Adnan Menderes Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada, kalp krizi geçirenlerin eğlenceli toplantılara katılmadığı, seyahate gitmediği ve arkadaş ilişkilerini azalttığı ortaya çıktı. Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Sağlık Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Nevin Akdolun, kalp krizi geçiren 110 kişiyi kapsayan araştırmada, kalp hastalığının insanları, biyolojik, ruhsal ve sosyal yönden etkilediğinin ortaya çıktığını ve beden imajını bozduğunu belirtti. Akdolun, şöyle konuştu: "Kalp hastalığı, insanları olumsuzluğa sevk edip yaşam kalitesini düşürüyor. Gelişmiş ülkelerdeki ölümlerin yüzde 48'i, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 19'u bu hastalığa bağlı olarak görülmektedir. Kalp krizi sonrası hastaların, iş yaşantısında, aile içi sorumluluklarında ve ilişkilerinde, eğlence, seyahat, egzersiz, yeme, içme, arkadaşlık gibi sosyal yaşamlarında değişimler görülüyor."
İstatistikler
Araştırmaya katılanların yüzde 20,9'unun kalp krizi sonrası işini bırakmak durumunda kaldığını belirten Akdolun, yüzde 30,2'sinin işini sürdürüp sürdüremeyeceği endişesi taşıdığını, işe dönebilme oranının ise yüzde 55 olduğunu kaydetti. Erkek hastaların yüzde 31'inin sorumluluklarını eskisi gibi sürdürebildiğini belirten Nevin Akdolun, yüzde 94,4'ünün ise aile içi ilişkilerinde değişiklik yaptığını kaydetti. Kalp krizi sonrası hastaların yüzde 73,3'ünün yemek miktarını azalttığını ifade eden Akdolun, kahve ve alkollü içki alışkanlığı olanların yarıdan çoğunun bu alışkanlığını azalttığını bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Akdolun, danslı toplantılara, yemekli nikah törenlerine katılma alışkanlığı olan 45 hastanın, yüzde 75,6'sının bu tür toplantılara katılmadığının saptandığını kaydetti.
Şevkat gösterilmeli
Akdolun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalp krizi sonrası hastaların yüzde 54,5'i kolay sinirleniyor. Geleceğe ilişkin ümidini azaltanların oranı yüzde 48,2, karamsar olanlar yüzde 44,5, ölüm korkusu olanlar ise yüzde 35,5. Özellikle aile içindeki bireylerin hastalara daha yakın ilgi göstermesi, hasta üzerinde olumlu etkiler yaratabiliyor."
İstatistikler
Araştırmaya katılanların yüzde 20,9'unun kalp krizi sonrası işini bırakmak durumunda kaldığını belirten Akdolun, yüzde 30,2'sinin işini sürdürüp sürdüremeyeceği endişesi taşıdığını, işe dönebilme oranının ise yüzde 55 olduğunu kaydetti. Erkek hastaların yüzde 31'inin sorumluluklarını eskisi gibi sürdürebildiğini belirten Nevin Akdolun, yüzde 94,4'ünün ise aile içi ilişkilerinde değişiklik yaptığını kaydetti. Kalp krizi sonrası hastaların yüzde 73,3'ünün yemek miktarını azalttığını ifade eden Akdolun, kahve ve alkollü içki alışkanlığı olanların yarıdan çoğunun bu alışkanlığını azalttığını bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Akdolun, danslı toplantılara, yemekli nikah törenlerine katılma alışkanlığı olan 45 hastanın, yüzde 75,6'sının bu tür toplantılara katılmadığının saptandığını kaydetti.
Şevkat gösterilmeli
Akdolun, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kalp krizi sonrası hastaların yüzde 54,5'i kolay sinirleniyor. Geleceğe ilişkin ümidini azaltanların oranı yüzde 48,2, karamsar olanlar yüzde 44,5, ölüm korkusu olanlar ise yüzde 35,5. Özellikle aile içindeki bireylerin hastalara daha yakın ilgi göstermesi, hasta üzerinde olumlu etkiler yaratabiliyor."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.