Kazakistan’dan ders çıkarmak lazım

Kazakistan'da yaşanılanları biliyorsunuz. Dünyanın en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi Kazakistan. Yıllarca kominizmin baskısı altında ezilmiş, can vermiş, sürgünler yaşamış bir millet.

ABD'nin, FETÖ okullarıyla üstlendiği, yönetimini ele geçirmeye çalıştığı, Rusya ve Çin'e karşı kullanmak istediği bir Türk Cumhuriyeti.

Öyle bir coğrafya ki, SSCB'nin tarım üssü olarak seçtiği yani bereketli topraklar.

Dahası! Rezerv olarak doğalgazda dünya çapında üçüncü. Dağları, nehirleri, ovaları. Kısaca Türk yurdu olan Kazakistan maalesef Türk ruhu ile yönetilemedi.

Ülkemizdeki gibi yabancı sermaye hayranlığı baş gösterdi. 25 yılda 300 milyar dolardan fazla yabancı sermaye giriş yapmış. 

Ne demek bu? Ekonomik işgal demek. Diğer taraftan devleti 30 yıldır aynı kadro adeta ailesiyle birlikte yönetiyor. Nasıl yönetiyor? Bir eli yağda, bir eli balda. Oğullar, enişteler, kuzenler, damatlar, gelinler, eski dostlar devletin en üst kademelerinde. Arka planda ise bol mafya.

Ama halk, her İslam ülkesinde olduğu gibi yoksulluk ve açlık sınırı arasında yaşamaya tabi tutulmuş, yapılan koca koca binalarla teselli edilip, sabrı cemil tavsiyeleriyle teskin edilmişti.

Ama nereye kadar! Dünyanın üçüncü büyük doğalgaz rezervlerine sahipsin, petrol çıkarıyorsun ama hükümet olarak doğalgaza, akaryakıta zam üstüne zam yapıyorsun.

Haliyle halk sokağa çıktı. Sokağa çıkan halkı birileri değerlendirmek istedi. Gerisini biliyorsunuz. 

Ders çıkarmak lazım. Siyaseten ağrısını çekmediğin hastalığın ilacını vatandaşa tavsiye etmemen lazım. 

Bolluk içinde yaşarken vatandaşa tasarruf çağrısı yapmaman lazım. 

Kaptan köşkünde oturup, kazan dairesindekilere, 'aynı gemideyiz' edebiyatı yapmaman lazım. 

Vatandaş ile ters düşmemek lazım. Vatandaşı birilerini kirli emelleri için kullanmasının önünü açmamak lazım.

Türkiye'ye gelelim

Diyoruz ki, ekonomik olarak 2002'den daha kötü durumdayız ve bu uygulamalarla çok daha kötüye gideceğiz.

Diyorlar ki, endişe etmeyin, biz ne yaptığımızı biliyoruz, enflasyonda tek haneli rakamları göreceğiz.

Diyoruz ki, TÜİK'in (% 61) rakamlarıyla bile enflasyon oranında ikinci olduk. (Birinci % 72 Zimbabve) Gerçek enflasyonda ise (ENAG % 142)  11 yıldır savaş halinde olan Suriye'den de kötü durumdayız. 

Diyorlar ki, dünyada da kriz, enflasyon var. Biz bu küresel krizi halkımıza en az yansıtabilmek için çabaşlıyoruz.

Diyoruz ki bir yılda şekere  % 320 ayçiçekyağına % 210, ekmeğe, una % 140, ete, süte % 130, bakliyata % 94, meyveye % 96, sebzeye % % 167 zam yaptınız. 

Bir marul 20 Lira. Dereotu 15 Lira, lahana artık çeyrek olarak 10 liradan satılıyor. Neden sattınız, attınız, ektirmediniz, desteklemediniz?

Diyorlar ki, 'Gıda maddelerinin fiyatlarında maliyetler dışında kalan artışları yakından takip ediyoruz'. (Ya maliyetler)

Motorine % 260, benzine % 250, otogaza % 230, ulaşıma % 110 zam yaptınız. Artık vatandaş kontak açamıyor.

Diyorlar ki, batıda da zam yapılıyor. Ama bizde zamları devlet yapmıyor…

En son konutlardaki doğalgaza % 35 zam ile son bir yılda 9. Zamlarını yaptılar. Bir yılda 9 zam olur mu?

% 170 zam ile elektrik faturaları hanenin önde gelen giderlerinde oldu. Hani yoksulluğu sıfırlayacaktınız? 

Diyorlar ki, 'Telaş etmeyin. Ben ekonomistim. Biz bu işin kitabını yazdık. Sıkıntıların farkındayız, bu sıkıntıları yine biz çözeceğiz…

Diyoruz ki, bu asgari ücret açlık sınırının altında. Bunu arttırın. İnsanımıza, insanca yaşama hakkını verin.

Diyorlar ki, Çanakkale köprüsü açtık, havalimanı yaptık, köprü, tünel yaptık. Eski Türkiye'de bunlar var mıydı? Avrupalılar kıskanıyor Avrupalılar… 

Diyoruz ki, 20 yılda milli bir eğitim programı ortaya koyamadınız. Nesli mahvettiniz.

Diyorlar ki, Cumhuriyet tarihinde en çok okul, derslik bizim dönemimizde yapıldı.

Diyoruz ki, özel sektörün sunduğu sağlık imkanlarını koskoca devlet olarak sizler, neden sunamıyorsunuz? Neden sağlıkçıların hakkını vermiyorsunuz, devleti yönetenler kendi insanına rest çeker mi?

Diyorlar ki, Şehir hastaneleri yaptık. Zarar ediyormuş… Varsın zarar etsinler."

Daha çok şey diyorlar. 

Tarım ve Orman Bakanı Kirişçi: 'Bu ülkede 5 milyon mülteci var 'Biz açız' dediklerini duydunuz mu?'

AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, 'Bu zamları devlet yapmıyor'

Türkiye Gazetesi yazarı Cem Küçük: İnsanlar ekmek bulamıyor, insanlar yiyemiyor içemiyor diye bir şey yok, Bergen filmini 7 milyon kişi izledi. Millet nasıl oluyor da sinemaya gidiyor!"

Bu mantık sahiplerine bakıyorsun israf adam boyu, lüks, şaşaa o biçim. Bir değil çok maaşlı. Lale devri yaşıyorlar.

Bizde diyoruz ki, Kazakistan'dan, Suriye'den, Ukrayna'da yaşanan kıssalardan alınacak hisseler var. Hem de bedava. 

Dersi alın, germeyin milleti…