Mekke buluşmasında ortaklık gerçekleşti. Bu büyük kazanımdan sonra uluslararası toplumun anlaşmayı olumlu karşılamasını, ulusal uzlaşımıza ve halkımızın iradesine saygısını ifade etmesini bekliyoruz. Bir asrı aşkın zamandır halkımız saldırı, işgal ve baskıya maruz kaldı. Bununla birlikte ödünler vermesi ve meşru haklarından vazgeçmesine yönelik girişimler durmadı. Ocak 2006'daki seçimlerden bu yana halkımız uluslararası toplumun, işlemediği bir suç sebebiyle dayattığı ambargoya maruz kalıyor. İsrail o zamandan beri, kadınlarımızı, erkeklerimizi, yaşlı ve çocukları tutuklamayı, öldürmeyi, evleri yıkmayı, binlerce Filistinliyi sürme suçlarını işlemeyi sürdürdü. Bugün İsrailliler 10 bini aşkın kardeşimizi esir tutuyor. Ayrıca göç ettirdikleri ve evlerine el koydukları milyonlarca mültecinin dönüş hakkını inkâr etmeyi sürdürüyorlar. Yanı sıra, faşist duvar ve yerleşim birimleri inşaatını veya Filistin'in müsadere edilmiş toprakları üzerindeki yerleşim birimlerini genişleterek uluslararası topluma meydan okumayı sürdürüyorlar. İsrail uluslararası sözleşmeleri çiğneyerek Kudüs'ün Yahudileştirilmesinde ileri adım atıyor; son olarak da, 45 yaş altındaki Filistinlilerin girmesini engellediği kutsal Mescid-i Aksa çevresinde kazı çalışmalarına yeniden başladı. Silahlı güçleriyse geçen cuma dokunulmazlığını çiğneyerek Mescid-i Aksa'yı basıp, namaz kılanlara saldırdı ve onlarcasını yaraladı. Bugün Hamas ve Fetih olarak ulusal birlik hükümeti kurulmasında uzlaştık. Artık uluslararası toplumun, abluka ve yaptırımları sürdürmek için hiçbir gerekçesi kalmadı. Birçok ülke hükümetinin, yaptırımların en yakın zamanda kaldırılmasını temenni ettiğini biliyoruz. Bu yöndeki hareketlenmeleri olumlu karşılıyor ve Mekke anlaşmasına olumlu bakan bütün hükümetlere teşekkür ediyoruz. Varılan uzlaşmayla birlik hükümetinin siyasi programı da bu anlaşmayla belirlendi. Bu program, 1967'de işgal edilen bütün topraklar üzerinde, başkenti Kudüs olan tam bağımsız ve egemen bir Filistin devleti kurulmasını, İsrail zindanlarındaki esir ve tutukluların bırakılmasını, bütün yerleşim birimlerinin yıkılmasını ve Filistinli mültecilerin dönüş hakkının temin edilmesini yineliyor. Pratiğe geçirilme fırsatı verildiğinde, bu girişim bölgede barış sağlanması yolunda önemli bir adım oluşturacak. Dünya ülkelerinin önünde ziyan edilmemesi gereken tarihi bir fırsat var. Ayrıca ödünler vermeye zorlama amacıyla Filistin halkının tahrik edilmesi ve baskıya maruz bırakılması girişimleri de durmalı. Bu yöntemleri deneyenlerin ders alması uygun düşer. Ne yaptırımlar ne de tahrikler Filistin halkını özgürlük ve bağımsızlık amaçlı direnişi durdurmaya zorlayabilir. Fırsat kaçarsa kan akacak Önceki bütün çözüm planları İsrail yanlısı çözümler dayattığı için başarısız oldu. Bu planlar, özgürlük ve bağımsızlık yolundaki Filistin direnişinin, Filistinlilerin kınaması gereken terörden başka bir şey olmadığı varsayımıyla hareket etti. Filistinlileri, ılımlılarla aşırılık yanlıları, veya 'barış üreticileri'yle teröristler diye kategorilere ayırma girişimi de başarı elde etmedi. Biz şu an baskı ve işgalden kurtulana dek direnişimizi sürdürmekte kararlıyız. Acaba uluslararası toplum bu fırsatı kullanacak ve İsrail'i Filistin halkının haklarına saygı göstermeye, ulusal uzlaşının meyvesi olan ortak Filistin bakış açısının pratiğe dökülmesini engellemeyi durdurmasına zorlamak için ciddi bir irade oluşturacak mı? Yoksa bu tarihi fırsatı kaçırıp, toplum İsrail'in halkımıza yönelik inat ve zulmüyle mücadelede zayıf, aciz ve pasif mi kalacak? İş bu noktaya gelirse sonuç çok vahim olacak: Bütün Ortadoğu uzun yıllar sürebilecek kanlı gerginlikler dönemine girecek. Peki uluslararası toplum o zaman ne yapacak? Barış için çaba harcanması gereğine dair konuşmalarını yenileyecektir. Fakat o vakit çok kan akmış ve çok can verilmiş olacak. Kutsal mekânlara da zarar verdi Batı'nın uyanmasının ve zamanın artık İsrail lehine çalışmadığını görmesinin zamanı geldi. Zaman İsrail'e bağımlı politikaların da lehine işlemiyor. İsrail terörünü, işgalini ve halkımızın her türlü hakkını çiğnemeyi sürdürürken, İslam ve Hıristiyanlığın kutsallıklarının dokunulmazlığını çiğnerken, bu ülkeye desteği sürdürmek Batı'nın çıkarına hizmet etmeyecek. İsrail'e yönelik bu kör desteğin faturası ağır olacak; bu siyaset, uzun vadede Batı'nın hayati çıkarlarının aleyhine sonuçlar getirecek.. Herkes bilmeli ki, baskılara direnen Filistin halkı pazarlık etmez ve teslim olmaz. Bu halk bugün bölge barışının ve savaşın anahtarıdır. Filistin halkının sorunu çözülmeden, bölgeye barış ve istikrar gelmez. İşgal sona ermez ve halkımız haklarına eksiksizce kavuşmazsa bu mümkün görünmüyor. Halit Meşal/ Kuds ül Arabi
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı
İki polis şehit
Adıyaman'da dehşet olay
ABD, temel hakların bir numaralı düşmanı
Özgürlüğün sadece heykeli var!
Lider 3 yaş gençleşti!
İYİ Parti'de Dervişoğlu dönemi
Fenerbahçe derbide hata yapmadı
Beşiktaş bu sezon ezeli rakiplerini yenemedi
İmamoğlu şimdilik sadece izliyor
Saray ziyareti için ne düşünüyor?
Furkan Apartman davasında tek tutuklu sanık kaldı
3 sanık tahliye edildi
TZOB'tan TMO'ya çağrı
Çiftçi küstürülmesin
3 maaşlı eski bakan, Bilim Kurulu Üyesi!
Yeşilay kime çalışıyor?
Bakan'dan asgari ücret açıklaması
'Ekonomi denge işidir'
Hüseyin Baş'tan tasarruf çağrısı
'Örtülü ödenekten, Saray'dan başlasın'
'Bedeli ben ödedim, hesabı siz tutacaksınız'
Asker selamıyla gitti!
Muş'ta tedirgin eden görüntü
Aniden ortaya çıktı
İsrail Gazze'de tüm yaşam alanlarını yok ediyor
Su kuyularının yüzde 70'i tahrip oldu
ABD üniversitelerinde İsrail karşıtı eylemler genişliyor
Protestolara işçi sınıfı da dahil oldu
UNRWA çalışanlarının soruşturmaları askıya alındı
İsrail iddialarını kanıtlayamadı

Buğdayda maliyetler uçuşa geçti

TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday hasadına sayılı günler kala yaptığı açıklamada, mazottan gübreye, işçilikten tarım ilaçlarına maliyetlerin fırladığına işaret ederek, "Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti. Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 lira 87 kuruş olan üretim maliyetini dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır" dedi. Buğdayda taban fiyat geçtiğimiz yıl 92.5 kuruştu. Bu yıl beklenen fiyat ise 14-15 TL bandında yer alıyor. 
 
27.04.2024 15:19:00 / Güncelleme: 27.04.2024 15:49:49
AHMET TURAN YİĞİT
Buğdayda maliyetler uçuşa geçti
Buğdayda maliyetler uçuşa geçti



Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, buğday üretiminde hasat döneminin yaklaşmasını ve buğday üreticilerimizin sorunlarını yaptığı basın açıklamasıyla değerlendirdi. "Ülkemizin hemen hemen her ilinde üretimi yapılan, tarımsal üretimin ve gıda sanayinin vazgeçilmez ham maddesi buğdayda hasada sayılı günler kaldı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da çiftçilerimiz artan maliyet karşısında ürettiği üründen hak ettiği geliri elde etmeyi bekliyor" diyen Bayraktar, açıklamasında özetle şunları söyledi:
• Buğdayda kültürel işlemlerin yoğun olduğu Ekim-Mart döneminde mazot fiyatı ortalama 23 lira iken bu yıl aynı dönemde yüzde 76 artışla ortalama 40 liranın üzerine çıktı. Mazot fiyatı son bir yılda ise yüzde 105 oranında artış gösterdi.
• Taban gübresinin yoğun olarak kullanıldığı Ekim-Kasım-Aralık aylarında ise DAP gübresinin ortalama fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 16, 20.20.0 gübresinin fiyat ise yüzde 22 oranında artış gösterdi. Şubat ve Mart ayında kullanılan ÜRE gübresinin fiyatı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 36 oranında arttı.
• Ziraat Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre; bölgesel bazlı değişmekle birlikte, Türkiye genelinde geçen yıla göre arazi kira ücretlerinde yüzde 64, işçilik ücretlerinde ise yüzde 75'e varan oranlarda artışlar yaşandı.

Tarla fareleri ciddi sorun!

• Bu yıl iklim değişikliğinin etkisiyle kış uykusundan erken uyanan tarla farelerinin popülasyonları arttı, fareler birçok ilde ekili hububat alanlarını istila etti. Bu durum zirai ilaç maliyetini geçtiğimiz yıla göre yüzde 52 oranında artırdı.
• Çiftçilerimizin buğday tohumunu attığı günden hasada kadar yapacağı harcamalar dikkate alınarak yapılan maliyet hesabında, kuru şartlarda üretimi yapılan buğdayın ortalama maliyeti geçen yıla göre yüzde 62 oranında artarak kilogramı 10 lira 87 kuruş olarak tespit edildi.
• Geçtiğimiz yıl Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) üzerine düşen görevi yaparak çoğunluğu buğday olmak üzere 12 milyon tonun üzerinde hububat alımı gerçekleştirdi. Haliyle Toprak Mahsulleri Ofisi'nin depoları doldu. Son günlerde Toprak Mahsulleri Ofisi depolarının doluluğuna ve dünya buğday fiyatlarının düştüğüne yönelik açıklamalar çiftçilerimizi tedirgin ediyor. Bu doğrultuda Toprak Mahsulleri Ofisi'nin sorumluluğu geçmiş yıllara nazaran bu yıl daha da arttı.
• Çiftçilerimiz gereğini yaptı bu ülkemiz için stratejik öneme sahip buğdayını üretti. Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan 10 lira 87 kuruş olan üretim maliyetini dikkate alan buğday fiyatını açıklayarak çiftçilerimizi bir an önce rahatlatmalıdır.
• Toprak Mahsulleri Ofisi hasat başlamadan alım merkezlerini hazır hale getirmeli, gerekirse geçen yıl olduğu gibi yığma alım yaparak, gelen buğdayın tamamını alacağını açıklamalıdır. Geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da Tarım Kredi Kooperatifleri ve TÜRKŞEKER de buğday alımı yapmalıdır.

İklim krizi tarımsal üretimi zorlaştırıyor

• Değişen iklim koşulları tarımsal üretimi her geçen yıl zorlaştırıyor. Çiftçilerimiz her üretim döneminde önceden tahmin edemediği risklerle karşılaşıyor. Bu yıl üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren toplam yağışlar ülke genelinde normalin üzerinde gerçekleşirken, artan sıcaklıklar farklı sorunları beraberinde getirdi. Bazı bölgelerde yağış ve beraberinde gerçekleşen aşırı sıcak hava artan nemle beraber buğdayda pas hastalığını artırırken, yine kış aylarının sıcak geçmesiyle artan fare popülasyonu çiftçilerimizi zora soktu. 
• Bahar yağışlarının oldukça önemli olduğu buğdayda özellikle bu 15 ilde beklenen yağışların gerçekleşmemesi durumunda kuraklık bekleniyor.
• Halen geçen yılın prim desteğini alamayan çiftçilerimiz var. Geçtiğimiz yıl Eylül ayında ürününü teslim eden bir çiftçimiz o günün şartlarında alacağı ton başına bin liralık prim ile 43 litre mazot alabilecekken bugün 23 buçuk litre mazot alabiliyor.

Buğday ithalatı tam gaz


Öte yandan TZOB Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye'nin 2022'de 19 milyon 750 bin ton olan buğday üretiminin 2023'te yüzde 11.4 artışla 22 milyon tona yükseldiğine işaret ederek, "Bu üretim artışına rağmen ithalatımız da artış gösterdi. 2022 yılında 8 milyon 822 bin ton olan buğday ithalatımız üretimimizdeki artışın üzerinde yüzde 35 artışla yaklaşık 11 milyon 700 bin ton seviyesine yükseldi. Ülkemiz 2023 yılında yapmış olduğu buğday ithalatının yüzde 75'ini Rusya, yüzde 22'sini Ukrayna'dan gerçekleştirdi. Ülkemizde artan nüfusa paralel olarak buğday talebi artıyor. Buğday üretiminde sürdürülebilirliği sağlamak, ithalata olan bağımlılığı azaltmak gerekiyor. Bu nedenle üreticilerimizi her koşulda üretime teşvik etmek amacıyla gerekli tedbirler zamanında alınmalıdır" dedi.

İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni

 
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraki Spor İstanbul'un düzenlediği Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu 28 Nisan'da koşuluyor.
27.04.2024 15:12:00 / Güncelleme: 27.04.2024 15:16:20
RUHİ SARI
İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni
İstanbul'da 'yarı maraton' şöleni

Türkiye'de kırılan ilk uluslararası atletizm dünya rekoru unvanına sahip olan Türkiye İş Bankası İstanbul Yarı Maratonu, Tarihi Yarımada parkurunda 'En Hızlı Yarı' sloganıyla 28 Nisan'da koşulacak. Dünyanın en iyi 11, Avrupa'nın da 4 'Gold Label-Altın Etiketli' yarı maratonundan biri olan İstanbul Yarı Maratonu, 10K ve 21K (yarı maraton) kategorilerinde gerçekleştirilecek. 72 farklı ülkeden katılımın olduğu 10 K yarışı ile yarı maratonu, toplam 14 bin kişinin bitirmesi bekleniyor. Maratonda 21'i kadın 68 elit atletse birincilik için yarışacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, TRT Spor Yıldız ve Sports TV'den canlı yayınlanacak. Spor İstanbul YouTube kanalında da yarışı İngilizce anlatımla canlı izlemek mümkün olacak. 2021 yılında kadınlarda Kenyalı Ruth Chepngetich'in 1.04.02'lik dereceyle kırdığı dünya rekoruyla uluslararası dikkatleri üzerine çeken Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu, ülkemizde 16 yaş ve üstü atletlerin koşacağı ilk 21K maratonu olarak da adını tarihe yazdıracak. Maratona, 16-18 yaş arası yaklaşık 2 bin koşucu katılacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu aynı zamanda "Türkiye Yarı Maraton Şampiyonası"nı da içeriyor. Yarışta birinci olacak erkek ve kadın Türk atletler "2024 Türkiye Yarı Maraton Şampiyonu" unvanını alacak. Maratonda 5'i erkek 7 Türk elit atlet katılacak. Diğer yandan İstanbul Yarı Maratonu'nda yapılacak iyi dereceler elit atletlere dünya sıralamasında Olimpiyat kotası alma şansı da sağlayabilecek. Erkeklerde halen 10 atletin Dünya Sıralaması kategorisinden Olimpiyat kotası alma şansı bulunuyor. Bugüne kadar 70 atlet Olimpiyat barajı derecesi olan 2.08.10'u geçti.

Kenyalı ve Etiyopyalı atletler favori

Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'na bu yıl, kişisel en iyi dereceleri 1.01.00'ın (61 dakika) altında olan 17 erkekle, 1.08.00'ın (68 dakika) altında olan 7 kadın atlet katılacak. İstanbul Maratonu'nun son şampiyonu Kenyalı Panuel Mkungo burada olacak. Eğer yarı maratonu da kazanırsa iki maratonumuzu da kazanan ilk erkek atlet olacak. Kenyalı Ruth Chepngetich 2018'de İstanbul Maratonu'nu, 2021'de de dönemin dünya rekorunu kırıp İstanbul Yarı Maratonu'nu kazanarak kadınlarda duble yapan ilk atlet olmuştu. Geçen yılın ikincisi (59.58) Faslı Hicham Amghar; 2019'daki 59.17'lik derecesiyle dikkatleri üzerine çeken Etiyopyalı Solomon Berihu; listemizdeki 59.25 ile en iyi ikinci dereceye sahip olan Kenyalı Edmond Kipngetich, Barselona'da 59.30 ile kariyerinin en iyi derecesini koşan Etiyopyalı Dinkalem Ayele; sürpriz beklenen Kenyalı Laban Kipkemboi ve Afrikalılara rakip olması umulan Kanadalı Cameron Levins de İstanbul'da koşacak. Laban Kipkemboi, 21 Nisan'daki BtcTurk Boğa Koşusu'nda 10K'yı 29.09'luk derecesiyle ilk sırada bitirmişti. Türkiye'deki yarışlarda sık sık boy gösteren 21 yaşındaki Kipkemboi, en iyi yarı maraton derecesi olan 1.02.29'u geçen yıl ilk kez Ekim ayında düzenlenen Runkara'da (Ankara Yarı Maratonu) koşmuştu. Kipkemboi, Etiyopyalı Sisay Lemma'nın 1.01.09 ile ilk sırada yer aldığı yarışı 4. sırada tamamlamıştı. Lemma, geçen yıl Aralık ayındaki Valensiya Maratonu'nu 2.01.48 ile tamamlayarak, dünyanın en hızlı 4. maraton koşucusu unvanını almıştı. Lemma, bu yıl 14 Nisan'da Boston Maratonu'nu da kazandı. Paris Olimpiyatları'nda maraton dalının en güçlü adayı konumunda.


Görevliler iş başında

Yaklaşık 16 bin kişinin koşacağı Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nun sağlıklı bir şekilde organize edilmesi için binlerce kişi de sahada çalışacak. Yaklaşık 500 gönüllünün destek vereceği yarı maratonda İstanbul Emniyet Müdürlüğü de 800 güvenlik görevlisiyle alanda olacak. 350 sağlık personelinin hazır bulunacağı koşuda, diğer dış birimler ve Spor İstanbul personeliyle birlikte toplamda 2 bin 743 kişi görev yapacak. Türkiye İş Bankası 19. İstanbul Yarı Maratonu'nda dereceye girecek atletlere verilecek para ödülleri de açıklandı. Elit kadın ve erkek atletlerin birincisine 15'er bin dolar verilecek. Tüm kategorilerde dağıtılacak muhtemel toplam para ödülü ise 8 milyon lira olacak.

Bazı yollar kapatılacak

Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu ve İstanbul Yarı Maratonu nedeniyle Tarihi Yarımada'da çok sayıda yol trafiğe kapatılacak. Yenikapı, Sarayburnu, Sirkeci, Galata Köprüsü, Unkapanı, Cibali, Balat'taki yollar yarıştan etkilenecek. Yollar peyderpey trafiğe açılacak. Bağcılar-Kabataş Tramvayı da Sirkeci'ye kadar çalışacak.

KKTC Başbakanı Üstel, İsias Otel Davası'nda sanık avukatı ile tartıştı

İsias Otel davasının 2. duruşmasın yeni bilirkişi raporu istenmesine karar verildi. Duruşma sırasında KKTC Başbakanı Ünal Üstel ile sanık avukatı arasında tartışma yaşanırken Üstel, bazı iddialarda bulunan sanık avukatına 'yalan söylüyorsun' diyerek tepki gösterdi.
26.04.2024 21:45:00 / Güncelleme: 26.04.2024 21:50:31
İhlas Haber Ajansı
KKTC Başbakanı Üstel, İsias Otel Davası'nda sanık avukatı ile tartıştı
KKTC Başbakanı Üstel, İsias Otel Davası'nda sanık avukatı ile tartıştı
Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, saat 10.00'da başlayan ve saat 18.15'de sona eren duruşmada mahkeme heyetinin ara kararıyla, tutuklu sanıklar Ahmet Bozkurt, Mehmet Fatih Bozkurt ve Erdem Yıldız'ın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Efe B., Halil B., Hasan A., Mehmet G., Şule Ö. ve Ulviye B.'nin adli kontrollerin devam etmesine karar verildi. Mahkeme ayrıca, dosyayı yeniden bilir kişi heyetine tebliği edildi. Davanın bundan sonraki duruşmasının 12 Haziran 2024 tarihinde saat 09.00'da görülmesine karar verildi.

KKTC Başbakanı Ünal Üstel, sanık avukatına 'yalan söylüyorsun' tepkisi

6 Şubat depreminde yıkılan ve 72 kişiye mezar olan İsias Otel davasıyla ilgili duruşmada, KKTC Başbakanı Ünal Üstel ve Sanık Avukatı Fuat Göktaş arasında gerginlik yaşandı. Sanık avukatları savunmasında, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Gazi Üniversitesi raporlarına itiraz ederek, usule uygun alınmadığı ve laboratuvarlarda testin düzgün yapılmadığını söyledi.
Otel sahibi tutuklu sanık Ahmet Bozkurt'un Avukat Fuat Göktaş, Gazi Üniversitesi'ne gönderilen numunelerin gitmesinden iki gün sonra KKTC'de bulunan Doğu Akdeniz Üniversitesi'yle Gazi Üniversitesi'nin 'kardeş üniversite' olduğunu yönünde haberler çıktığını belirtti. Göktaş, bunun yanında Gazi Üniversitesi heyetinin Kıbrıs başbakanıyla görüştüğü yönünde haberlerin servis edildiğini ancak bu görüşmelerin rutin olabileceğini düşündüklerini söyledi.



Bunun üzerine salonda bulunan KKTC Başbakanı Ünal Üstel, ziyareti yalanlayarak avukata hitaben, 'Yalan söylüyorsun, sözlerini geri al' dedi. Başbakanın bu sözleri üzerine, avukat KKTC'de medyaya yansıyan ziyaret haberini gösterdi.

Sanık Avukatı Fuat Göktaş son olarak, çıkan bu haberleri kendisine gösteren müvekkil yakınlarına, 'Bu ziyaretlerle ilgili olumsuzluk düşünmeyin, bu rutin bir ziyaret olabilir. Bu tür haberlere itibar etmeyin' dediğini söyledi.

Mahkeme başkanı uyardı

Mahkeme Başkanı, salonda yaşanan sözlü sataşma nedeniyle tarafları sakin olmaya davet ederek, mahkemenin düzenini bozdurmayacağını vurguladı.

Mahkemede tutuklu sanık Ahmet Bozkurt savunmasında, 'Otelimin statiği 14 kata göre yapılmıştır. Otelim 9 kat olarak yapılmıştır. Statiğinde, taşıyıcısında herhangi bir eksiklik olduğunu düşünmüyorum. Ben burayı yap-sat için yapmadım, burayı kendime yaptım. Malzemelerin en iyisini kullandım. Benim buraya yaptığım para ile aynı şekilde iki bina yapabilirdim. Ben malzemeden çalmadım. Adıyaman dördüncü derece deprem bölgesindeyken, ikinci derece deprem bölgesinin şartlarını karşılayacak şekilde otel yaptım. Ben suçsuzum. Suçlamaları kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum' dedi.

'Ben sadece dekorasyon yaptım'

Tutuklu sanık Mehmet Fatih Bozkurt ise savunmasında, 'Otelin yapıldığı yıllarda, 1993-1999 yılları arasında Kıbrıs'taydım. Benim mesleğim otomotiv sektörüdür. Ben suçlamaları kabul etmiyorum. Yüce mahkemenizden tahliyemi talep ediyorum' ifadelerini kullandı.

Diğer tutuklu sanık Erdem Yıldız ise, 'Ben sadece dekorasyon yaptım. Benden öncekini bilmem. Benden sonra yapılan şeylerle hiçbir ilgim yok. Benim yaptığım musluğun, asma tavanın binanın yıkımında etkisi yoktur' şeklinde konuştu.

Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum

Sarıyer'deki bir ortaokulda oğlunun okul davranışlarıyla ilgili olarak görüşmeye davet ettiği öğretmenini, yüzüne yumruk atmak suretiyle darp eden ve tutuklanarak cezaevine gönderilen şüpheli velinin ifadesine ulaşıldı.
26.04.2024 18:40:00
İhlas Haber Ajansı
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum
Öğretmeni yumruklayan velinin ifadesi: Bir anlık ebeveynlik duygusuyla vurdum


Sarıyer'deki bir ortaokulda 25 Nisan 2024'de iddiaya göre Türkçe öğretmeni olarak görev yapan Necla Ö., öğrencisi E.S.Ç.'nin okul davranışlarıyla ilgili olarak velisi olan şüpheli Ali Ç.'yi (51) görüşmeye davet etmiş, okula gelen şüpheli veli Ali Ç. ise müşteki öğretmeni okul koridorunda görerek herhangi bir diyaloğa girmeden öğretmenin yüzüne yumruk atmıştı. Olayın ardından gözaltına alınan şüpheli, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Şüpheli veli Ali Ç., Savcılık işlemlerinin ardından çıkarıldığı nöbetçi hakimlikçe 'kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten yaralama' suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.

''Oğlum 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi''

Öte yandan şüphelinin ifadesine ulaşıldı. Kimlik tespitinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İSBAK A.Ş.'de dijital arşiv personeli olarak çalıştığını söyleyen şüpheli Ali Ç. ifadesinde, "Okul yönetimi ve sınıf öğretmeni Necla Ö.'den 26 Mart 2024'de Sarıyer Çocuk Büro Amirliği'nde 'kötü muamele' konusundan adli olarak şikayetçi olmuştuk. 25 Nisan günü Kaymakamlık müfettişleri ile konuyla ilgili görüşmedeydim. Bu sırada eşim Neslihan Ç. beni aradı, kendisini okulun bir hizmetlisinin aradığını ve oğlumuzla ilgili bir sıkıntının olduğunu söyledi. Ardından eşimden hizmetlinin numarasını alarak durumun ne olduğunu sordum. Bana oğlumun atak geçirdiğini, öğretmenlerin yukarı almaya çalıştığını ancak oğlumun çıkmak istemediğini söyledi. Oğlumu telefona isteyince, 'baba çabuk gel, beni bir odaya kapattılar kaçtım, bana bir şeyler imzalatmaya çalışıyorlar' dedi. Sonrasında hizmetli 'müdür bey geliyor' diyerek telefonu yüzüme kapattı'' dedi.

''Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi, bir anlık sinir harbi ile vurdum''

İfadesinin devamında, okula gittiğinde hizmetliye çocuğunun nerede olduğunu sorduğunu söyleyen şüpheli, ''Hizmetli bana, müdür beyin oğlumu yukarı çıkardığını söyledi. Ben de müdürün odasına çıktım. Bu sırada oğlum yanıma panik halinde ağlayarak geldi. Bana 'baba buradan çabuk çıkalım, eve gidelim' dedi. Korkusundan sürekli aynı şeyleri tekrarlıyordu. Müdür beyi odasına doğru yürürken Necla hocanın elinde çay bardağı ile gülerek bize doğru geldiğini gördüm. Dalga geçer gibi 'beni şikayet etmenin bedelini ödeyeceksin' dedi. Ben de o anda istem dışı çocuğumun da yanımda ağlamasından dolayı bir anlık kızgınlık ve ebeveynlik duygusuyla hocaya vurdum. Sonra okulun dışına çıktım, çok pişmanım. Bir anlık sinir harbi ile vurdum, bu sinir harbini ise hem şahsın tahrik edici eylemlerinden hem de babalık içgüdüsünden dolayı yaşadım'' şeklinde konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.