Kaos ülkesi olduk
Şehirlerin göbeğinde patlayan ve onlarca insanımızı kurban alan bombalar, 3 yıl sonra hortlatılan terör, siyasi belirsizlik, ekonomik çöküş, Meclis'te bulunan siyasi partilerin körüklediği nefret dili ve toplumsal kutuplaşma...
12.10.2015 00:00:00
YENİ MESAJ/HABER-ANALİZ
Çok değil bundan 5 yıl önce Arap Baharı başladığında Türkiye'de ekonomik sıkıntılar vardı, terör yine gündemdeydi, sözde siyasi istikrar da vardı. Ancak AKP Hükümeti, Arap Baharı, 15 Mart 2011'de Suriye'ye taşındığında bu kaosu ülkemize ithal etmek için elinden geleni ardına bırakmadı. "Komşunu ateşe atarsan, sen de ateşe düşersin" deyişini bir tarafa bıraktı. Önce Libya'nın istikrarsızlaştırılması için NATO'ya ev sahipliği yaptı, yetmedi Mısır'daki çalkantıya körükle gitti, Suriye'deki ateşe direkt atladı. Sonuçta şimdi Türkiye de aynı kaderi paylaşıyor.
Reyhanlı ile başlayan kaos
Ankara'daki korkunç katliama giden yol 11 Mayıs 2013'te Reyhanlı'da döşenmişti. O gün Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde peş peşe iki ayrı bombalı saldırı yaşandı. Saldırıda 52 kişi öldü, 146 kişi yaralandı. Bombalı araçlarla düzenlenen bu saldırı, önceki günkü Ankara'daki saldırılardan sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı ikinci terör eylemi olarak kayıtlara geçti. Bunu 20 Temmuz 2015 Suruç katliamı... O korkunç saldırıda 34 vatandaşımız hayatını yitirdi.
Türkiye durup dururken bu sürece girmedi. Her şey aslında ABD'nin Büyük İsrail'in kilometre taşlarını döşeyen Büyük Ortadoğu Projesi'ne eşbaşkanlıkla başladı. Eşbaşkanlık sürecinde Irak bölündü, yetmedi Libya bölündü, yetmedi şimdi de Suriye bölünmek üzere... Eşbaşkanlık ekonomiyi düzlüğe çıkarmadı. Türkiye şu anda ekonomik risk açısından dünyanın en önde ülkesi konumunda. İşler ters gidince, siyasi hesaplar da değişti ve nefret söylemi kutuplaşmaya arkadaşlık etti. Sonuç kaos içinde bir Türkiye...
Çok değil bundan 5 yıl önce Arap Baharı başladığında Türkiye'de ekonomik sıkıntılar vardı, terör yine gündemdeydi, sözde siyasi istikrar da vardı. Ancak AKP Hükümeti, Arap Baharı, 15 Mart 2011'de Suriye'ye taşındığında bu kaosu ülkemize ithal etmek için elinden geleni ardına bırakmadı. "Komşunu ateşe atarsan, sen de ateşe düşersin" deyişini bir tarafa bıraktı. Önce Libya'nın istikrarsızlaştırılması için NATO'ya ev sahipliği yaptı, yetmedi Mısır'daki çalkantıya körükle gitti, Suriye'deki ateşe direkt atladı. Sonuçta şimdi Türkiye de aynı kaderi paylaşıyor.
Reyhanlı ile başlayan kaos
Ankara'daki korkunç katliama giden yol 11 Mayıs 2013'te Reyhanlı'da döşenmişti. O gün Hatay'ın Reyhanlı İlçesi'nde peş peşe iki ayrı bombalı saldırı yaşandı. Saldırıda 52 kişi öldü, 146 kişi yaralandı. Bombalı araçlarla düzenlenen bu saldırı, önceki günkü Ankara'daki saldırılardan sonra Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kanlı ikinci terör eylemi olarak kayıtlara geçti. Bunu 20 Temmuz 2015 Suruç katliamı... O korkunç saldırıda 34 vatandaşımız hayatını yitirdi.
Türkiye durup dururken bu sürece girmedi. Her şey aslında ABD'nin Büyük İsrail'in kilometre taşlarını döşeyen Büyük Ortadoğu Projesi'ne eşbaşkanlıkla başladı. Eşbaşkanlık sürecinde Irak bölündü, yetmedi Libya bölündü, yetmedi şimdi de Suriye bölünmek üzere... Eşbaşkanlık ekonomiyi düzlüğe çıkarmadı. Türkiye şu anda ekonomik risk açısından dünyanın en önde ülkesi konumunda. İşler ters gidince, siyasi hesaplar da değişti ve nefret söylemi kutuplaşmaya arkadaşlık etti. Sonuç kaos içinde bir Türkiye...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
