Le Regent Kongre Merkezi'ndeki konferansın ikinci günü, garantör ülkeler adına Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu başkanlığındaki Türk heyeti, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias ve İngiltere'nin Kıbrıs Özel Temsilci Jonathan Allen ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lideri Nikos Anastasiadis'in katılımıyla başladı. Konferansa gözlemci sıfatıyla katılan Avrupa Birliği'ni (AB), Avrupa Komisyonunun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans temsil ediyor.

Bu arada BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Cuma günü konferansa katılmak üzere İsviçre'ye gelecek. Askeri helikopterle Crans-Montana'ya geçecek olan Guterres'in konferansın gidişatına ilişkin açıklama yapması bekleniyor.
Anastasiadis'e 'bugün uyuma' mesajı
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dün toplantı girişinde Anastasiadis'e "Çarşamba gecesi rahat uyudunuz mu?" diye sordu. Anastasiadis'in "Evet, güzel uyudum" cevabına Çavuşoğlu, "İyi o zaman, bugün uyumazsın" esprisiyle karşılık verdi.
Çavuşoğlu'nun sözleri salonda gülüşmelere neden oldu. Rum liderinin 'öğle uykusu' konferansın ilk gününde, basın mensupları ve BM çevrelerinde en çok konuşulan konulardan olmuştu.
İddialar havada uçuşuyor
Bu arada Crans-Montana'daki Kıbrıs Konferası çerçevesinde çok sayıda iddia havada uçuşuyor. İddiaların başında Türkiye'nin 4 aşamalı bir plan çerçevesinde Kıbrıs'tan asker çekmesi yer alıyor.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, Türkiye'nin böyle bir plan çerçevesinde Ada'dan asker çekeceğine dair haberlerin ve bu haberlerde yer alan yüzdelik oranların doğru olmadığını vurguladı. Crans-Montana'da Birleşmiş Milletlerin ev sahipliğinde başlayan konferansta Türkiye'nin Kıbrıs'ta yüzde 80 oranında asker azaltmaya hazır olduğu yönünde haberler daha önce basında çıkmıştı. Bu iddiaların gerçeklik payı bulunuyor zira Rum kesimi Türk askerinin Ada'dan çekilmesini 'uzlaşma' için başlıca şartlarından biri olrak sık sık müzakere masasına taşıyor.
BM'nin niyeti Kıbrıs'ı Rum'a peşkeş çekmek
Ulusal Birlik Partisi (UBP) Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, "BM'nin Rum tarafının oyunlarına hala prim tanımakta olduğunu, İsviçre görüşmelerinin böylesi bir ortamda başlayacak olmasının Kıbrıs Türk halkını endişelendirdiğini" ifade etti.
 Tatar, BM'yi, güvenlik ve garantiler konusunda taraflara sunduğu rehber nitelikli belgeyi geri çekmesi nedeniyle eleştirdi.
 BM'nin güvenlik ve garantiler konusunda taraflara sunduğu rehber nitelikli belgeyi 'Rum yaygaraları' sonucu masadan çekmesinin iyiye işaret olmadığına dikkat çeken Tatar, Rumların masaya hiç bir şey koymadan Türk tarafından 'güvenlik ve garantiler' gibi can alıcı bir konuda bir şeyler koparmaya çalışacağını iddia ederek, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Rum oyunlarına fırsat vermemesi gerektiğini vurguladı.
Tatar açıklamasında şunları ifade etti:
"Birleşmiş Milletler tarafından 4 Haziran'da New York'ta gerçekleştirilen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis ve Genel Sekreter Guterres görüşmesi sonrasındaki açıklamada güvenlik ve garantiler konusundaki tartışmalara rehberlik edecek ortak bir belgenin hazırlanacağı ifade edilmişti.
 Nitekim 20 Haziran tarihinde BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide taraflara söz konusu belgeyi sundu. Ardından Rum tarafı her zamanki gibi yaygarayı bastı ve öyle anlaşılıyor ki BM geri adım attı.
Eide İsviçre'de düzenlediği basın toplantısında, ortaya tartışılacak bir belge koymayacaklarını belirtti ve heyetlerin başlangıç noktalarının, perspektiflerinin farklı olduğunu görüşleri, aralarında mesafe bulunduğunu vurguladı.
Bu yaşananlar BM adına bir başarısızlık ve basiretsizliktir. Demek ki BM hala Rum tarafının ayak patırtıları karşısında pısırık kalmaktadır. Zaten haklıya hakkının teslim edilmemesi, Rum tarafının tüm saldırganlığına, Kıbrıs Türk Halkı'nı yok sayma, Kıbrıs'ı Yunan yapma planlarına BM tarafından gereken yanıtın verilmemesi nedeniyledir ki Kıbrıs konusu 53 yıldır BM Güvenlik Konseyi'nin gündeminden düşmüyor.
 Ama buna artık dur denilmelidir. Rum tarafının masaya hiç bir şey koymadan Türk tarafından bir şeyler koparma oyununa artık izin verilmemelidir. Cumhurbaşkanı Akıncı'ya bu yönde büyük görev düşmektedir.
 Rumlar'ın; adil, yaşayabilir, siyasi eşitlik, iki kesimlilik temelinde Kıbrıs Türk halkının güvenlik ihtiyacına yanıt veren bir anlaşma niyeti yoktur.
 Türk tarafı iyi bildiği bu tutumun peşinden daha fazla sürüklenmemeli, gereğini yapmalıdır. İsviçre'de yaşanacaklar çok önemlidir.
İsviçre gerçekten son olmalıdır. Rum tarafının süreci uzatma, zaman kazanma bizi statükonun kurbanı pozisyonunda tutma çabalarına taş koyma zamanı gelmiş hatta geçmiştir."