Kalabalıkların değil doğrunun yanında olun

45 günden fazladır aktif olarak sokaklardayım. Bir taraftan insanımızın, "Haydar Baş" gerçeğinin farkında olduklarını görmekten dolayı sevinirken diğer taraftan da hala aldanmalarına, aldatılmalarına üzülüyorum.Her seçim döneminde bin bir sokak fitneleriyle sandığa giden malum anlayışlar yine boş durmamış. Ortalığı fitne götürüyor. Binlerce kişiden aynı söylemleri duydum. Çok şükür ulaşabildiklerimizle, konuşabildiklerimizle aynı çizgide buluştuk. Fitneden kurtulmalarına vesile olduk. Ya ulaşamadıklarımız!AKP düşüşte. CHP'de düşüşte. Bu düşüşe karşı çareleri ise ortak; Fitne. Biri her zamanki gibi "dini" malzeme yapmış. Diğeri hiç ortaya koyamadığı Atatürkçülük ve ulusalcılığı..Vatandaşlarımıza, BTP'nin projelerini, dünyanın kabul ettiği Haydar Baş gerçeğini ve düştüğümüz açıklı durumu anlatıyoruz. Vatandaş halinden haberdar. Sayın Baş'tan da haberdar. Projelerimizin uygulanabilirliğinde de emin. Ama aldatılmış. Nasıl mı? Karşımdaki insan, manevi hassasiyetlerini ön plana çıkarmış biriyse; "Çok haklısınız. Bende, size oy vermek istiyorum. Ama barajı geçemezseniz size vereceğim oy, CHP'ye gider" cevabını veriyor.Yok, eğer ulusalcı, Atatürkçü duyguları ön plandaysa, Sayın Baş'a, Atatürk gerçeğini milletimizin önüne koymasından ötürü minnettar. Gerçek Atatürkçü, ulusalcı, cumhuriyetçi olanların Sayın Baş'a destek vermeleri gerektiğini de vurguluyor. Ama barajı geçemezseniz size vereceğim oy, AKP'ye gider, diye aldatılmış. Ülkücü kardeşlerimle sohbet ederken emin olun öyle mahcup oluyorlar ki, teskin etme durumunda kalıyorum. Abi, diyorlar. Siz haklısınız. Ne milliyetçiliğimiz kaldı, ne maneviyatçılığımız, ne de ülkümüz. Ama bizi affedin. Biz bu davaya ömrümüzü verdik. İşkenceler gördük. Belki yaptığımız doğru değil ama bu saatten sonra davamı satmış hissederim kendimi, diyorlar.Aynı tablo ve söylemleri HDP'li kardeşlerimden işittim, yaşadım. Ve itiraf edeyim, sokaklarda en çok saygıyı HDP'lilerden gördüm. Ama hepimizin şunu çok iyi bilmesi lazım. Konu din ise iman ise kalabalıkların değil Kuran ve Ehl-i Beyt'in ne dediğine bakmamız lazım.Konu vatansa, milletse mandacıların, sözde cumhuriyetçilerin, milliyetçilerin, ulusalcıların peşinden değil. Bu milleti, bu devleti yüceltecek kişi ve anlayışın peşinde olmak lazım.Konu insansa, insanı şahsi menfaatleri için kullananların değil "insan gönüldür, gönül" diyen Prof. Dr. Haydar Baş'a sahip çıkmak lazım. Erdoğan 13 yıldır aldatıyorBu bölümde Erdoğan, Erdoğan'ın AKP'si ve Erdoğan'ın tekelleştirdiği AKP'nin din, iman deyip Papaların himmetine sığınmalarını, ayinden ayine koşmalarını vs. yazmayacağım. Aynı şekilde fakir edebiyatıyla dünyanın sayılı zenginleri arasına girmelerini de yazmayacağım. "İslam Birliği", deyip ABD ve AB'yi kadim dost edinip, ortada birleştirecek bir şey bırakmadıklarını da yazmayacağım? Yalan, yandaş, yargı vs. de yazmayacağım. Ne mi yazacağım? 2002 yılındaki seçim vaatlerini tek tek nasıl kullanılamayacak hale getirdiklerini yazacağım?Erdoğan o zamanlar diyordu ki!"Yaşama ve mülkiyet hakkını, düşünce, ifade, inanç, teşebbüs ve örgütlenme özgürlüğünü sınırlayan hükümler, evrensel hukuk ve özgürlük anlayışı dikkate alınarak yeniden düzenleyecektir."*İyi düzenlediler!"Sürdürülebilir kalkınma, çevreye duyarlılık, demokratik yönetim..." *Çevrelerini iyi kalkındırdılar. Öyle ki çevre yetmediği için çevre katliamları yapıldı."Ceza yargılamasında savunmayı temsil eden avukatın statüsü, iddia makamını temsil eden savcının statüsü ile denkleştirilecektir." *Üç nokta koyuyorum (?)"Hükümetin ve kamu yöneticilerinin hesap verme sorumluluğunu açıkça kabul etmektedir."  *Türk siyasetinde "hırsız" tabiri hiçbir zaman AKP dönemindeki kadar güncel olmamıştı. Sıfırdan armatör olan bir başka başbakan evladı da yoktu. "Kamuda verimsiz harcamalar kısılacak, üretken harcamalar artırılacak ve ekonomik aktiviteyi canlandırıcı vergi indirimlerine gidilecektir..." *Gülmeyin? Çerez parası yapılanlar? "Çiftçilerimizin istikrarlı ve yüksek gelir elde etmesini sağlamak amacıyla gübre, mazot, tohumluk ve tarım ilaçları gibi üretim maliyetlerini azaltıcı ve teknolojik gelişimi hızlandırıcı tedbirler uygulamaya konulacaktır." *Saman ithal ettiler. Yatlarına 1 TL'ye mazot koydular. Çiftçinin traktörüne 4 TL'ye?"Çalışan kesimlerin vergi yükü kademeli olarak hafifletilecektir." *2 kentilyon 217 katrilyon vergi topladılar."Siyasetçilerin ve kamu yöneticilerinin mal varlıkları şeffaf hale getirilecek." *Çabuk sıfırla çabuk!"Kamu yöneticilerinin atanmasında teknik yeterliliğin yanı sıra, dürüstlük de temel bir ölçüt olarak dikkate alınacak ve tam anlamıyla liyakat sistemi hayata geçirilecektir." *Liyakatın birinci şartı AKP'li bir tanıdığın olması, malum vakıflara bağışta bulunmandır. "Rektör, dekan, bölüm başkanı, ana bilim dalı başkanı, enstitü müdürü gibi her kademedeki akademik yöneticinin seçimle işbaşına gelmesi..."*Bu konuyu B. Arınç'ın oğluna ve Sedat Laçiner'e sorun.