Kahraman savcı yetiştiriciliği!

Ne hikmetse son 5, 10 yıldır bazı savcılar önce zirveye zıplatılıyor sonra tepetaklak yuvarlatılıyorlar. Hatırlayın! Zekeriyyya Öz kahraman ilan edilmişti. Hatta bizzat iktidar tarafından özel zırhlı araç tahsis edilmişti. Sonra öyle bir alaşağı edildi ki! Twitter olmasaydı nerde olduğunda, ne yaptığından haberimiz bile olmayacaktı.Şimdi Türkiye yeni bir kahraman savcı ile tanıştı; Ekrem Aydıner. Şu resmi ve gayri resmi dinleme, izleme, mahkeme kararı, savcı emri ve kolluk kuvvetlerinin baskınlarıyla ele geçen ve geçemeyen milyon, milyar dolarların konuşulduğu, yargıya taşındığı, davaların ve göz altıların yaşandığı "yolsuzluk ve rüşvet dosyalarını" rafa kaldıran, kovuşturmaya gerek yoktur, diyen savcı. Anayasa Profesörlerini, hukukçuları dinliyorum? Gerçekten Savcı Aydıner, kimsenin yapamayacağını yapmış. Tıpkı Zekeriyya Öz gibi. Saycı Aydıner rüşvet ve yolsuzluk dosyalarını neden kapattığını anlatan 60 küsur sayfalık bir dosya hazırlamış. Sayın Savcı, örgüt nedir, suç nedir, mahiyeti, kapsamı alanı vs. tanımlamalarını yeniden yapmış. Gerekçeler koymuş ve herkesin bildiği malum süreçte her hangi bir suç unsuru olmadığına karar verip, dosyayı kapatmış? Gerisine ben karışmam?Amma bir ülkede eğer yargı dile düşmüşse, verilen kararlar hukuk, adalet açısından değil de siyaset açısından, menfaat veya talimatlı karar gerekçesiyle tartışılıyorsa, taraflandırılıyorsa, çok yazık olmuş. Hem de çok yazık?   Bir bakalım! Hukuk, hukukçu nedir? Siyaset ve hukuk birbirini menfaatlerine göre mi tamamlamalı yoksa adaletin kıstaslarına göre mi? Tabi nereye bakacağız, sorusunun cevabı çok önemli. Birileri AİHM'ye, birileri Vatikan'a veya Beyaz Saray'a bakar. Biz, Ehl-i Beyt'e, Ehl-i Beyt'in aynasına bakacağız?İmam Ali (a.s), Mısır'a vali olarak atadığı Malik b. Eşter hazretlerine şöyle emrediyor? "? Halk arasında kalayca karar vermek için öyle bir adam seçmelisin ki, ilim ve birikimde herkesten üstün olsun. İş yoğunluğunda sıkılmasın. Halktan gelecek baskıya aldırmayıp, doğrunun yanında olsun. Mahkeme esnasında, savunma tarafını tutup, ayak diretmesin. Tarafları tam olarak dinlemeden karar vermesin. Olayları çarpıtmasın. Hatasında ısrarlı olmasın. Gerçek ortaya çıkınca haklıya, hakkını versin. Hakka teslim olmaktan acze düşmesin. Nefsi emmareyi, aşırı isteklerden uzak tutsun. Şüpheli konuları derinlemesine incelemeden hüküm vermesin. Kavgalı insanların tereddüt ve talepleri karşısında bıkkınlık göstermesin. Hak ve hakikatin açıklık kazanmasına özen göstersin. Keskin kılıç gibi kesici ve koparıcı olsun. Ehil insanların övgüsü ile mağrur olmasın. Yüze gülen dalkavuklara aldanmasın. Allah şöyle buyurur; "Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehil (ve erbabına) vermenizi, insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder." (Nisa 58) ?Davaların sonuçlarına ve kadıların hal ve hareketlerine çok dikkat etmelisin. Zira bozuk düzen anlayışının bir uzantısı olarak bu din, kötü niyetli ve şerli insanların elinde esir oldu. Ne acıdır ki, din namına isteklerini yapıyorlar ve dini mübini kullanarak dünyalık elde etmeye çalışıyorlar?"(Geniş bilgi için Prof. Dr. Haydar Baş'ın, İmam Ali eserinin "Şerhi Ahd Name-i Ali" bölümünden ulaşabilirsiniz)Esefle kınadı!Cumhurbaşkanı Erdoğan diyor ki; "Kobani ile alakalı olarak, orası aslen Kürtlerin mi yoksa Arapların mı, tartışmasına girmek istemiyorum. Ama işin aslına bakarsanız, adı üzerinde, Ayn'el Arap'tır. Daha sonra bu Kobani'ye dönüşmüştür"Cumhurbaşkanlığı Basın Başdanışmanı Lütfullah Göktaş ise her halde Sayın Erdoğan'ın açıklamalarından habersiz olacak ki! Şöyle bir açıklama yapıyor; "Sayın Cumhurbaşkanımız, Kobani'nin kimlere ait olduğuna dair bir şey söylemedi. Bazı medya organları tarafından, Cumhurbaşkanımızın, Kobani konusundaki sözlerinin çarpıtılması esef vericidir" (yorum sizin)Hiç aynaya bakmıyor musunuz?Üç şehidimizin ardından hükümet topyekün aynı ağızdan gürlüyor; "Yerde kalmaz, hesabı sorulacak, vahşiler, caniler?" vs. Hatta Aile Bakanının açıklamaları hayretten kanımı dondurmuştu! Sayın Bakan! Balkanlara'da, Ortadoğu'ya da biz şekil veririz" diyordu. Bu sözlerin ardından iki gün geçti. Türk askeri ve polisi Şırnak'ın bazı mahallelerine giremiyor. Sayın Bakanın! Herhalde ortaokul yıllarında çizdiği dünya haritası aklına geliyor.