Küresel krizin iflas noktasına getirdiği 320 bin nüfuslu ada ülkesi İzlanda çözümü AB'de buldu. İzlanda Parlamentosu, AB'ye tam üyelik için başvuru kararı aldı. Son kararı halk verecek.
Bankacılık sektöründe yaşanan dev kriz, bağımsızlıklarına düşkün İzlandalıların AB üyeliği konusunda görüşlerinin hızla değişmesine neden oldu. Parlamentodaki uzun tartışmaların ardından milletvekilleri İzlanda'nın üyelik için derhal AB'ye başvurmasını kararlaştırdı. Parlamento'daki oylamada 33 milletvekili AB'ye üyelik başvurusu lehine oy kullanırken, 28 milletvekili ret oyu kullandı. Hükümetin teklifinin kabul görmesi için 32 oy gerekiyordu.
Nihai kararı halk verecek Brüksel'e üyelik başvurusunda bulunmadan önce, bu konuda bir referandum yapılıp yapılmaması hakkında, parlamentodaki tartışmalar son ana kadar sürmüştü. Referandum karşıtları, böyle bir oylamanın, başvuru sürecini daha da frenleyeceğini belirtiyorlardı. Ayrıca Sosyal Demokratlar ve Yeşillerden oluşan koalisyon hükümeti içinde de bu konuda görüş ayrılıkları vardı. Sonuçta, AB tam üyelik müzakereleri başarı ile sonuçlandıktan sonra nihai aşamada üyelik konusunda referanduma gidilmesi kararlaştırıldı. Kamuoyu yoklamalarına göre halkın yüzde 61'i AB üyeliğini destekliyor.Ülkede AB üyeliğini savunanların en güçlü argümanı, birliğin ortak para birimi Euro. Geçen sonbaharda İzlanda'nın finans sektörünün çökmesinden bu yana neredeyse hiçbir İzlandalı ülkenin zayıf para birimi Kron'un geleceğine inanmıyor.
Tarım ve balıkçılık sektörü karşı AB üyeliğine en fazla muhalefet ise tarım ve balıkçılık lobisinden geliyor. İzlanda'nın balıkçılık sektöründe kontrolün Brüksel'e devredilmesi düşüncesi ve ada etrafındaki 200 millik karasu hâkimiyetinin tehlikeye girebileceği ihtimali, üyelik başvurusuna karşı çıkanların en sık dile getirdikleri noktalardan. İzlanda hükümetinin Yeşiller üyesi tarım ve balıkçılık bakanı Jon Bjarnason da, parlamentodaki oylamada AB üyelik başvurusu yapılmasına karşı oy kullandı. İzlanda Balıkçı Gemileri Birliği'nden Sigurdur Sverisson, tüm üye ülkelerin balıkçılık konusunda ortak bir politika izlemek zorunda olduklarını hatırlatarak, şunları söyledi: "AB'nin balıkçılık ve tarımda son sözü söyleyeceği gayet açık ve kesin. O yüzden bizim balıkçılık sektörümüzün buna uyum sağlayabileceğine inanmıyorum. Kesinlikle olmaz!"
Bankacılık sektöründe yaşanan dev kriz, bağımsızlıklarına düşkün İzlandalıların AB üyeliği konusunda görüşlerinin hızla değişmesine neden oldu. Parlamentodaki uzun tartışmaların ardından milletvekilleri İzlanda'nın üyelik için derhal AB'ye başvurmasını kararlaştırdı. Parlamento'daki oylamada 33 milletvekili AB'ye üyelik başvurusu lehine oy kullanırken, 28 milletvekili ret oyu kullandı. Hükümetin teklifinin kabul görmesi için 32 oy gerekiyordu.
Nihai kararı halk verecek Brüksel'e üyelik başvurusunda bulunmadan önce, bu konuda bir referandum yapılıp yapılmaması hakkında, parlamentodaki tartışmalar son ana kadar sürmüştü. Referandum karşıtları, böyle bir oylamanın, başvuru sürecini daha da frenleyeceğini belirtiyorlardı. Ayrıca Sosyal Demokratlar ve Yeşillerden oluşan koalisyon hükümeti içinde de bu konuda görüş ayrılıkları vardı. Sonuçta, AB tam üyelik müzakereleri başarı ile sonuçlandıktan sonra nihai aşamada üyelik konusunda referanduma gidilmesi kararlaştırıldı. Kamuoyu yoklamalarına göre halkın yüzde 61'i AB üyeliğini destekliyor.Ülkede AB üyeliğini savunanların en güçlü argümanı, birliğin ortak para birimi Euro. Geçen sonbaharda İzlanda'nın finans sektörünün çökmesinden bu yana neredeyse hiçbir İzlandalı ülkenin zayıf para birimi Kron'un geleceğine inanmıyor.
Tarım ve balıkçılık sektörü karşı AB üyeliğine en fazla muhalefet ise tarım ve balıkçılık lobisinden geliyor. İzlanda'nın balıkçılık sektöründe kontrolün Brüksel'e devredilmesi düşüncesi ve ada etrafındaki 200 millik karasu hâkimiyetinin tehlikeye girebileceği ihtimali, üyelik başvurusuna karşı çıkanların en sık dile getirdikleri noktalardan. İzlanda hükümetinin Yeşiller üyesi tarım ve balıkçılık bakanı Jon Bjarnason da, parlamentodaki oylamada AB üyelik başvurusu yapılmasına karşı oy kullandı. İzlanda Balıkçı Gemileri Birliği'nden Sigurdur Sverisson, tüm üye ülkelerin balıkçılık konusunda ortak bir politika izlemek zorunda olduklarını hatırlatarak, şunları söyledi: "AB'nin balıkçılık ve tarımda son sözü söyleyeceği gayet açık ve kesin. O yüzden bizim balıkçılık sektörümüzün buna uyum sağlayabileceğine inanmıyorum. Kesinlikle olmaz!"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.