İstanbullular neden sokağa çıkıyor?

Bakın! İstanbul'da, iktidarı protesto için insanlar sokağa çıktığında protestocular kadar polis etrafını kuşatıyor.

Ama evleri sallandığı için sokağa çıkan milyonlara, 'ne işiniz var sokakta' sorusu bile sorulmuyor.

Sahi neden İstanbullular sokakta?

Sadece son 5 yılda 38,5 milyar dolar 20 yılda ise 70 milyar dolar başka ülkelere yardım yapan tek parti iktidarı İstanbul'un kentsel dönüşümünü çözmediği için.

Gerek ülkemizdeki Suriyelilere ve gerekse Suriye'deki Suriyelilere maaş, giyinme, barınma, gıda ve diğer alanlarda 150 milyar dolardan fazla para harcayan tek parti iktidarı,

Hem faiz karşıtlığı ile oy alıp hem de faiz baronlarına 600 milyar dolardan fazla para aktardıkları halde İstanbul'un kentsel dönüşümünü çözmediği için İstanbullular dışarıda.

Dünya listelerine giren yandaş şirketlerin borçlarını silip, İstanbul'un kentsel dönüşümünü çözmediği için İstanbullular dışarıda.

Zenginlerin parası değer kaybetmesin, diye Kur korumalı mevduat sistemi geliştirdiler. Trilyonu bulan rakamları verdiler. İstanbul'un kentsel dönüşümünü tamamlamaya para bulamadılar.

Yandaşlara araba, hasta, uçak geçiş garantili projeler yaptırıp, trilyonları aktardılar. Ama İstanbul'un kentsel dönüşümünü tamamlamaya para bulamadılar.

Kendilerine mevsimlik saraylar yaptırdılar, uçak ve araç filoları kurdurdular. 25-30 yaşındaki çocukları, damatları ya dünya zenginler listesine girdi ya da listeyi zorluyor. Ama İstanbul'un kentsel dönüşümünü tamamlamaya para bulamadılar.

Sadece İstanbul'da ranta açtıkları devlet arazileri, askeri alanlar, deprem toplanma merkezileri, parklar, sahiller üzerinden gelen para ile İstanbul'un kentsel dönüşümü tamamlanırdı. Yapmadılar.

Sadece deprem vergileri ile bile bu şehrin kentsel dönüşümü yıllar önce tamamlanırdı. Ama yapmadılar.

Peki, ne yaptılar?

Cevabı Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Erdoğan, Başakşehir'de gerçekleştirilen İlim Yayma Cemiyeti 65. Olağan Genel Kuruluna gönderdiği mesajda verdi;

"Peygamber Efendimizin 'Hayrun Nas Men Yenfeun Nas', yani 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olanıdır.' emrini kendine rehber edinmiş nice vakıf insanıyla gönüldaşlık yaptık'.

Keşke nice vakıflar yerine topyekün milletimize gönüldaşlık yapsaydınız da milyonlar sokaklara çıkmasaydı!

Başka şeylerde dediler

"Bahane aramak, mazeret üretmek yerine daha fazla iş ve icraat üretmeli, tüm enerjimizi yapı stokumuzu bir an evvel yenilemeye harcamalıyız.

Her işe karşı çıkan marjinallerin ne dediğine bakmadan kentsel dönüşüm projelerini süratle hayata geçirmeye odaklanmalıyız.               

Artık laf üstüne laf değil, taş üstüne taş koyma zamanıdır.

El ele verip birlikte çalıştığımızda kısa sürede çok büyük mesafe almamız pekâlâ mümkündür.

Çünkü biz bunu yapacak kudrete, kapasiteye, imkâna ve pratikliğe sahip bir milletiz.

Yeter ki enerjimizi ve kaynaklarımızı doğru kullanalım, yeter ki aramıza nifak sokulmasına müsaade etmeyelim" Sayın Erdoğan.

Sayın Erdoğan'a cevap Erdoğan'dan

Sayın Erdoğan'ın son İstanbul depreminden sonra yaptığı bu açıklamalara Sayın Erdoğan geçen yerel seçimler öncesi Hatay'da şu cevabı vermişti:

"Hataylılara gözdağı vererek, "Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay'a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı."

23 yıllık tek parti iktidarının Çevre, Şehircilik Bakanı Murat Bey ise 'İstanbul'un en büyük sorununun deprem olduğunu, vurgulayıp, 'biz, muhalefeti iktidarı ile hep birlikte İstanbul'un geleceği adına sorumluluk almak zorundayız. Bu işin siyaseti olmaz. Bu bir milli güvenlik meselesi, terörle mücadele kadar önemli."

Bundan sonra kim, ne, sorumluluk alır bilmem ama 22 yılın ve 86 milyonun sorumluluğunun kimde olduğunu çok iyi biliyorum!