Korkmaz Yiğit, ceza ve alacak davalarından kurtuldu. Çünkü sahibi olduğu paravan şirketleri ve bu şirketlerin sorumluluklarını garibanların üstüne yıkmıştı. Bank Ekspres vurgunuyla ilgili fatura, adlarına kredi çekilen Yiğit'in çaycısı ile amelesine kesildi. Açlık sınırında yaşam mücadelesi veren çaycı İsa Karagöz ile amele çavuşu Reşat Yamanoğlu hakkında trilyonluk icra takibi sürüyor...
"Bir ülkede hukuk olmayınca, bedeli her zaman garibanlar öder" ilkesi yürürlükte anlayacağınız. Vurguncular ise yatlarda, uçaklarda, lüks yalılarda gününü gün ediyor. Hem de milletten göz göre çaldıkları servetle...
Bunun adı dolandırıcılık
Çaycı ve amelenin öyküsünü okuyunca, yapılanın adının düpedüz dolandırıcılık olduğu ortaya çıkıyor. Hem de nitelikli dolandırıcılık. Böyle nitelikli dolandırıcılık yapanların bırakın salıverilmesi idam edilmeleri yeridir! Ah, AB yasaları olmasa...
Ortada danışıklı dövüş (muvazaa) de yok. Çünkü taraflardan birinin hiçbir menfaatı bulunmuyor. Öteki taraf yani Korkmaz Yiğit ve avenesi (yardakçıları) deveyi hamuduyla götürmüşler.
Böyle bir durumda hukuk düzeninden ne beklenir? Medeni Kanunu'nun ilgili maddelerini işletmesi beklenir tabii... Bu şahsiyetler adına kim kredi çekmişse, onlar mahkemede hesap vermeli. Gerçi kredi çekme diye bir şey de yok. Halkın Bank Ekspres'e yatırdığı mevduatlar, çaycı ve amele üzerinden grup şirketlerine aktarılmış. Burada kredi işlemine aracılık eden tüm banka yöneticileri ve çalışanları da teker teker hesap vermeli...
Gariplerin öyküsü
Çaycı ve amelenin öyküsünü Milliyet'ten izleyelim. milliyet öyküyü manşetten veriyor:
"Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından açılan 108 trilyon liralık alacak davasında bankanın eski sahibi Yiğit ve 7 yöneticisi için "şahsi sorumlulukları yoktur" kararı çıktıktan sonra, adlarına krediler çekildiği için batıktan sorumlu tutulan çaycı İsa Karagöz ile amele çavuşu Reşat Yamanoğlu'nu bulduk. Haklarında 14. İcra Müdürlüğü'nce trilyonluk icra takipleri sürerken onlar açlık sınırında yaşam mücadelesi veriyorlar. Yasa önünde her ikisi de trilyonlarca lira borçlu. Ancak ne evleri, ne arabaları, ne de paraları var. Çaycı Karagöz, 255 milyon lira ücretle, yıllarını inşaatlarda harcayan amele çavuşu Yamanoğlu de emekli maaşıyla yaşamını sürdürmeye çalışıyor.
Gecekonduda yaşıyor
Bank Ekspres vurgununun yükünün yıkıldığı isimlerden biri 4 cocuk babası çaycı İsa Karagöz. 1998'de 45 milyon lira maaşla çalışırken çekmiş göründüğü 415 milyar liralık krediden sorumlu tutulan ve hakkında trilyonluk icra takibi bulunan Karagöz'ü Ayazağa Köyü'ndeki bir gecekonduda bulduk. 255 milyon lira aylıkla yeni bir işe giren Karagöz, "Bende para yok" derken, bildiklerini şöyle anlatıyor:
"1993'te Korkmaz Yiğit'in Platin İnşaat şirketinde işe başladım. Yemekhanede çalıştım, çaycılık yaptım. Bankaya el konulmasının ardından Yiğit'in kardeşi beni yanına çağırdı. Bana tebligat gelip gelmediğini sordu. O sıralar bir şey gelmemişti. Sonra 415 milyar lira kredi borcumla ilgili tebligat geldi. Tüm aile tedirgin olduk. Şirketten 'Bunlar formalite, size en ufak zarar gelmeyecek' dediler. Yiğit'in yanında 45 milyon lira maaşla çalışmaya devam ettim. Savcılıkta ve mahkemede ifade verdim. Adıma çekilen krediden haberim yok. İmzalarımın taklit edildiğini söyledim."
"Sıfırları okuyamadık"
Yanında çalıştığı için tepki gösteremediğini belirten Karagöz, "Yiğit'in yanında yıllarca çalıştım. Ancak bir kere karşılaştım. Beni görse belki tanır, belki tanımaz. Adıma çekilen paraları hiç görmedim. Tebligat geldiğinde sıfırlar o kadar çoktu ki, ne kadar borçlu göründüğümüzü bir süre çözemedik. Borcu ödemeye kalksam 3 bin asır sürer" dedi. 16 ay önce işten çıkarıldığını belirten Karagöz, şöyle devam etti:
"Bu süre içinde çok sıkıntılar çektim. İşsiz kaldım. Annemin şehit maaşı vardı. Onun yardımıyla yaşadık. Annem de ölünce eşim ve çocuklarım çok zor günler geçirdik. Yiğit'ten 9 senelik çalışmama karşılık 2 milyar 750 milyon lira tazminat hesaplandı. Parça parça verileceği söylendi. Bir 250, bir 500 milyon lira aldım. Kalanı hâlâ ödenmedi. Artık tazminattan da umudum kalmadı. Onları Allah'a havale ettim."
55 milyon dolarlık krediye kefil olmuş
Amele çavuşu Reşat Yamanoğlu, adına çekilen 422 milyar liralık kredi borcunun yanı sıra ortak olarak göründüğü "Başarı" ve "Boyut" adlı inşaat şirketlerine aktarılan 55 milyon dolar ve 6 trilyon 300 milyar liralık kredilere kefil görünüyor. Olaylardan sonradan haberi olan Yamanoğlu, yapmadığı bir şeyin sorumluluğunun üzerinde kaldığını söylüyor.