Kerbela'nın en çilelisi: Hz. Zeynep-I

"Allah, yalnızca siz Ehl-i Beyt'ten her çeşit pislik ve kötülüğü giderip sizi tertemiz kılmak ister." (Ahzab: 33). Kur'an-ı Kerim, Ehl-i Beyt'ten bu şekilde bahsetmekte ve onların her çeşit pislikten, günahtan, heva ve hevesten pâk ve temiz olduklarını belirtmektedir. Hz. Ali (a.s) Efendimiz küçük yaştan itibaren Resûlullah'ın (s.a.a) terbiyesi ile yetişmiş, Hz. Fâtıma (a.s.) annemiz de babası Resûlullah'tan (s.a.a.) aldığı terbiye ve ilim sayesinde dünya ve ahiret kadınlarının en mükemmeli olmuş ve eşsiz evlatlar yetiştirmiştir. Bu tertemiz anne ve babadan, Hicretin 5. yılında, 5 Cemaziyelevvel'de Medine'de dünyaya gelen yüce şahsiyet, Hak Teâlâ tarafından mübarek "Zeynep" ismiyle adlandırılmıştır. Bugüne kadar yaşamış en müstesna birkaç hanımdan biri olan Hz. Zeynep (a.s) annemizin hayatından birkaç kesit sunalım.Hz. Zeynep (a.s.) Hicretin 17. yılında amcazadesi Abdullah b. Ca'fer (Ca'fer-i Tayyar'ın oğlu) ile evlendi ve ondan Muhammed, Avn, Ali ve Ümmü Kulsum adlarında dört çocuk dünyaya getirdi. Muhammed ve Avn, Kerbela faciasında İmam Hüseyin'le (a.s.) birlikte şehit edildiler. Hz. Zeynep annemiz kardeşleri İmam Hasan ve İmam Hüseyin'e inanılmaz derecede muhabbet ve sevgi besliyordu. Hatta evlenmeden önce nikâh akdinde, İmam Hüseyin'den (a.s.) ayrı kalmak istemediği için o nerede olursa kendisinin de onunla olmak istediğine dair Abdullah'a bir şart koşmuş, şartı kabul ettikten sonra onunla evlenmiştir.O, bir Kur'an müfessiri idi. Medine kadınlarına tefsir dersi veriyordu. Bir gün Emirül-mü'minin (a.s) ders esnasında gelip de Hz. Zeynep'in Meryem suresini tefsir ettiğini gördü. "Kaf Ha Ya Ayn Sad" harflerinin neye işaret olduğunu beyan etti. Kaf: Kerbela, Ha: Helaket, Ya: Yezid, Ayn: Eteş (susuzluk), Sad: Sabır?Hz. Zeynep aynı zamanda bir hadis râvisidir. Hz. Fâtıma'nın Mescid-i Nebi'de halifenin önünde okuduğu Fedekiyye hutbesini daha dört beş yaşında olmasına rağmen ezberlemiş ve nakletmiştir. Ayrıca küçük yaşına rağmen Resûlullah'tan (s.a.a) da hadis nakletmiştir.Dünya kadınları içerisinde dört büyük kadını istisna edersek fazilette Hz. Zeynep'le kıyaslanabilecek başka hiçbir kadın yoktur. O, gözleriyle beş masumun firakını yaşamış ve bunlara sabretmiştir. Bu yüzden de "Ümmü'l-Mesaib/musibetler anası" lakabını almıştır. Yüreği bedeninden çok büyük ve güçlü olan o kadın, Rabbinin, omuzlarına dağlarca yüklediği çilelere gönüllü olarak göğüs germiştir. Çok sevdiği kardeşi, evlatları ve aile efradı şehit olup Cenab-ı Allah'ın en güzel nimetlerine kavuşmuşken Hz. Zeynep bütün sevdiklerinin yasını ömür boyu yüreğinde yaşadığı gibi bir de zalime esir olmuştur.Kerbela denilince şüphesiz ilk akla gelen Hz Hüseyin'den sonra Hz. Zeynep (a.s.)'dır. Küçük yaşta iken Kerbela olayını rüyasında görür ve Resûlullah'a (s.a.a) anlatır. En büyük imtihanını da Kerbela'da verir. Yedi kardeşini, üç yeğenini ve diğer birçok yakınının yanı sıra, iki yavrusunu da Allah yolunda feda eder. Böylesine benzersiz imtihan karşısında bile Hakk'ın rızası dışında kimse tek bir kelime dahi duymamıştır. Hatta imtihan ve zorluklar karşısında direncini ortaya koymuş, iman ve direnç örneği göstermiş Hakk'a tam teslimiyetini ortaya koymuştur.Kerbela faciasından sonra, esirler kervanı ile Şam ve Kûfe'ye gider. Hz. Zeynep'in, en acılı günlerini geçirdiği iki yerdir Kûfe ve Şam? Yeğeni İmam Seccad ile esir olmalarına rağmen o cinayetleri işleyenlerden korkmaksızın Kerbela'nın mesajını Kûfe halkına ileterek, Şam'da Kerbela şehitlerinin masumiyetini anlatmış, Ehl-i Beyt'i tanımayanlara Ehl-i Beyt'i anlatmış, gittiği her yerde hakkı ve hakikati tebliğ etmiştir. Eşsiz hitabetiyle okuduğu hutbeleri duyanlara Hz. Ali Efendimizin hutbelerini hatırlamıştı.(devam edecek)?