'Korktukları şey olun, Türk olun'

Bu cümle, Prof. Dr. Haydar Baş'a aittir. Neden, "Türk olun" diyor Sayın Baş? Çünkü Türkler, İslam olmadan önce de medeniyetin beşiğiydi. Hele İslam olduktan sonra adeta beden ile ruh kavuştu, âşık ile maşuk birbirini buldu ve insanlığa ışık oldular. Sevginin, merhametin, ilmin, adaletin kaynağı oldular.
Nasıl sorusunun cevabı, Türklerin imanında gizlidir. Çünkü Türkler, Ehl-i Beyt İmamları ve erenleri eliyle İslam olmuş ve yüzyıllarca bu yola hadim ve hizmetkârlık yapmıştırlar. Haçlı dünyasının o vahşette sınır tanımayan saldırılarının önüne geçtiği gibi Avrupa'ya da insanlık götürmüş, medeniyet götürmüştür. 
Tabi bu satırları okurken bazıları şaşırabilir! "Nasıl yani, bugün Avrupa ve ABD ne derse onu yapıyoruz, adeta onlardan izinsiz nefes alamıyoruz" diyenler olabilir. Çok doğru sorular.
Bu soruların cevabını, bu hale nasıl geldiğimizin cevabını Prof. Dr. Haydar Baş'tan alalım:
"Haçlı dünyası hesabını yaptı; 'Biz bütün orduları bir araya getirdik, Türk Milletinin sırtını yere getiremedik. O halde bunlarda biz öz var, onu almalıyız ki bunların da bizden farkı olmasın, geriye sadece posaları kalsın. 
İşte bu Dinlerarası Diyalog, Medeniyetlerarası Diyalog safsatası bundan sonra icat edildi. Bizim Müslüman olan kimliğimizi Türklüğümüzü elimizden almak için başlatılan bir Haçlı seferberliğidir. Haçlı bizi meydanlarda mağlup edemedi. Şimdi kültür yoluyla, siyaset ve medeniyet yoluyla mağlup etmeye çalışıyor?"
Öyle yapmıyorlar mı? Yapıyorlar. Hatta bizi o kadar kendilerine benzettiler ki, dün canımızı verdiğimiz milli ve manevi değerlerimiz için bugün parmak kımıldatmıyor, sadece önümüze geçen şovmenleri ya alkışlıyor, ya da kınıyoruz. Öyle yapmıyor muyuz? 
Tekrar ayağı mı kalkmak istiyoruz? Şovmenleri sahnede bırakıp, hakikat ehlini arayacağız. Korktukları şey olacağız. Türk olacağız. Nasıl? Tevhidin merkezi Ehl-i Beyt'tir, gerçeğinde birleşip, bu yolun çağırıcılarına cevap vereceğiz. 
Türk Milleti, Ne Mutlu Türküm diyene, Bir Türk dünyaya bedeldir, cümlelerini gönülden söyleyeceğiz. 
Çünkü Yahudiler de, Hıristiyanlar da bizden korkuyor. Tarihimizden korkuyor. İçimizdeki o ruhun canlanmasından korkuyor.    
Bu korkuyu David Rockefeller şöyle itiraf ediyor:
"Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:
Bir kere Büyük İsrail devleti topraklarının, su kaynaklarının önemli bir kısmı şu anda Türkiye'ye aittir.
İkincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. İslamiyet'i yıkmak istiyorsak önce Türkiye'den başlamalıyız.
Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır. Maden, petrol, doğalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip. Ortadoğu ve Kafkasya'ya hâkim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. 
Ortadoğu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya'daki diğer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaşaya boğulacaklar ve avucumuzun içine düşecekler. 
Bu Türkler aslında birleşip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaşma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.
Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.
Beşincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beşiğidir?"
Evet, Haçlı ve Yahudi dünyası bizim imanımızdan, tarihimizden, coğrafi konumumuzdan, zenginliklerimizden korkuyor.
Bu korkuyu onların gönüllerinde her an canlı tutmak için Prof. Dr. Haydar Baş'ın, "Ayağa kalk Türk Milleti, ayağa kalk" çağrısına uyup, korktukları şey olacağız. Yani Türk olacağız.