logo
25 NİSAN 2024

Kime sopa gösteriyorlar!?

11.11.2005 00:00:00
AB veya ABD'ye sırtını dayayarak içeride birilerine "ecnebi sopası" göstermek politik moda halini aldı. M.Emin Koç'un yazısı...

Babacan'ın mesajı ve Arınç'ın kuru gürültüsü

Türkiye'de, AB veya ABD'ye sırtını dayayarak içeride birilerine "teslim ol mesajı" vermek" veya "yabanî havuç"la kandırılamayanlara "ecnebi sopası" göstermek politik moda halini aldı. Bu yöntem, özellikle Türk Milletini dağıtmak ve Cumhuriyeti tasfiye etmek suretiyle Irak'ta olduğu gibi "uniter devlet" yapısından "etnik/federatif lokmalar" üretmek isteyen AB ve ABD'nin "yerli siyasal-dinsel taşeronlar"ı tarafından içte ve dışta sık sık sergilenmektedir. "Sümen altından bir paslaşma" mı desek, yoksa "kesintisiz tesadüf mü desek bilemiyorum; enteresandır, "fırsat AB fırsatı" diyerek Haçlı'nın "Türk Milletini ve medeniyetini dağıtma misyonu"nda gemi azıya alan kimi "besleme yerlilerin" karşısında, güya halkçı ve devletçi görünenlerin birçoğu "aynı ecnebi senaryosu"nda adeta rol paylaşmaktadırlar.Anlayacağınız oyun içinde oyun var; kuzu postu içinde koyun yok?"Kesintisiz demokrasi" ve "kesintisiz tasfiye"Cumhuriyet tarihinin çok partili siyaset dönemini şöyle sinema şeridi gibi gözünüzün önünden geçirirseniz; Türk Milleti ve güzelim ülkemiz, bu AB veya ABD yapımı tezgâh etrafında, yani "ecnebi yazılım ortak senaryo" çerçevesinde kimi dindar kisveli, kimi milliyetçi kisveli, kimi Atatürkçü-devletçi kisveli figüranların güya "kapışmalarına ve atışmaları"na şahit olmaktadır. Böylece ülke ve devletin bugün sürüklendiği "tasfiye süreci"nin "kesintisiz devamı" sağlanmaktadır. Türkiye'nin "kesintisiz demokrasi" süreci ile "kesintisiz tasfiye" süreci atbaşı ilerlemektedir? Bu gerçeği aklınızın bir köşesine yazıverin, kulağınıza küpe olsun."Türkiye'yi tasfiye süreci" bağlamında "AB hayaliyle ilgili tavizkâr taahhütleri ve gelişmeler"i, ciddi endişeyle takip ettiğimi birkez daha yinelemek istiyorum. Bugün tartışmasız tüm çıplaklığıyla ortada olan böylesi tavizkâr bir AB hayali, Türkiye'nin "devlet politikası" olarak sunulamaz; zira hiçbir devlet, "kendi ayağına, kendi kalbine veya kendi beynine kurşun sıkmak" tarzında bir gidişatı "devlet politikası" edinemez.AB'nin "Milli kırıntı"mıza bile tahammülü yokKöklü ekonomik, politik, dış politik ve askeri taviz talepleri bir yana; AB'nin, kimi bakanlıklarımızın başındaki "Milli" ifadesinin ve "devlet kurumları"nın brövelerinden "Atatürk figürü"nün kaldırılmasından, hutbelerde "Allah katında yegâne Hak din İslam'dır" ayet-i kerimesinin okunmamasına ve "kesinlikle misyonerlik aleyhtarlığının yapılmaması"na varıncaya değin, "Türk Milletinin kimlik ve kişiliği"ni oluşturan en tabii öğelere dahi dadandığını görmemek körlük olur. Milletimizin ve gençlerimizin artık yüksek sesle "AB'ye hayır" diye haykırmaya başladığı bu "vahim kavşak"ta asıl gürlemesi gereken etkili ve yetkili çevrelerden kimiz zaman çok "kısık ses" çıkmaması, kimi zaman da "varoluş gerekçesiyle bağdaşmayan" türden bir karaktere bürünerek AB mandasının yardım ve yatakçılığına soyunmaları "tasfiye süreci"nin vahametini artırmaktadır.Devlet gitti, kavga bitti; öyle mi?İşte bu kavşakta Türk Milleti, Ankara'daki "AB'ci, ABD'ci, IMF'ciler"in foyasını fark etmek üzere iken, bir kuru gürültü, bir kof patırtı, bir boş kavga başlayıveriyor.Bu karşılıklı "aşık atışmaları" neticesinde, cilası dökülen işbaşındaki mandacılar cilalanıyor. Boyası dökülen Müslüman kılıklı kimi Haçlı meftunlarına "İslam boyası" vuruluyor. Yorgan kavgasının ortasında kalan milletimiz ise, "tiyatro muhalefeti"nin yıllardan beri "işi-gücü hep dine, dindara ve dini öğelere muhalefet etmektir" zehabına kapılarak, güya din namına kendilerine taarruz edilen tarafı sahipleniyor. Halbuki onlar, millete ve milletin Hak dinine hizmetten ziyade, "AB'nin akide ve inançları"na hizmet etmeyi misyon edinmişlerdir.    AKP ile başta CHP olmak üzere AB ve IMF yanlısı sair muhalefet partileri arasındaki son patırtıları, bu "cilalamama tiyatrosu" nevinden görmek lazım gelir.Sürekli cilalama tiyatrosu ibretlikBayram değil seyran değil, Ali Babacan neden "Yabancı sermayeyi ürkütmeyelim, altında kalırız" uyarısı yapıyor? Bayram değil seyran değil AKP'nin Bülent Arınç'ı, neden "başörtüsü gürültüsü" çıkartıyor? Bunlar karşısında ise CHP, neden rutin "çığırtkanlığı"nı sürdürüyor?Bu soruların basiretli, makul ve mantıklı karşılıkları, Cumhuriyet tarihinin "sürekli oyun"unu ortaya çıkartacak türden işaretlerdir.Devlet tasfiye edilirken, millet dağıtılırken, vatan yasal olarak satılırken, Kıbrıs-Ege-Suriçi İstanbul elden giderken tısss çıkarmayan CHP, bir yerlerden düğmeye basılmış "başörtüsü hışırtısı" duyunca, feryadı basıyor. Millet de, en basit "geleneksel öğeleri" dahi görünce kriz geçiren bu "güya halkçı ve devletçi"lerin karşısında, AB'ci ve ABD'ci de olsa berikileri "bunlar ötekilere nispetle zemzemle yıkanmışlar canım" diyerek terk edip bıraktığı yerden "tekrar inadına tutmaya" başlıyor.Başörtüsü gürültüsü neden? Asıl mesaj Babacan'dan?"AKP hükümetinin başörtüsü aleyhine yaptığı tarihi savunma" neticesinde "yasağa aynen devam" diyen AİHM'nin ve Büyük Dairesi'nin nihai temyiz kararı ile, artık başörtüsü tam gidecek, gitti; AKP sayesinde artık başörtüsü işi de bitecek, bitti; ondan? AKP, üzerindeki bu "başörtüsü yasağının müdafii" olma lekesini örtmek üzere "kuru gürültü" çıkartıyor, CHP de "kuru gürültüye pabuç bırakmayan" güya karşı atağıyla "cilanın tam tutması"na katkı sağlıyor.Asıl mesajı ise Babacan veriyor; "yabancıları ürkütmeyelim ha?" diyor. Babacan kime, ne demek istiyor?Yabancı sermayeyi milletimiz ürkütemez; ekonomide milletin esamesi zaten okunmuyor. Yabancı sermayeyi AKP ürkütmez; yabancılara her türlü yasal katkıyı sağlamak AKP'nin birincil misyonu? Muhalefetin de öyle bir söylemi bugüne kadar hiç olmamış, şimdi de yok. O halde bayram değil seyran değil Babacan kimi, niye öpüyor? Babacan kime, hangi konjonktür gereği "yabancı sopa"yı gösteriyor?Babacan önden yol kesiyorKonjonktür, AB sürecinin taviz talepleriyle dolu raporunun açıklanmasıdır. Raporda, uniter devlet yapısını, devletin kuruluş senedi olan Lozan'ı, milli ve dini bütünlüğümüzü hedef alan talepler söz konusudur. AKP'nin endişesi şu; hani olmaz ama, AB raporu karşısında ola ki, uniter devlet ve milli bütünlük hususlarında hassas olan yetkili ve etkili çevreler, "Hayırdır inşallah, bu ne iş!" diye sorarlar. Böyle bir soru ve sorgu gelmeden "yabancı sermaye ikazı" ile önden yolu kesiyor Babacan. AB ne derse sindirelim, aksi halde yabancı sermaye ürker, biz de altta kalırız, demeye getiriyor.Anlaşıldı mı şimdi, Cumhuriyet tarihinin en temel iki "sürekli oyun"unun birgün içinde aynı anda nasıl oynanıp, gerçekte kimlerin kazançlı çıktığını? Anlaşıldı mı dostlar?Artık oyun bozuluyorTürk devletini, Türk Milleti ve medeniyetini içten içe kemiren bu "sürekli oyun"u bozmak üzere Bağımsız Türkiye Partisi ve Kuvay-ı Milliye kadrolarının azmi ve kararı "topyekün vatanımızı ve milletimizi" kucaklamıştır.26-27 Kasım günü İstanbul Lütfi Kırdar ve Grand Cevahir Uluslararası Kongre merkezlerinde gerçekleşecek olan "Uluslararası Milli Ekonomi Modeli Kongresi"nde yüzü aşkın yerli ve yabancı bilim ve düşünce adamı tarafından değerlendirilecek olan Prof. Dr. Haydar Baş'ın Milli Ekonomi Modeli'nin açacağı "sınırsız ufuk"ta, artık AB mandacıları "yabancı sermaye sopası" gösteremeyecekler. Göreceksiniz; 26-27 Kasım'dan sonra güneş farklı doğmaya başlayacak.

M.Emin KOÇ
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü

Çorlu tren kazası davasında karar çıktı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davada 9 sanığa 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında hapis cezası verildi
25.04.2024 12:03:00 / Güncelleme: 25.04.2024 12:38:25
AA
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Çorlu tren kazası davasında karar çıktı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin yargılanan 13 sanıktan 9'una, 8 yıl 4 ay ile 17 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verildi.

Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesince Halk Eğitim Merkezi Salonu'nda görülen davanın 20. duruşması yapıldı.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar dönemin Çerkezköy Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım, dönemin Demir Yolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, hat bakım onarım memuru Celaleddin Çabuk, TCDD Üst Yapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Levent Kaytan, dönemin Altyapıdan Sorumlu 1. Bölge Bakım Servis Müdür Yardımcısı Nizamettin Aras, yol kontrolörü Burhan Ortancıl, dönemin Bakım Servis Müdürü Mümin Karasu, dönemin Bakım Servis Alanlarından Sorumlu Müdür Yardımcısı Levent Meriçli, dönemin TCDD 1. Bölge Müdürü Nihat Aslan, mühendisler Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya, kazada ölenlerin yakınları ve yaralananlar ile tarafların avukatları katıldı.

Duruşma, mahkemeye sunulan belgelerin okunmasıyla başladı.

Daha sonra karar öncesi sanıklara son sözleri soruldu.

Sanıklardan Karasu ek iddianame ve mütalaa da görevini yapanın cezalandırılmak istendiğini ileri sürerek "Halkalı'dan Kapıkule'ye kadar olan hatla ilgili uyarıları ve denetimi yazışmalar ile bildirmiştim. Görevimi yerine getirdim. Beraatımı talep ediyorum." dedi.

Diğer sanıklar da suçsuz olduklarını ileri sürerek beraatlarını talep etti.

Mahkeme heyeti verdiği kısa aranın ardından açıkladığı kararda "Taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan Karasu'ya 17 yıl 6 ay, Kurt'a 16 yıl 3 ay, Aslan'a 15 yıl, Polat'a 13 yıl 9 ay, Önder'e 10 yıl,  Meriçli, Parlak ve Başkaya'ya 9 yıl 2'şer ay, Aras'a ise 8 yıl 4 ay hapis verdi.

Heyet, sanıklardan Kaytan, Ortancıl, Yıldırım ve Çubuk'un ise beraat etmesine hükmetti.

Mahkeme ayrıca sanıklardan Aslan, Karasu, Kurt ve Polat'ın hükümle birlikte tutuklanmasına karar verdi.

Tekirdağ'daki tren kazası

Uzunköprü-İstanbul seferini yapan yolcu treninin 8 Temmuz 2018'de Çorlu yakınlarında vagonlarından bazılarının devrilmesi sonucu 25 kişi yaşamını yitirmiş, 340 kişi yaralanmıştı.
Davanın iddianamesinde "kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu" bulundukları gerekçesiyle sanıklar Turgut Kurt, Özkan Polat, Çetin Yıldırım ve Celaleddin Çabuk'un "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
 
Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan bilirkişi raporları ve değerlendirme neticesinde 9 Eylül 2022'de soruşturmanın genişletilmesine karar verilmiş, bu kapsamda aynı suçtan Nihat Aslan, Levent Meriçli, Mümin Karasu, Levent Kaytan, Nizamettin Aras, Burhan Ortancıl, Tevfik Baran Önder, Deniz Parlak ve Kubilay Başkaya hakkında Çorlu Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
 
Dava kapsamında söz konusu dönem TCDD 1. Bölge Müdürlüğü'nde Bakım Servis Müdürü olan Mümin Karasu 10 Ekim 2022'de tutuklanmış, tutukluluğuna yapılan itiraz üzerine Çorlu 2. Ağır Ceza Mahkemesince 25 Kasım 2022'de hakkında yurt dışına çıkış yasağı konularak tahliye edilmişti.
 
Davanın 17'nci duruşmasında Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki son görüşünde, tutuksuz 13 sanığın tamamının "birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan cezalandırılmasını, Karasu, Kurt ve Polat'ın üzerlerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, üzerlerine atılı suç için öngörülen ceza miktarı dikkate alındığında adli kontrol hükümlerinin yetersiz kalacak olmasından tutuklanmalarını istemişti.

Çorlu tren kazası duruşması başladı

Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 25 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasının duruşması başladı.
25.04.2024 10:49:00
İhlas Haber Ajansı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Çorlu tren kazası duruşması başladı
Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde 2018'de 25 kişinin hayatını kaybettiği, 340 kişinin yaralandığı tren kazasına ilişkin davanın duruşması başladı.

Kazada hayatını kaybeden vatandaşların yakınları şehirde yürüyüş yaparak duruşmanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezindeki mahkeme salonuna giriş yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'de duruşmayı takip ediyor.

Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı

Yargıtay’ın bozma kararı sonrası tekrar görülen terör örgütü DEAŞ’ın Ankara Garı önünde 10 Ekim 2015’te düzenlediği ve 101 kişinin öldüğü saldırıyla ilgili 10’u tutuklu 26 sanığın yargılandığı davada esas hakkındaki mütalaa açıklandı.
25.04.2024 09:41:00
İhlas Haber Ajansı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Gar katliamı davasında mütalaa açıklandı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, taraf avukatları salonda hazır bulundu.

Avukatlar, kovuşturmanın genişletilmesini ve terör saldırısından önce ihmali bulunan kamu görevlileri hakkındaki belgelerin mahkemece değerlendirilmesini talep etti.

Beyanların ardından esas hakkındaki görüşünü açıklayan savcı, sanık Erman Ekici'nin "anayasal düzeni ihlal" suçundan 1, "101 kişiyi kasten öldürme" suçundan da 101 kez olmak üzere toplam 102 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Ekici'nin 379 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs suçundan da 6 bin 822 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, diğer sanıklar Abdülmubtalip Demir, Talha Güneş, Metin Akaltın, Yakub Şahin, Hakan Şahin, Halil İbrahim Alçay, Resul Demir, Hacı Ali Durmaz ve Hüseyin Tunç için de "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis talebinde bulundu.

Söz alan sanık Ekici, savunmasını hazırlamak için süre talep etti.

Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların mevcut hallerinin devamına hükmederek, duruşmayı 26 Haziran'a erteledi.

Grip vakaları arttı, servisler doldu

Trabzon'da havaların son günlerde bir sıcak bir serin seyretmesi ile birlikte gribal enfeksiyonların artış gösterdiği ve geçtiğimiz yıl Eylül ayından beri aktif olan grip salgının sürdüğü belirtildi.
25.04.2024 09:12:00
İhlas Haber Ajansı
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Grip vakaları arttı, servisler doldu
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gürdal Yılmaz, 'Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte' dedi.

Bugünlerde havaların değişkenlik göstermesi ile enfeksiyonların da arttırdığını kaydeden Yılmaz, 'Hava değişimleri zamanı enfeksiyonların en yoğun olduğu zamanlardır. Şu anda hava değişimi zamanı olduğu için enfeksiyon hastalıkları servisinde yer bulamıyoruz. Bu değişim ile birlikte her türlü enfeksiyon karşımıza çıkıyor. Influenza salgını bir türlü bitmedi; Eylül ayında başlayan salgın halen devam etmekte. Yazın inşallah olmayacağını düşünüyoruz. Koronavirüs kışın da vardı ancak Influenza'nın altında kaldı. Influenza daha ön planda karşımıza çıktı. Koronavirüs'ü yine göreceğiz ancak daha az karşılaşacağız diye düşünüyorum. Hijyen kurallarına uyulması gerekiyor, hasta olan kişi ile temasta bulunmamak gerekiyor, hasta olan kişinin maske kullanması gerekiyor. Artık dünya çok küçüldü seyahatlerin kolaylaşması ile birlikte. Hemen her yerde insan olabiliyor. Türkiye'den Çin'e giden de var, Çin'den Türkiye'ye gelenler de. Virüs çok kolaylıkla yayılabiliyor. Dünya genelinde değişik virüsler ile karşı karşıya kalınabiliyor ama toplum içinde belli bir bağışıklık oluştuğu için önceki kadar yayılmıyor, yayılanlar da o seviyede azalıyor ve kayboluyor' diye konuştu.
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.