Türkiye, Kıbrıs sorununun halli için bütün kurumlarıyla Annan Planı zemininde müzakerelerin başlamasına evet dedi. ABD ve AB bu durumdan memnun. Peki Rumlar ve Yunanlılar, emellerini büyük oranda karşılayan Annan Planı'nın delinmesine rıza gösterip, müzakereye başlayacaklar mı?
Kıbrıs meselesini hep Türkiye zaviyesinden değerlendirdik. Bu yazımızda Türkiye tarafında atılan son adımlara değindikten sonra, Rum ve Yunan eksenine ağırlık vermek istiyorum...
Malum Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), 23 Ocak Cuma günü yaptığı toplantıda Kıbrıs ile ilgili tarihi nitelikte bir karar aldı. Karar aynen şöyle: "Toplantıda Kıbrıs konusunda görüşmeler değerlendirilmiş, Kıbrıs'taki müzakere sürecinin yeniden canlandırılması yönünde girişimlere başlanmasının yararı ve gereği konusunda görüş birliğine varılmıştır.
Daha önce de kamuoyuna açıklandığı gibi Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonuna olan desteğini sürdürmekte ve Annan Planı da referans alınarak Ada'nın gerçeklerine dayalı bir çözüme, müzakereler yoluyla hızla ulaşılması konusundaki siyasi kararlılığını yinelemektedir. Bu noktadan hareketle, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin, iyi niyetli yaklaşım ve yapıcı görüşleri çerçevesinde, KKTC cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş ve KKTC hükümeti ile yakın danışma ve işbirliği halinde müzakere sürecinin yeniden başlatılması amacıyla konuyu BM Genel Sekreteri ile ele almasının yararlı olacağı sonucuna varılmıştır."
Bu karardan anlaşılacağı gibi ASKER ilk kez Annan Planı'nı esas alan bir metne imza atıyordu. Başbakan Erdoğan, ABD'nin de övgüler dizdiği MGK'nin bu bildirisini cebine koyarak, cuma akşamı İsviçre'nin Davos kentine uçtu. Önceki gün de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüştü. Erdoğan, Annan'dan Birleşmiş Milletler'in eski arabulucusu Perulu Alvares De Soto'nun müzakerecilikten çekilmesini istedi. Erdoğan, üstü kapalı olarak ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'in müzakereleri yürütmesini istiyor...
Peki Rumlar
nasıl bir adım atacak?
Türkiye'nin Kıbrıs meselesiyle ilgili atacağı adımlar aşağı yukarı belirlendi. Peki Annan ile Rum ve Yunan ikilisi ne yapacak? Kofi Annan, müzakerelerin başlamasına soğuk bakmasa da hazırlattığı planın çok fazla delinmesini istemiyor. Türkiye bunu bildiği için Annan Planı'nın bir çok mahzurunu görmezlikten gelerek, itiraz noktalarını sınırlı tutuyor.
Rumların MGK'sının kararları
Peki Rumlar ne diyecek? Rum-Yunan ikilisi, Annan Planı'nı müzakere etmek istemiyor çünkü onlar maksimalist (azami) hedefler güdüyor.
Önce Rumların görmek istediği Kıbrıs'ın fotoğrafını çekelim. Aşağıda aktaracağım 6 madde Rum Ulusal Konseyi'nin kararlarıdır. Yani Rumların MGK'sının aldığı 6 karar...
1) İki kesimliliğe hayır. Tek devlet olacak ve bütün yönetim kademelerini Rumlar dolduracak.
2) Tek egemenlik (Rum egemenliği) olacak... Türklerin hiçbir söz hakkı olmayacak. Türkler azınlık olacak...
3) Türk askeri ADA'dan derhal çekilmeli.
4) 1974'teki Barış Harekatı ile Kuzey'den Güney'e göç etmek zorunda kalan Rumlar, eski yerlerine dönecek.
5) 1974'teki Barış Harekatı sonrasında Anadolu'dan Kıbrıs'a göçeden 'yerleşikler' geri dönmeli.
6) Türkiye'nin garantörlüğü kaldırılmalı...
Peki Annan Planı bu 6 maddeye nasıl yaklaşıyor...
1) Annan Planı iki kesimliliği ihtiva ediyor ama bu iki kesimlilik Türkiye'nin istediği iki kesimlilik değil...
2) Annan Planı da tek egemenlik öneriyor.
3) Türk askeri ADA'dan kademeli olarak çekiliyor.
4) Rumlar, eski yerlerine kademeli ve sayıları azaltılmış olarak dönüyor.
5) Yerleşiklerin 50 bini ADA'da kalıyor. Kalanların ne olacağı belli değil...
6) Garantörlük sulandırılıyor.
İşte bu şartlar altında bakalım Rumlar ve Yunanlılar, Annan Planı'nı müzakere etmeye yanaşacak mı? Müzakere etseler bile Rum Ulusal Konseyi'nin "Kıbrıs'ta kırmızı çizgilerini" saptayan 6 maddeyi değiştirmeye yanaşacaklar mı? Rum lobisinin güçlü olduğu ABD, Kasım ayındaki başkanlık seçiminin yapıldığı bir yılda Rum-Yunan ikilisine baskı uygulayacak mı? Yunanistan'ın üye olduğu AB, keza ABD gibi Rumlara baskı yapacak mı? Madalyonun öteki yüzü de ilginç, değil mi? Demek ki, Türkiye'nin katmerli tavize yanaşması yeterli olmuyor. Rum-Yunan ikilisi ADA'nın tamamını istiyor. Türk Hükümet ise yüzde 80'i vermeye razı... Acaba Rum-Yunan ikilisi yüzde 80'le yetinecek mi?
Son söz: Kıbrıs filmi bitecek mi? Bitse ibel bu kıbrıs Türk'ü için mutlu son olacak mı? Bekleyip göreceğiz...
Kıbrıs meselesini hep Türkiye zaviyesinden değerlendirdik. Bu yazımızda Türkiye tarafında atılan son adımlara değindikten sonra, Rum ve Yunan eksenine ağırlık vermek istiyorum...
Malum Milli Güvenlik Kurulu'nun (MGK), 23 Ocak Cuma günü yaptığı toplantıda Kıbrıs ile ilgili tarihi nitelikte bir karar aldı. Karar aynen şöyle: "Toplantıda Kıbrıs konusunda görüşmeler değerlendirilmiş, Kıbrıs'taki müzakere sürecinin yeniden canlandırılması yönünde girişimlere başlanmasının yararı ve gereği konusunda görüş birliğine varılmıştır.
Daha önce de kamuoyuna açıklandığı gibi Türkiye, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin iyi niyet misyonuna olan desteğini sürdürmekte ve Annan Planı da referans alınarak Ada'nın gerçeklerine dayalı bir çözüme, müzakereler yoluyla hızla ulaşılması konusundaki siyasi kararlılığını yinelemektedir. Bu noktadan hareketle, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin, iyi niyetli yaklaşım ve yapıcı görüşleri çerçevesinde, KKTC cumhurbaşkanı Sayın Rauf Denktaş ve KKTC hükümeti ile yakın danışma ve işbirliği halinde müzakere sürecinin yeniden başlatılması amacıyla konuyu BM Genel Sekreteri ile ele almasının yararlı olacağı sonucuna varılmıştır."
Bu karardan anlaşılacağı gibi ASKER ilk kez Annan Planı'nı esas alan bir metne imza atıyordu. Başbakan Erdoğan, ABD'nin de övgüler dizdiği MGK'nin bu bildirisini cebine koyarak, cuma akşamı İsviçre'nin Davos kentine uçtu. Önceki gün de BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile görüştü. Erdoğan, Annan'dan Birleşmiş Milletler'in eski arabulucusu Perulu Alvares De Soto'nun müzakerecilikten çekilmesini istedi. Erdoğan, üstü kapalı olarak ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell'in müzakereleri yürütmesini istiyor...
Peki Rumlar
nasıl bir adım atacak?
Türkiye'nin Kıbrıs meselesiyle ilgili atacağı adımlar aşağı yukarı belirlendi. Peki Annan ile Rum ve Yunan ikilisi ne yapacak? Kofi Annan, müzakerelerin başlamasına soğuk bakmasa da hazırlattığı planın çok fazla delinmesini istemiyor. Türkiye bunu bildiği için Annan Planı'nın bir çok mahzurunu görmezlikten gelerek, itiraz noktalarını sınırlı tutuyor.
Rumların MGK'sının kararları
Peki Rumlar ne diyecek? Rum-Yunan ikilisi, Annan Planı'nı müzakere etmek istemiyor çünkü onlar maksimalist (azami) hedefler güdüyor.
Önce Rumların görmek istediği Kıbrıs'ın fotoğrafını çekelim. Aşağıda aktaracağım 6 madde Rum Ulusal Konseyi'nin kararlarıdır. Yani Rumların MGK'sının aldığı 6 karar...
1) İki kesimliliğe hayır. Tek devlet olacak ve bütün yönetim kademelerini Rumlar dolduracak.
2) Tek egemenlik (Rum egemenliği) olacak... Türklerin hiçbir söz hakkı olmayacak. Türkler azınlık olacak...
3) Türk askeri ADA'dan derhal çekilmeli.
4) 1974'teki Barış Harekatı ile Kuzey'den Güney'e göç etmek zorunda kalan Rumlar, eski yerlerine dönecek.
5) 1974'teki Barış Harekatı sonrasında Anadolu'dan Kıbrıs'a göçeden 'yerleşikler' geri dönmeli.
6) Türkiye'nin garantörlüğü kaldırılmalı...
Peki Annan Planı bu 6 maddeye nasıl yaklaşıyor...
1) Annan Planı iki kesimliliği ihtiva ediyor ama bu iki kesimlilik Türkiye'nin istediği iki kesimlilik değil...
2) Annan Planı da tek egemenlik öneriyor.
3) Türk askeri ADA'dan kademeli olarak çekiliyor.
4) Rumlar, eski yerlerine kademeli ve sayıları azaltılmış olarak dönüyor.
5) Yerleşiklerin 50 bini ADA'da kalıyor. Kalanların ne olacağı belli değil...
6) Garantörlük sulandırılıyor.
İşte bu şartlar altında bakalım Rumlar ve Yunanlılar, Annan Planı'nı müzakere etmeye yanaşacak mı? Müzakere etseler bile Rum Ulusal Konseyi'nin "Kıbrıs'ta kırmızı çizgilerini" saptayan 6 maddeyi değiştirmeye yanaşacaklar mı? Rum lobisinin güçlü olduğu ABD, Kasım ayındaki başkanlık seçiminin yapıldığı bir yılda Rum-Yunan ikilisine baskı uygulayacak mı? Yunanistan'ın üye olduğu AB, keza ABD gibi Rumlara baskı yapacak mı? Madalyonun öteki yüzü de ilginç, değil mi? Demek ki, Türkiye'nin katmerli tavize yanaşması yeterli olmuyor. Rum-Yunan ikilisi ADA'nın tamamını istiyor. Türk Hükümet ise yüzde 80'i vermeye razı... Acaba Rum-Yunan ikilisi yüzde 80'le yetinecek mi?
Son söz: Kıbrıs filmi bitecek mi? Bitse ibel bu kıbrıs Türk'ü için mutlu son olacak mı? Bekleyip göreceğiz...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Recep Bahar / diğer yazıları
- ABD harika bir ekonomiye mi sahip? / 14.08.2018
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016
- Ne yapmalı? / 13.08.2018
- Komşunla kavga et uzaklarda pazar ara! / 02.02.2016
- Diyarbakır'da kilise-ev faktörü! / 01.02.2016
- Çin ekonomisi alarm mı veriyor? / 20.01.2016
- Büyük İsrail yolunda sıra İran'da / 19.01.2016
- Terör Sultanahmet bölgesini sıfırla çarptı / 15.01.2016
- Sultanahmet'in şifreleri / 13.01.2016
- Türkiye ile Suudi Arabistan ne zaman papaz olacak? / 09.01.2016
- Ekonomik çöküşü bir de buradan seyredin / 05.01.2016