Keser döndü, sap döndü; gün geldi, hesap döndü

AKP'nin vekil olmadan Dışişleri koltuğuna oturttuğu Ahmet Davutoğlu, son dönemde ortalıkta görünmüyor.Eskiden mangalda kül bırakmıyordu.Dış politikada "sıfır sorun" numarası, "sıfır dış politika"ya dönüşünce, sıvıştı. Dış politikanın tüm ceremesi Başbakan R. T. Erdoğan'ın sırtında kaldı.Erdoğan'ın ve AKP hükümetinin dış politikadan iç politikaya kadar her alanda durumu gerçekten vahim.Erdoğan hükümeti, adeta bir BOP koalisyonuydu.AKP hükümeti ve Erdoğan, Amerikan ortakçılığı, AB lobisi, Pensilvanya ekolü, demokratik açılımcı Apo-PKK ve BDP, Barzani ve sair BOP şürekası ile omuz omuza bugünlere geldi.Bu koalisyon darmadağın oldu.Her biri, Erdoğan ve AKP'yi ayrı bir tarafa çekiyor.Sanki öküz öldü, ortaklık bozuldu.Erdoğan'ın iftar sofralarındaki "meğer bize de çok büyük oyun oynuyorlar, Türkiye'yi istemiyorlar" şeklindeki ağıt ve sızlanmalarından da bu anlaşılıyor.Bağımsız Türkiye Partisi Genel başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardan beri, Hicaz bölgesini Osmanlı'dan kopartmak isteyen İngilizlerin stratejik ortakçısı, oyuncağı ve maşası olmuş Hüseyin bin Ali'nin akıbetini, Ürdün kralının büyük dedesi Şerif Hüseyin'in ahvalini hatırlatıyor Ankara'dakilere? Amerika ve Haçlı güçlerinin stratejik ortakçılığını yapan Şah Rıza Pehlevi'nin, Benazir Butto'nun, Saddam'ın akıbetini işaret etti. Dost acı söyler, misali, Prof. Dr. Baş, belki acı söyledi; ama gerçeği söyledi.Ankara'dan duyan olmadı. Duydular, burun kıvırdılar.Keser döndü, sap döndü; gün geldi hesap döndü.Erdoğan'ın, bugüne kadar dost veya müttefik dediği hiçbir devlet, hiçbir kimsesi kalmadı.Ya üzerimizde oyun oynuyorlar, ya soğuk savaş halindeyiz, yahut bağımsızlık ve özerklik ilanı içine girerek Türkiye'ye cephe açmışlar.Erdoğan ve AKP'nin dış politikası tamamen iflas etmiştir.Erdoğan'ın yanında kimsesi kalmamıştır.Dışa vuran gerçeklerin üstü örtülemez oldu: Amerikan lobileri, AKP'nin üstünü çizdi. AB hakeza? Pensilvanyalı ekolü içten-dıştan tam cephe açtı. Suriye ile vaziyetimiz malum. Irak Merkezi yönetimi Başbakanı Malikî ile Barzani'yle olan alengirli ilişkilerimiz yüzünden savaş noktasına geldik. İran ile olan münasebetlerimiz hiç de iç açıcı değil. Libya ile ilişkiler karışık. Mürsi gitti, Mısır ile ortaklık bozuldu. Suudi Arabistan ve Katar ile aramıza ise devrik Mursi girdi. Barzani, İsrail'in Arz-ı Mev'ud idealinin önünü açan 4 parçalı Büyük Kürdistan parçalarını kotarıyor. AKP'nin demokratik açılım ve pazarlık ilişkileriyle bugünleri gören Apo ve PKK, cüretkar somut adımlar atamayan Erdoğan'a eyvallah etmeme sinyali veriyor.Erdoğan, Türkiye'yi kurtlar sofrasına getirmeyi başardı, sofranın ortasına koyuverdi. Türk milleti ve devletinin koruma ve savunma gücü olan ordusu ise, itfaiye ve kenevir operasyonu hizmeti veriyor.AKP hükümetinin vaziyeti yüzünden, bu vahim süreçte sadece dost ve komşularımızı yitirmedik, Türkiye üzerinde sömürü ve bölücü hesaplar içinde olanlara cesaret verdik, ön açtık.Erdoğan'ın ve AKP'nin etrafında kimi kaldı?Hiç kimsecikleri?Yapayalnız bir Erdoğan, paniklemiş vaziyette, yanlış üstüne yanlışlar yapıyor.Erdoğan için de tek dost, çare ve kurtuluş kapısı, Prof. Dr. Haydar Baş kapısıdır? Kendisi bilir.Erdoğan'ın dost ve müttefik deyip düne kadar sarmaş-dolaş olduğu güçler ve devletler, kurtlar sofrasına konmuş Türkiye'ye iştah kabartıyor.Bu badireden Erdoğan'ı, AKP'yi ve 75 milyonluk topyekun Türk milletini, birlikle, kardeşlikle, hak ve hukukla, hikmetle, basiretle, akılla, ilimle, Milli Ekonomi Modeli ve Sosyal Devlet tezi ile çıkartacak olan tek siyaset ve gönül adamı vardır; o da Prof. Dr. Haydar Baş'tır.Zaten ortalıkta ondan gayrı sözü ve çözümü olan bir Allah kulu da yoktur? Tercih ise milletindir.