Değişik rejimlerde kadınların
Totaliter rejimlerde kadın erkek ayırımı yapılmamaktadır. Fakat burada kadının fiziksel ve ruhi yapısına hiç önem verilmediğinden dolayı kendi gücü ve kuvveti ile orantılı çalışmaları da gerçek dışı kalmaktadır.
Kadınlar erkeklerin her yaptığı işlere sokulmakta ve onlardan tam randıman istenmektedir. Bu durum ise onların ne gücü-kuvvetlerine, ne de kadınsı hallerine ve dünyalarına uygun olmadığından dolayı, çabuk yıpranmalarına hatta kadınlık özelliklerinin dışına çıkmalarına sebep olmaktadır. Zorbalıklarda, Totaliter rejimlerde ve diktalarda kadına verilen haklar bile erkeksi, yıpratıcı ve taşıyabileceği yükün çok daha ötesinde olmaktadır.
Kadın oralarda erkeklere eşit olarak yapacakları işlerin ağırlığı ile genellikle eşit olmaktadır. Oralarda kadına verilen hizmetler ağır, yıpratıcı ve kadın bünyelerinin çok daha ötesinde olmaktadır. Kısacası kadın erkek eşitliği daha fazla fiziksel platforma taşınmaya çalıştırılmaktadır. Kadın o rejimlerde nezaket-sevgi ve duygusal dünyalarından uzaklaştırılmakta ve çok daha kuru-kaba ve dünyevi ağır işlere doğru yöneltilmektedir. Oralarda kadınlar zamansız yıpranmakta, yorulmakta ve yaşlanmaktadır.
Hatta bu rejimlerdeki kadınlar, başlarına miğfer, ellerine silah erkeksi şekilde gösterişe kalkışılmaktadır. O rejimlerin makbul kadını militan, erkekleşen kadın tipleri sık sık görülmektedir.
Şimdiki terör Örgütlerinde, dağlarda dolaşan kadınların halleri de bu şekilde olmaktadır. Oralarda da kadın erkek farkları yoktur. Tüm kaba işlerde kadın erkek yapılarına bakılmaksızın hareket edilmektedir. Bu durumlarda kadınlar alenen istismar edilmekte ve çetelerin ve terör örgütlerinin emirlerini yerine getirmektedirler. Çoğu kez hamile kadın kılıklarında canlı bombalar şekline sokulmakta ve yüzlerce ölüme sebebiyet vermektedirler. Bu tür hareketlerde veya durumlarda kadın istismarları çok acımasız olmaktadır.
Diğer taraftan demokratik ve aşırı liberal durumlarda da kadınların istismarları kolayca yapılmaktadır. Orada da kadınların kadınımsı pozları, soyunmaları ve cinsiyet yönünde adeta meta olarak kullanılmaları söz konusudur.
Normal gazete ve dergilerde de her gün soyunmuş veya yarı giyinik pozlarıyla okuyucuların önüne kadınlar adeta peşkeş çekilmektedir. Bu durumda da kadınların cinsiyeti ve çekiciliği para ve rant peşinde koşanların istismarı olmaktadır.
Totaliter rejimlerde kadın erkek ayırımı yapılmamaktadır. Fakat burada kadının fiziksel ve ruhi yapısına hiç önem verilmediğinden dolayı kendi gücü ve kuvveti ile orantılı çalışmaları da gerçek dışı kalmaktadır.
Kadınlar erkeklerin her yaptığı işlere sokulmakta ve onlardan tam randıman istenmektedir. Bu durum ise onların ne gücü-kuvvetlerine, ne de kadınsı hallerine ve dünyalarına uygun olmadığından dolayı, çabuk yıpranmalarına hatta kadınlık özelliklerinin dışına çıkmalarına sebep olmaktadır. Zorbalıklarda, Totaliter rejimlerde ve diktalarda kadına verilen haklar bile erkeksi, yıpratıcı ve taşıyabileceği yükün çok daha ötesinde olmaktadır.
Kadın oralarda erkeklere eşit olarak yapacakları işlerin ağırlığı ile genellikle eşit olmaktadır. Oralarda kadına verilen hizmetler ağır, yıpratıcı ve kadın bünyelerinin çok daha ötesinde olmaktadır. Kısacası kadın erkek eşitliği daha fazla fiziksel platforma taşınmaya çalıştırılmaktadır. Kadın o rejimlerde nezaket-sevgi ve duygusal dünyalarından uzaklaştırılmakta ve çok daha kuru-kaba ve dünyevi ağır işlere doğru yöneltilmektedir. Oralarda kadınlar zamansız yıpranmakta, yorulmakta ve yaşlanmaktadır.
Hatta bu rejimlerdeki kadınlar, başlarına miğfer, ellerine silah erkeksi şekilde gösterişe kalkışılmaktadır. O rejimlerin makbul kadını militan, erkekleşen kadın tipleri sık sık görülmektedir.
Şimdiki terör Örgütlerinde, dağlarda dolaşan kadınların halleri de bu şekilde olmaktadır. Oralarda da kadın erkek farkları yoktur. Tüm kaba işlerde kadın erkek yapılarına bakılmaksızın hareket edilmektedir. Bu durumlarda kadınlar alenen istismar edilmekte ve çetelerin ve terör örgütlerinin emirlerini yerine getirmektedirler. Çoğu kez hamile kadın kılıklarında canlı bombalar şekline sokulmakta ve yüzlerce ölüme sebebiyet vermektedirler. Bu tür hareketlerde veya durumlarda kadın istismarları çok acımasız olmaktadır.
Diğer taraftan demokratik ve aşırı liberal durumlarda da kadınların istismarları kolayca yapılmaktadır. Orada da kadınların kadınımsı pozları, soyunmaları ve cinsiyet yönünde adeta meta olarak kullanılmaları söz konusudur.
Normal gazete ve dergilerde de her gün soyunmuş veya yarı giyinik pozlarıyla okuyucuların önüne kadınlar adeta peşkeş çekilmektedir. Bu durumda da kadınların cinsiyeti ve çekiciliği para ve rant peşinde koşanların istismarı olmaktadır.
Prof. Dr. Cahit Babuna / diğer yazıları
- Batı kültüründe toplumsal çöküş -2- / 22.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006
- Batı kültüründe toplumsal çöküş / 21.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 20.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler -2- / 19.10.2006
- Ramazan'da kazanılan değerler / 18.10.2006
- Oruç tutmak, aç kalmak değildir / 15.10.2006
- Ramazan-ı Şerif temizlenme ayı / 14.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 09.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -4- / 08.10.2006
- İbadetin insan sağlığına faydaları -3- / 07.10.2006