Bu cümle uzunca bir mektuptan alınmıştır. O mektup ki; okuduğum andan itibaren anlattığı gerçekler karşısında sürmekte olan sessizliğe, ölüm suskunluğuna isyanımdan dolayı soğuk terler döküyorum. Küresel cellatların bölgemizdeki temsilcilerine alkış tutan kahpelere hitap etmek için kelime bulamıyor, cümle kuramıyorum. Söz konusu mektubu, Yeni Çağ'dan Altemur Kılıç köşesinde yayınladı, belki on kez okudum. Sizlerin de onlarca defa okumanız temennisi ile o köşeyi bu köşeye aynen taşıyorum:"Kartal Kanadına MektupYılmaz Erdoğan'ın Güvercin Kanadına yazdığı barış mektubu birçok enteli duygulandırmış ve Hürriyet gazetesi de bu mektuba tam sayfa ayırmıştı. Ben, bu mektubu yazanı eski hareket ve söylediklerinden tanıdığım için samimiyetine inanmamış, maksadının başka olduğunu sezmiştim... Nitekim mektubun gayesinin PKK'yı dağdan indirmek ve genel af "planlarına" duygusal hazırlık olduğu anlaşıldı? Güneydoğuda görev yapmış bir emekli astsubay olduğu anlaşılan bir okuyucum bana bu mektuba karşılık bir "mektup" göndermiş. Aşağıda aynen yayınlıyoruz. Bakalım enteller bu mektuptan ne kadar duygulanacaklar ve bakalım Ertuğrul Özkök bu mektuba da "başlığında "TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR" sloganı bulunan HÜRRİYET gazetesinde tam sayfa tahsis edecek mi? Bu bir mektuptur.Kuş kanadına, suya, çöl kumlarına yazılmış mektupları okuyanlara veya bu mektupları yazanlara ithaf edilmiştir.Vatan üzerine.Bayrak üzerine.Onur üzerine.Namus üzerine.Vicdan üzerine.Akıl üzerine.Adı fark etmeyen ve ithal edilmiş tüm meseleler üzerine.Kelimeler ve kelimeleri çirkinleştiren kalemler üzerine.Kalemleri tutan riyakar ve kan kokulu eller üzerine.Kalemlerini sapladıkları şehitlerin ve kadınlarının ve çocuklarının ve kardeşlerinin ve onların analarının yürekleri üzerine yazılmıştır.Mayın, bomba, pusu, baskın, yazar, çizer ve ihanete alet olan her şey üzerine.İstemeyen okumasın.Kanla yazılmış bir mektuptur bu. Güvercin kanadının gücü yetmez taşımaya, karabaşlı kartal olsa nafile.Ağırdır, zira eskidir ve unutuldukça kanla yeniden yazılır, şehit mezarlarının taşları üzerine. Bu mektup binlerce yıl önce yazıldı ve binlerce yıldır yazılıyor, yeni fark edenler utansın.Kardeş kardeşi öldürmez, öldüren kardeş falan değildir, kalleştir olsa olsa.Kalleşlerin en kalleşi ise kardeşim diyerek kalleşlik yapan kalleşlerdir.Ve aslında en kahpesi, mayın değil onu Adil Binbaşıların, Davut çavuşların yoluna döşeyen eldir, o eli alkışlayan ve ululayıp aklayan kalemdir.En az o el kadar suçludur o kalem, tarihin yanılmaz vicdanında.O mayınlara basıp parçalanan bedenler, Edirnekapı'dadır ve bizim yüreklerimizde ve hafızalarımızda yaşarlar. Kemerburgaz'daki Kemer Country villalarından görünmez Edirnekapı, çok uzaktır hem de çok.DA?LARDA YARIM KALDILAR VATAN İÇİNEllerimizde can verdi o parçalanan bedenlerin sahipleri, bayrakları dalgalansın diye. Vücudunda sigara söndürülerek, tüm kemikleri kırılarak, kafa derileri yüzülerek işkence edilen sonra da ağaçtan kazıklarla öldürülen ve çığlıkları telsizlerden dinletilen vatan evlatlarının yeri bizim yüreklerimizdedir, o çığlıkları duymayanların yanı başında durmaz onlar.Bir de katillerinin yanı başında dururlar, kulaklarında çınlar haykırışları eğer bir yerlerinde bir parça insanlık kalmışsa.Yazıklar olsun, can veren o yiğitleri hainlerle bir tutanlara."Ağabey" diyordu bana telefonda, Astsubay Zülfikar, "geçen gün kız arkadaşımla gezdim biraz ve kimse bacağımın takma olduğunu anlamadı.""Ağabey" diyordu, "biraz daha uğraşırsam belki bisiklet bile sürebilirim." Daha on dokuz yaşındaydı Zülfikar, mezun olalı tam yirmi gün olmuştu, o kahpe ellerin döşediği mayınla ve bazı kalemler tarafından ululanan o hainlerin, ilk izleriyle tanışırken.Küskün veya kızgın değildi sesi, pişman veya aciz de değildi.Gururlu ve biraz pusluydu sadece, bisiklet sürebilse yeterdi. Koşmayı, atlamayı, denize girmeyi feda etmişti vatanı için.Bacağını payanda yapmıştı, Kemerburgaz'ın da üzerinde bulunan Türk egemenlik örtüsüne.Yazıklar olsun, çiçek toplayan küçük kızları öldürenlere ve yazıklar olsun o katilleri ululayan kalemlere.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Kavmi de Karun’a nasihat etmiş / 10.05.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025
- Ekmekten aştan bîhaber iktidar / 07.05.2025
- Bozulmamış ne kaldı? / 05.05.2025
- Aç bırakanlar ağlamayı da yasaklıyorlar / 02.05.2025
- Gözenin başında kim var? / 01.05.2025
- Nasıl oluyor da oluyor? / 30.04.2025
- Kiminin başı döner açlıktan kiminin başı çıkmaz balçıktan / 29.04.2025
- Gelsin / 25.04.2025
- İktidara düşen… / 22.04.2025
- Yaşadıklarımızın resmidir / 21.04.2025