Koalisyonun ekseni korku ve peşkeş

AKP, MHP, CHP ve HDP sandıktan Ankara'ya çıktılar; koalisyon seçenekleri konuşuluyor. Dışa vuran şu ki, koalisyon formülleri, maalesef "derin korku ve kronik peşkeş" ekseninde şekilleniyor.Cumhurbaşkanı R. T. Erdoğan, A. Davutoğlu'nun tuzu kuru vaziyetinden de mustarip halde, kendine göre koalisyon atraksiyonları yapıyor. Hükümeti kurma görevi vereceği liderin yapması gerekenleri kendisi yapıyor; alelacele Deniz Baykal'la görüşüyor? vs.AKP'ye ve kendine sırtlarını dönen Batılı dostlarına "maden sömürgecisi" olarak şok sitemler ediyor Erdoğan, dünkü ATO Congresium'da?"Sömürgecilik ve kölelik şekil değiştirerek varlığını bugün de sürdürüyor? Orta Afrika'daki Viktorya Gölü'nde çıkarılan balıklar batı ülkelerine götürülürken, bunların kılçıklarının bile bölge halkına çok görüldüğü bir düzeni kabul etmemiz mümkün değildir. Altı petrol, altın, elmas daha pek çok maden kaynayan toprakların üzerindeki insanların, sefalet içinde yaşadığı düzeni kesinlikle adaleti bulmuyoruz" diye öykünüyor Erdoğan.Bugüne kadarki BOP ortakçılarına ve küresel sömürgecilere Afrika üzerinden yarım ağız mesajlar veriyor Erdoğan? Ama sözü, Türkiye'ye getiremiyor, Türk milletinin madenlerine getiremiyor.Türk milletinin hakkı olan madenleri konuşabilmek için vatan, millet ve devlet sevdalısı külhan gibi yürek lazım? Hak ve halk adamı olmak lazım!Yıllardan beri 3 katrilyon dolarlık madenlerimizi gündem eden BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, işte böyle bir iman, vatan, halk ve hak adamı.Prof. Dr. Baş'tan "milletimizin hakkı olan madenlerimiz" konusunda bir şeyler öğrenmiş Erdoğan; ama devamını getirmeye yüreği yetmiyor.Üç dönemlik AKP iktidarlarında, ecnebilere peşkeş çektikleri madenlerimiz ve İslam dünyasını kavuran BOP'taki eş başkanlık tavizleri karşılığında koltukta kaldılar çünkü?Prof. Dr. Baş gibi, "madenler, milletimizin hakkıdır; milletin hakkını ecnebilerden alıp milletime vereceğim" diyemiyorlar, diyemezler.Hiçbiri diyemez?Kul hakkını kimseye yedirmeyeceğim, diye meydanlarda seslenen Kemal Kılıçdaroğlu da, milletin hakkı ve yetimlerin malı olan madenlerimiz konusunda tek kelime etmedi, edemiyor? MHP ve HDP'nin de iktidar ve ana muhalefetten farkı yok; al birini vur ötekine.Milliyetçisi, Atatürkçüsü, İslamcısı ve halkçısı, hepsi evet hepsi, madenlerimize çöreklenmiş küresel aktörlerin işmar ve işaretlerini gözlüyor, gözetiyorlar. Milletin hakkını, hukukunu ve madenlerini koltukları karşılığında harcamaya endeksli siyaset yürütüyorlar?Koalisyon tantanaları da maalesef bu peşkeş ekseninde şekilleniyor.Vakıa şu ki, hepsi bir araya gelseler, ülkenin ekonomik batışını ve dağılışını durduramazlar.Öte yandan ABD ve küresel şefleri, bugüne kadar yerel ve bölgesel ölçekte kullandıkları AKP'nin adeta siyasal celladı pozisyonu almış, ipini çekiyorlar. Saraydan aşağıya kadar cümle AKP kurmayları, boyunlarını ipten kurtarma ve paçalarını sıyırma telaşı içindeler! Koalisyon formüllerinin şekillenmesinde "kronik peşkeş"in yanısıra bu "derin korku" da gözleniyor. AKP kurmayları, ülkeyi ve siyaseti peşlerine takmış gidiyorlar; vaziyetler ise Karadenizli Temel'inki gibi?Azrail, canını alacağı kulu arasıra yoklar, ölüm nöbeti yaşatırmış? Nitekim bir gün Azrail, Temel' in yanına gelmiş? Hadi, demiş, vakit tamam, seni götüreceğim Temel efendi. Temel, kan-ter içinde başlamış yalvarmaya:- Sen Allah'ın dört büyük meleğinden birisin. Ben imanlı adamım kardeşim, seni de yürekten seviyorum. Hazırlıksız yakalandık bir kere. lütfen 2-3 yıl daha mühlet ver bana? Hayr u hasenat yapayım, hazırlıklı gideyim, sen de biliyorsun ki gittin mi dönüşü yok! Azrail, acımış; tamam, sana 3 yıl daha mühlet, demiş. Temel, acilen pilot olmaya karar vermiş? Nasıl olsa beni havada yakalayamaz, diye? Pilot olmuş, ayakları yere basmıyor; hep uçuşta. Aradan 3 yıl geçmiş, yine bir uçuş sırasında Azrail gelmiş ve Temel'e, süren doldu kardeş, emaneti teslim almaya geldim, demiş. Temel, tamam ama, benim yüzümden arkadaki 300 kişiyi de mi öldüreceksin; bırak uçağı önce aşağı indireyim, demiş, vakit kazanmak için. Azrail, oğlum, demiş Temel'e, hepinizi bir araya getirene kadar zaten neler çektim ben?!Ecnebi anlayışlara mahkum Ankara'daki projesiz ve programsız siyasilerimiz, ülkeyi bu hale sürüklüyorlar... Güya kendilerini kurtarmak için milleti-devleti yakıyorlar.Bugüne kadar dediklerinin tamamı tek tek çıkan Prof. Dr. Baş, bu global cellatlara hodri meydan diyerek benim modelime ve elime tutunursanız siz de kurtulursunuz, milletimiz de, diyor? Anlayana.