Kim Davutoğlu'nun yerinde olmak ister

Muhalefete; "Onu (Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı) değil. Beni muhatap alın" diyen, başbakan Davutoğlu şimdi de Ana Muhalefet Partisi Genel başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu için "onun yerinde olmak istemezdim" diyor. Bizler çocukken "evcilik" oynardık. İstemediğimiz bir rol verildiğinde mızmızlık ederdik. Ben, şu olmam, bu olmam, diye oyunbozanlık yapardık. Dalga geçenlere ise rolleri ile ilgili uygunsuz yakıştırmalar yapardık. Ama dedim ya! Hem çocuktuk, hem de oyun oynuyorduk.AKP ise 12 yıldır, siyaset sahnesinde "devletçilik", "particilik", "iktidarcılık" oynuyor. Hem kendi içinde, hem mecliste, hem ülkemiz coğrafyasında, hem de dünya genelinde kendine verilen rolleri uyguluyor. Rolleri beğenmedikleri veya başarısız olduklarında sağa, sola sataşıyorlar. Dedim ya! Bizler çocuktuk. Bunlar büyümüş artı seçilmiş insanlar. "Onun yerinde olmak istemem" vs. cümleleri yakışmaz?Ama illa bir değerlendirme gerekirse? Sayın Kılıçtaroğlu son seçimlerden sonra parti içerisinden gelen sesle, kurultaya gitti. Yeniden seçildi. Ya! Siz, Sayın Davutoğlu? Erdoğan bir şekilde cumhurbaşkanlığına seçildi. Başbakanlığa ise tıpkı Acun'un "var mısın, yok musun" mantığıyla bir atama gerçekleşti. Erdoğan'ın önünde içlerinde olası başbakan adayı isimlerinin olduğu beş, altı sandık vardı. Heyecanla Erdoğan hangi sandığı tercih edecek, diye beklendi. Ama bir anda yarışmaya bir sandık daha eklendi. Erdoğan kararsızdı. Hamdi Bey, okyanus ötesinden aradı ve son eklenen sandığı teklif etti. Aaaa! Sandıktan Davutoğlu çıktı? Kızmak yok! Teşbihse teşbih?Sonra Sayın Kılçtaroğlu yeniden parti başkanlığına seçildiğinde müthiş bir çıkış yaptı; "Partiyi rakı masalarında ahkâm kesenlerden temizleyeceğim" dedi. Peki, siz başbakan seçildiğinizde; "Partiyi devletin malına, milletin, fakir fukaranın malına el uzatanlardan, boğazlarından haram lokma geçenlerden temizleyeceğiz" diyebildiniz mi?Sayın Kılıçtaroğlu, bazı kesimlerin rahatsız olmalarına sağcı, solcu tabusunu yıktı. Evet, bizim bir çizgimiz var ama sağcıyla da kardeşimiz, AKP'liyle de, MHP'liyle de, dedi. Meclis içi olsun, meclise girmemiş olsun, bütün partileri muhatap aldı. Görüşlerini dinledi, davetlerine katıldı. Sizler ise o sıralarda arkanızdaki holding patronlarının davetlerindeydiniz.Hele Sayın Kılıçtaroğlu'nun ısrarla mezhep ayrımcılığının teşvik edildiği son bir kaç yılda yaptığı; "Aynı Allah'a inanıyoruz, kitabımız bir. Peygamberimiz bir. Kıblemiz bir?" gerçeğini siz ve anlayışınızdan hiç kimse yapamadı?Türk Ordusunun tarihinde uğradığı en büyük hakaret olan "Çuval" olayında yanılmıyorsam siz, dış işleri bakanı danışmanıydınız. Erdoğan ve Gül bu olayı hazmetti. Peki, stratejik uzman olarak siz, neden hazmettiniz. Sizi yüceltecek olan istifayı neden vermediniz? İsrail, on vatandaşımızı uluslar arası sularda katletti ve siz dış ileri bakanıydınız. Elçimizi alçak koltuğa oturtarak, ülkemizin saygınlığına bir hakarette de bulundu. Sizler ise lafın ötesine geçip, elçimizi çağırıp, elçilerini gönderip, ilişkileri askıya bile alamadınız. İstifa zaten size ters... Davutoğlu sayesinde "Sıfır "sorun" kavramıyla tanıştık. Bu kavram sayesinde Azerbaycan ile İran ile krizler yaşadık. Irak, Mısır, Libya ile artık dost değiliz. Suriye'ye karşı "biz, senin düşmanınız" mantığını ortaya koydunuz. Ermeniler, Rumlar, Yunanlılar ise sizlerden oldukça memnun. Şimdi komşuda yanan ateş ülkemize de sıçradı. Fakındaysanız bu ateşi getiren "sıfır sorun" mantığıydı. Şimdi! Kim Ahmet Davutoğlu'nun yerinde olmak ister, diye bir anket yapsak, sonuç ne çıkar!