Karadenizli 10 TL'yi sonuna kadar hak etti!

Dolar arttı. Fındık fiyatı düştü.
Altın arttı. Fındık fiyatı düştü.
Enflasyon arttı. Fındık fiyatı düştü.
Hayat pahalılığı arttı. Fındık fiyatı düştü.
Karadeniz'de, AKP'nin oyu hiç düşmedi ama fındık fiyatı düştü. 
Karadenizli bunu hak etti mi? Hem de sonuna kadar. 
Ama olsun! Tarım ve hayvancılık bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın yaptığı açıklama Karadenizli'yi doyuracak cinstendi;
"Çiftçimiz, üreticimiz başımızın tacıdır. Fındık üreticilerimiz de aynı şekilde başımızın tacıdır. Malum fındık, Karadeniz Bölgemizde alternatifi olmayan, 700 bin hektar alanda 500 bin üreticiyi ilgilendiren stratejik bir üründür. Karadenizli vatandaşlarımız, fındık üreticilerimiz zor coğrafya şartlarında üretim yapmaktadır."
Evet, Fakıbaba, geçen yıl 15 TL olan fındık alım fiyatının bu yıl 10,5 lira, Levant kalite fındığın ise 10 lira fiyatla alınacağını açıkladı.
İlgilenenler için söyleyeyim; Dünyanın en büyük fındık üreticisi Türkiye'dir. Yine dünyadaki en büyük fındık ithalatçısı ülkeler İtalya, Almanya, Fransa, Rusya, Belçika ve İsviçre'dir. 
Türkiye fındık ihracatından yıllık 2,2 milyar dolar elde ederken İtalyan çikolata firması olan Nutella'nın pazar payı 11 milyar dolardır. 
Yani nutella bizden fındığı alıyor, çikolataya bandırıp bilmem kaç katına bize satıyor. Aynen madenlerimizde olduğu gibi.
Evet, Karadenizli bunu hak etti. Prof. Dr. Haydar Baş, Ordu'yu, dünya çikolata borsası yapacağım, dediğinde gülenler şimdi 10 TL'ye polyanacılık oynasın?  
***
Adil gerçekten öksüz mü?
2017'nin ilk saatlerini hatırlıyorsunuzdur. İstanbul'da bir eğlence mekanında tam 39 kişi katledilmişti. 
Kimdi katleden? Saldırgan tek kişiydi ve kaçmıştı. İstanbul polisi özel bir ekip kurdu. 17 günlük çalışma neticesinde tam 7200 saat kamera incelemesi yaptı. Katilin nerede, ne içtiğine kadar hepsi görüntülü olarak tespit edildi. Ve Esenyurt'ta, gece yarısı operasyonu ile yakalandı.   
15 Temmuz'un üzerinden bir yıldan fazla zaman geçti. Artık şu bir gerçek ki, FETÖ yapılanmasının bir kalkışma içerisine gireceğini devletin en yetkili kurum ve kişileri 15 Temmuz'dan çok önceden biliyordu. Zaten AKP ile FETÖ'nün anlaşmazlığı 17-25 Aralık süreçlerinde deşifre olmuştu. 
Bugün FETÖ'nün sivil kanadı ve imamlar, diye nitelenen kişilerin kimler olduğu da çok iyi biliniyordu. Mesela Zekeriya Öz. Bu haini herkes çok iyi tanıyor ve bu kişi 15 Temmuz'dan çok sonra ülkemizden kaçtı veya kaçırıldı? Zekeriya Öz çok tartışıldı ama neden yakalanamadı, sorusu ise hiç tartışılmadı.
Aylardır gündemde olan kişi ise Adil Öksüz. Atletli, donlu fotoğraflarıyla tanıdığımız Adil Öksüz. 
Kimdir bu Adil Öksüz? 15 Temmuz'dan önce ne yer, ne içer, ne iş yapar, hangi devlet kademelerinde kimlerle ilişkisi var, bilen var mı? Yok. Düşünsenize! Kadın ticareti ve mafya ilişkileri ile suçlanan ve hapse atılan 'yanmaz kefen' mucidini bile hapishane ziyaret edip, Gülen ve Said Nursi'ye aşık eden bu şahıs. İşte bu şahıs don, paça tutuklanmış ve ardından serbest bırakılmış.
Tabi bu noktada binlerce şey söylendi. Merak ettiğim ise Reina katliamcısını 17 günde 7200 saatlik kamera izlemesi sonucu yakalayan polis ve istihbarat bu hainin izini bir yıldır neden bulamadı.  
Şimdi Almanya'da olduğu iddia ediliyor. Bence de olabilir. Almanya'ya Öksüz'ü verin, diye nota veriliyor. Almanya verir mi? Hayır. Çünkü Adil, öksüz değil. F. Gülen'in olduğu gibi Adil'in ve diğer hainlerin babaları belli. ABD, CIA, NATO, AB, Vatikan. 
15 Temmuz'dan çok önceleri yazdığımız gibi 15 Temmuz'dan sonra da her daim ifade ettiğimiz hakikati bir kez daha ifade edeyim; Eğer bu ülkede FETÖ bitirilmek isteniyorsa FETÖ'nün sahiplerinin (yukarıda isimlerini yazdım) ülkemiz ekonomisindeki, siyasetindeki, sosyal alanlarındaki egemenliğine son vermemiz gerekir. Yoksa daha nice Adilller, Zekeriyalar, Ekremler, Dumanlar çıkar ülkemizden.