Katillerin kamuflajı

Uzatırsın sakalları.
Kesersin bıyıkları.
Sırtına bir cübbe ve başına bir sarık geçirirsin.
Oldun görünüşte Müslüman, aslında ajan bir IŞİD'li.
Dolarlar helikopterle balya balya gelir.
Petrolden zengin olursun.
Rakka'yı işgal eder, yakar yıkarsın.
Halep'te binlerce kafa kesersin.
Deyr Ez-Zor'da halkı hunharca katledersin.
Telafer'de binlerce insanı kurşuna dizersin.
El Bab'da kan kusarsın.
Münbiç'te kelle koparırsın.
Musul'da konsolos kaçırırsın.
Telabyad'da mevzilenir, Rakka'yı komuta merkezi yaparsın.
Bir de şeriatı ilan ettin mi, tamamdır.
Al sana IŞİD?
Kuşatılıp sıkıştığında ise ne yaparsın?
CIA ve Mossad için çalışan azılı teröristler operasyon başlamadan birkaç saat önce Musul'a inen helikopterlerle kaçar.
Sen de şimdi kurtarılmak(!) için kuşatılan Musul'da yapılanı yaparsın.
Sakalı keser, bıyıkları uzatırsın.
Sarığı, cübbeyi atar, olursun sıradan bir Musul'lu.
Bundan daha iyi bir kamuflaj kolay kolay bulunmaz.
IŞİD'i kuranların öncelikli hedefi olan İslam'ı ve Müslüman'ı hem potansiyel terörist olarak gösterme hedefine ulaşmış olursun.
Hem de 1 milyon Musullunun arasına karışır, yırtarsın.
Kamuflaj konusunda başarılı bir ajan olarak bir sonraki görevin verilmesini ininde beklersin.
Müslüman'ın şiarı olan sakalı, sarığı ve cübbeyi bu teröristler kamuflaj olarak kullanıyor.
Nizami asker fark edilmemek için operasyon yaparken kamuflaj kullanırken bunlar, kaçarken atıp normal insanlar arasına karışabilmek için kamuflaj kullanıyor.
Bunların adı ajan.
Sadece Musul'da yok bunlardan.
İslam coğrafyasının her yerinde var.
Bu ajanlardan korunabilmenin yegâne yolu ise şekilcilikten kurtulup gerçek İslam'ı yaşamak.
Gerçek İslam ise Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleme aldığı 14 ciltlik Ehl-i Beyt Külliyatı'nda bütün yönleriyle ortaya konulan, Cenabı Hakk'ın (cc) seçtiği Ehl-i Beyt ailesinin yaşadığı gibi yaşamaktır.
Bu kamuflajlı ajanlar, ancak Ehl-i Beyt imanına sahip olan bir topluluğun karşısında yok olup giderler.