Keşke adaletin gözleri açık olsaydı

15 Temmuz öncesi ve bugün Adalet Bakanı, dün Güleni'i öven bugün ise birilerini Gülenci diye damgalayan Bekir Bozdağ: 'Hakim ve savcılarımız, kimsenin şamar oğlanı değildir' diyor.

Adında 'adalet' kavramı olan, 20 yıldır dillerinden 'adalet' lafzını düşürmeyen iktidar partisi ve de Adalet Bakanı neden bu ve benzeri açıklamaları yapma gereğini duyuyor ve her fırsatta, 'yargımız bağımsızdır' tekrarını yapıyor?

Çünkü ateş var, gökyüzünü duman sardı ve her yer karanlık.

Yediği, içtiği, giydiği kendine, verdiği kararlar, yaptığı açıklamalar malum olan, iktidar kanadından 'AYM'yi tanımıyoruz' ekibine ismini yazdıranlardan biri olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nin başkanı Akın Gürlek, Cumhurbaşkanı kararıyla Adalet Bakan Yardımcılığı'na atandı. Sayın Bakan'ın yardımcısı ise Danıştay üyeliğine.

Demek ki yargıda da liyakat ve ehliyet, iktidar ile paralel ilerliyormuş. İspata hazırım.

Adaletin partisi, dini, parası, rengi, ırkı, mezhebi, yaşam biçimi, tercihi olur mu? Olmaz, der herkes. Hatta o meşhur adalet heykelindeki gözlerin kapalı olmasının nedeni de budur, derler. 

Ama sorun da orda. Keşke adaletin gözleri açık olsaydı. Gözleri kapalı diye başına gelmeyen kalmadı.

Osman Sarıgün

2019 yılı Nisan ayı. CHP lideri bir şehit cenazesinde planlı bir fiziki-sözlü saldırıya ve linç girişimine maruz kalıyor.

Fiili saldırıyı gerçekleştiren kişi birkaç gün sonra gözaltına alınıyor. İfadesi ardından tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor. 

2019, 2020, 2021 ve 2022 yılının Mayıs ayının 31'inde dava karara bağlanıyor. 

Mahkeme, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruk atan Osman Sarıgün'e 'basit yaralama' suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası verilip, hükmün açıklanması geri bırakılıyor.

Sedef Kabaş

Gazeteci-yazar Sedef Kabaş bir programda haddi aşan bir teşbihte bulunuyor. O gece yarısı (21 Ocak 2022) evinden alınıyor. İfade ve cezaevine gönderiliyor. 

40 günden fazla tutuklu yargılanan Sedef Kabaş 11 Mart'ta "Cumhurbaşkanına alenen hakaret" suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırdı.

Bir dava 3 yıl sürüyor, karar ortada. Diğeri jet hızında, karar ortada.

 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ne diyordu? 'Hakim ve savcılarımız kimsenin şamar oğlanı değildir'.

Hakim veya savcı olsam bu sözleri üzerime alınırım!

AKP'nin adalet örnekleri bitmez

İBB'nin, ABB'nin onlarca milyarları bulan yolsuzluk ve kamu zararı iddiası olan dosyalar İçişleri Bakanlığının, masa çekmecesinde 1 yıla yakındır bekletiliyor.

Başka partili bir belediye hakkında ortaya atılan bir iddiaya karşı hem bakanlık hem de savcılar anında müdahale ediyor. 

En son CHP'li Çan Belediye Başkanını 'rüşvet, irtikap ve zimmete para geçirme' suçlamalarıyla gözaltına aldılar.  

CHP'li Çan Belediye Başkanı Bülent Öz, tutuklama talebiyle sevk edildiği nöbetçi sulh ceza hakimliğince adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Ne var bunda, diyebilirsiniz!

Medyaya düşen mesajlara bakalım!

AKP Çan İlçe Teşkilatı'ndan Baki Tekne adlı kişi, sosyal medya hesabından, "TKİ 30 bin ton kömür, Arnavut köy, otel, ilişki, kokain, sınırsız aşk ne güzel memleket ya. Merhaba taşeron M.E"

M.E kim?

Berattin Tekne: "İlde yönetimde olan Mücahit Esin demekten bu kadar korkmayın."

Coşkun Taşkın ise AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenerek "Reis, duy sesimizi. Nerde hırsız varsa, parti yetkilisi oldu. Bu memleket sevdalısı insanımın emeğine ihanet edenleri kovmanı bekliyoruz. Sadece sana değil artık bize de yazık".

İddia ortada, fail zikrediliyor ama ne içişlerinden ne de bir savcıdan hareket yok.

 Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ne diyordu: 'Hakim ve savcılarımız kimsenin şamar oğlanı değildir'.

Ne diyelim?

Keşke adaletin gözleri açık olsaydı da hakim ve savcılara sahip çıksaydı!