Kıbrıs meselesine burnunu sokup ciddi bir skandala yol açan Karen Fogg'dan sonra Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi olan Alman Hansjörg Kretschmer, göreve başladığından beri ilk kez Radikal'den Neşe Düzel'e konuşmuş. Kretschmer'in tezi net: Kıbrıs sorunu halledilirse, Türkiye AB'den müzakere tarihi alabilir. Kretschmer kesinlikle alır demiyor, "alabilir" diyor.
Röportajdan notlar...
TÜRKİYE'NİN EV ÖDEVİ: Türkiye ev ödevini henüz tam olarak yapmadı.
Bazı anayasal değişikliklerin yapılması bekleniyor. Mesela YÖK ve RTÜK gibi kurumların yönetiminde bundan sonra ordunun temsilci bulundurmamasını sağlayacak yasal değişiklikler yapılması gerekiyor.
Avrupa'nın Türkiye'ye
bakışı olumsuz
AVRUPA'NIN TÜRKİYE'YE BAKIŞI: Avrupa kamuoyunun çoğunluğu, Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak kuşkucu ve negatif bir tavır içinde. Ama bu olumsuz hava değiştirilebilir bir şey. Alman vatandaşı olduğum için size Almanya'daki durumu anlatayım. İkibuçuk milyon Türk yaşıyor Almanya'da. Bunlar, her iki taraftan da kaynaklanan çeşitli nedenlerle hâlâ Alman toplumuna tam entegre olmadılar. Bu insanlar, Türkiye'nin en azgelişmiş yörelerinden, ülkenin doğusundan, kırsal kesiminden geldiler. Alman toplumuyla tam bütünleşmediler. Farklı kıyafetler giyiyorlar, farklı davranıyorlar. Alman toplumu, onları kendisinin bir parçası olarak görmeyebiliyor. Böyle bir ilişkiden de gerekli güven doğmuyor. Halk, Türkiye AB'ye üye olduğunda, bu insanların sayısının daha da artacağını düşünüyor. Ayrıca Türkiye'den gelen olumsuz haberler de Alman toplumunda rahatsızlık yaratıyor. Türkiye'nin İstanbul, Ankara gibi şehirlerinde rastlanan bir Avrupalı yüzü de var.
TÜRK HALKININ MÜSLÜMAN OLUŞU: Ama yanlış da olsa bir şekilde, insanların kafasında İslam ve terör aynı denklemin içinde yer alıyor. Teröristler, Müslüman kişiler diye... Bu durumda, Türkiye'nin halkının da Müslüman olması olumsuz bir faktör olarak ortaya çıkabiliyor tabii. 'İslam ya da Müslüman eşittir terör kaynağı' denkleminin bozulması lazım. Biz düzenlediğimiz seminerlerde, konferanslarda halka, İslam'ın terör olmadığını anlatıyoruz. Bu giderek anlaşılıyor.
TÜRKİYE'Yİ İSTEYENLERİN GEREKÇELERİ: Bazıları, Türkiye'nin dünyanın çok kritik bir bölgesinde yer aldığını düşünüyor. Bundan hareketle de, Türkiye'nin AB açısından stratejik öneminin olduğunu, Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi Ortadoğu ve Orta Asya'da güçlendireceğini, ona bölgede politik avantaj sağlayacağını savunuyorlar. Türkiye'nin AB üyeliği, İslam kültürünün Batı kültürüyle ve Batı değerleriyle uyumlu olduğunun bir göstergesi de sayılacak. Türkiye'nin üyeliği bu konuda çok somut bir örnek olacak ve böylece medeniyetler çatışması tezinin geçerli olmadığı ortaya konacak. Ayrıca Türkiye'nin AB üyeliği, Büyük Ortadoğu denilen alanda demokrasi yönünde adımların atılmasına da yol açabilecek.
TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ: Türkiye, özgürlükçü, liberal demokrasiye ulaşamadı. Türkiye'de hâlâ 'otoriter demokrasi' var.
MÜZAKERE TARİHİ: Türkiye'ye üyelik müzakerelerine başlaması için geciktirilmeksizin bir tarih verilmesi konusunda şu anda durum çok olumlu. Sadece bir tek şart var. Kıbrıs sorunu. O da resmen siyasi bir şart değil ama siyasi bir realite. Bu politik gerçek, insanların ve politikacıların düşüncelerini etkiliyor. Eğer AB'ye üyelik hedefi olmasaydı, Kıbrıs'ta bugün gelinen iyimser noktaya gelinemezdi.
Röportajdan notlar...
TÜRKİYE'NİN EV ÖDEVİ: Türkiye ev ödevini henüz tam olarak yapmadı.
Bazı anayasal değişikliklerin yapılması bekleniyor. Mesela YÖK ve RTÜK gibi kurumların yönetiminde bundan sonra ordunun temsilci bulundurmamasını sağlayacak yasal değişiklikler yapılması gerekiyor.
Avrupa'nın Türkiye'ye
bakışı olumsuz
AVRUPA'NIN TÜRKİYE'YE BAKIŞI: Avrupa kamuoyunun çoğunluğu, Türkiye'nin üyeliğiyle ilgili olarak kuşkucu ve negatif bir tavır içinde. Ama bu olumsuz hava değiştirilebilir bir şey. Alman vatandaşı olduğum için size Almanya'daki durumu anlatayım. İkibuçuk milyon Türk yaşıyor Almanya'da. Bunlar, her iki taraftan da kaynaklanan çeşitli nedenlerle hâlâ Alman toplumuna tam entegre olmadılar. Bu insanlar, Türkiye'nin en azgelişmiş yörelerinden, ülkenin doğusundan, kırsal kesiminden geldiler. Alman toplumuyla tam bütünleşmediler. Farklı kıyafetler giyiyorlar, farklı davranıyorlar. Alman toplumu, onları kendisinin bir parçası olarak görmeyebiliyor. Böyle bir ilişkiden de gerekli güven doğmuyor. Halk, Türkiye AB'ye üye olduğunda, bu insanların sayısının daha da artacağını düşünüyor. Ayrıca Türkiye'den gelen olumsuz haberler de Alman toplumunda rahatsızlık yaratıyor. Türkiye'nin İstanbul, Ankara gibi şehirlerinde rastlanan bir Avrupalı yüzü de var.
TÜRK HALKININ MÜSLÜMAN OLUŞU: Ama yanlış da olsa bir şekilde, insanların kafasında İslam ve terör aynı denklemin içinde yer alıyor. Teröristler, Müslüman kişiler diye... Bu durumda, Türkiye'nin halkının da Müslüman olması olumsuz bir faktör olarak ortaya çıkabiliyor tabii. 'İslam ya da Müslüman eşittir terör kaynağı' denkleminin bozulması lazım. Biz düzenlediğimiz seminerlerde, konferanslarda halka, İslam'ın terör olmadığını anlatıyoruz. Bu giderek anlaşılıyor.
TÜRKİYE'Yİ İSTEYENLERİN GEREKÇELERİ: Bazıları, Türkiye'nin dünyanın çok kritik bir bölgesinde yer aldığını düşünüyor. Bundan hareketle de, Türkiye'nin AB açısından stratejik öneminin olduğunu, Türkiye'nin üyeliğinin AB'yi Ortadoğu ve Orta Asya'da güçlendireceğini, ona bölgede politik avantaj sağlayacağını savunuyorlar. Türkiye'nin AB üyeliği, İslam kültürünün Batı kültürüyle ve Batı değerleriyle uyumlu olduğunun bir göstergesi de sayılacak. Türkiye'nin üyeliği bu konuda çok somut bir örnek olacak ve böylece medeniyetler çatışması tezinin geçerli olmadığı ortaya konacak. Ayrıca Türkiye'nin AB üyeliği, Büyük Ortadoğu denilen alanda demokrasi yönünde adımların atılmasına da yol açabilecek.
TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ: Türkiye, özgürlükçü, liberal demokrasiye ulaşamadı. Türkiye'de hâlâ 'otoriter demokrasi' var.
MÜZAKERE TARİHİ: Türkiye'ye üyelik müzakerelerine başlaması için geciktirilmeksizin bir tarih verilmesi konusunda şu anda durum çok olumlu. Sadece bir tek şart var. Kıbrıs sorunu. O da resmen siyasi bir şart değil ama siyasi bir realite. Bu politik gerçek, insanların ve politikacıların düşüncelerini etkiliyor. Eğer AB'ye üyelik hedefi olmasaydı, Kıbrıs'ta bugün gelinen iyimser noktaya gelinemezdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.