Kılıçdaroğlu'ndan Haydar Baş'a geçmiş olsun telefonu

Meltem TV'de her hafta sonu yayınlanan "Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" etkinliği, bu hafta Ankaralıların yoğun katılımıyla gerçekleştirildi. Konuşmacıların Türkiye ve dünya gündemini değerlendirdiği programa Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş da onur konuğu olarak katıldı.
Programın sonunda söz alan Prof. Dr. Baş, 10 Kasım'da İstanbul'daki evine yönelik gerçekleşen ve iki partilinin ağır şekilde yaralandığı bıçaklı/satırlı saldırıyı değerlendirdi.
Bizi hukukun dışına çekmek istediler diyen Prof. Dr. Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslenerek, şunları söyledi: "Ben Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sesleniyorum; Türkiye'de FETÖ hareketinin önüne geçmek istiyorsan bu hainliği yapan adamları bu ülkenin idaresinden, yönetiminden ve emniyetinden temizleyin lütfen. Buraları tertemiz hale getirin. Yoksa sen bu sakat adamlarla bir yere gidemezsin. Bunu bugün bana yaparlar, yarın da sana yaparlar." 
Sadece Kılıçdaroğlu aradı
İki partilinin ağır şekilde yaralandığı bıçaklı saldırıdan sonra kendisini CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dışında arayan olmadığını ifade eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, şunları söyledi: "Ben bu saldırıdan sonra gerek İstanbul Emniyet Müdürü'nden gerekse siyasi parti genel başkanlarından 'Hocam, geçmiş olsun' diye bir tepki beklerdim. CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun dışında selam veren olmadı. Kemal bey aradı 'geçmiş olsun' dedi. Sağlık temennilerinde bulundu. MHP sen neyin milliyetçisisin? Benden daha milli bir adam mısın sen! Adam arayıp da 'Hocam geçmiş olsun. Nasıl bir şey demez mi' insan? Haa duymadı, e senin okuduğun gazeteler yazmaz zaten. Sayın Cumhurbaşkanı böyle bir şey demedi. Sayın Başbakan demedi."

Öldürme kastıyla saldırı!
"Kamu gücüyle veya kamu gücünün arkasında olduğu bir hareketi tespit ettim" diyen BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Baş, "Bizden iki tane delikanlı bıçaklanıyor. Hem de o kadar enteresan bıçaklama şekli ki... Burada birine bir bıçak versek böyle bir sonuç elde etmesi mümkün değil. Düşünebiliyor musunuz, bağırsaklar, mide ve bir damar bir darbe ile kesiliyor. Yani o bıçağı atan adamın öldürmek için attığı belli. Bıçağı çok iyi kullanıyor ve 50-60 polisin içinden bu adam çıkıp gidiyor. İki tane çocuğumuzu bıçakladılar. Bunlardan bir tanesi benim oğlumum kayın biraderi Mustafa Birinci, diğeri de televizyondan herkesin tanıdığı Cavit Özdoğan... Öldürmek kastıyla, ustalıkla bıçaklıyorlar. Çocuklar bıçaklandıklarını 5-10 dakika sonra anlıyor. Ben kimin bıçaklattığını çok iyi biliyorum. Ne demek yahu, o kadar polisin içinden bir tane zıpkın gelecek, bu kadar iş yapacak. Bu mümkün değil ki!" dedi.
Terörist algısı oluşturmak istediler
Saldırıyı başlatan provokasyon ve sonrasında yaşananları değerlendiren Prof. Dr. Haydar Baş, "Haydar Hoca'nın adamları terörist algısı oluşturmak istediler" diye konuştu.
BTP Genel Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir tane kardeşimiz evimizin önüne arabasını park etmek istiyor. Onun evi de bizim evin hemen karşısında, evinin önünde de otopark var. Kapıdaki güvenlik görevlileri bu şahsı güvenlik gerekçesiyle park yapmaması konusunda uyarıyor. Ama yine de 'sen 1-2 saatliğine dur sonra arabanı çek' diyorlar. O da 'yok ille de ben burada duracağım' diyor. Tartışmaya başlamışlar. Olay buradan çıkıyor. Ben Trabzon'dan olaya müdahil oldum ve 'nereye isterse arabasını park etsin çünkü bununla birlikte bir olay tezgâhlanıyor' dedim. Burada olay bir aracın bir yere park etmesi değil. Nedir? 'Haydar Hoca'nın adamları da terörcü, terörist' algısı oluşturmak istiyorlar. Ben arkadaşlarıma, 'sizi kundaklamak, provoke etmek istiyorlar. Hepiniz dikkatli olun' dedim. Oğlum Hüseyin'e 'sakın oyuna gelmeyin' dedim. O da Allah razı olsun adamları yatıştırıyor, barıştırıyor. Ama gel gör ki işin içindeki güçler benim dediğim vaziyette tam sipere yatmış, bizim arkadaşları provoke edecekler... Bekliyorlar ki bir tanesi belinden silah çıkarsın da birini vursun... "
Bizi hukuk dışına çekmek istediler 
Kendilerini hukuk dışına çekmek isteyenlerin oyunlarını yaptıkları sağduyu çağrılarıyla bozduklarını ifade eden Prof. Dr. Haydar Baş, olay esnasında avukatı Gürcan Bahar ile yaptığı telefon görüşmesini de şu şekilde anlattı: "Avukatım Gürcan Bahar hanım da elinden geleni yaptı. Olay esnasında ondan devamlı rapor alıyorum, 'Kızım burada ciddi bir provokasyon var, çocukları hadise içine çekip kavga yaptıracaklar, bıçak, silah çektirecekler ve vay bunlar da teröristmiş' diyecekler. 'Sakın bu oyuna gelmeyin' dedim. 'Hocam, ben diyorum ama beni dinlemiyorlar' dedi. Telefonunun hoparlörünü açtırdım, herkese seslendim ve 'sakın ha çocuklar, bize oyun yapıyorlar, provoke etmek istiyorlar, sakın kimse ile kavga etmeyin, geriye çekilin, size tokat da atsalar sakın ha cevap vermeyin, geriye çekilin' dedim. O esnada provokatörler bir oyun peşindeydi ve bu uyarımla bütün oyunları bozuldu."
Erdoğan'a kritik çağrı

Saldırı için 'kamu gücünü elinde tutanların işi' diyen Prof. Dr. Haydar Baş, konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da çok kritik bir çağrı yaptı. BTP Genel Başkanı, şunları söyledi: "Ben Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a sesleniyorum; Türkiye'de FETÖ hareketinin önüne geçmek istiyorsan bu hainliği yapan adamları bu ülkenin idaresinden, yönetiminden ve emniyetinden temizleyin lütfen. Buraları tertemiz hale getirin. Yoksa sen bu sakat adamlarla bir yere gidemezsin. Bunu bugün bana yaparlar yarın da sana yaparlar. Biz buna müsaade etmeyiz. Biz Ahmet'ten Mehmet'ten korktuğumuz için değil, Yüce Mevla'ya hesap vereceğimiz için attığımız bütün adımları 'O bundan razı mıdır, değil midir' diye hesaplayarak atarız. Yani biz adım atarken 'Allah bundan razı mı ve hukukun içinde mi, değil mi' diye düşünerek atarız. Kaç yıldan beri benim ölçüm budur. Bir santim hukukun dışına çıkmadım onun için de hiçbir davayı kaybetmedim bunu bilin. Arkadaşlarım da böyledir. Hiçbir kavgaya müsaade etmem. Ben barıştan yana bir insanım çünkü kavgadan kimse hayır görmemiş. Birlikten, beraberlikten ve dirlikten fayda görmüştür insanlık. Sonra ülkemizin geldiği bu noktada hakikaten birliğe, kardeşliğe ihtiyacımız vardır. Senelerdir Şii-Sünni kardeşliğini bu memlekette dava eden benim. Bunun için üzerimize geliyorlar. Bu kadar çileyi Allah rızası için çeken biziz. Bizim yaptığımız Ehl-i Beyt çalışması asırlar boyu ihmal edilmiş. Adam hoca, müftü ama Ehl-i Beyt hakkındaki ayeti bilmiyor. Bunun üzerine Ehl-i Beyt hakkında epey eser yazdım. Şimdi bir tanesi bu eserlerden sonra 'millet Haydar hocayı dinledi, Şii oluyor' demeye başladı. Onun da herhalde bu olaylarda katkısı var. Onun hakkında da suç duyurusunda bulunacağız."

YENİ MESAJ/İSTANBUL