Kırıldıklarıma hakkımı helal etmekle başlayacağım... Bilmeyerek, nefsimin vahşîliği ile kırdıklarımdan da helâllik dileyerek...Saat sabahın 05.50'si... Çalabım nezâretinde, nefsim ve ben başbaşayız!...Ne bir şey anlatabilecek, ne de kimseden bir şey dinleyebilecek takatim yok! Beynimde fırtınalar var! Canım sıkkın! Ruhum, pervasızca işlenen basit dünyevi işler karşısında gergin!Herkes, hemen hemen her insan, birileriyle bir yerlerle kavgalı! Bu ne ya?Kavga edenler de, kavga edilenler de; haklı da, haksız da insan! İnsan, insanla kavgalı! İnsanlık âleminde bitmeyen kavgalar var!Bu kavga, yeni de değil!Kitâb?ı Ekmel'den;"Rabbin meleklere 'Ben yeryüzünde muhakkak bir halife yapacağım' dediği vakit, (onlar cevap olarak) 'Biz hamdinle tesbih eder ve Seni ululayıp dururken, orada bozgunculuk yapacak ve kanlar akıtacak bir varlık mı yaratacaksın?' dediler. O, 'Şüphesiz Ben, sizin bilmeyeceğiniz şeyler bilirim' buyurdu." (Bakara?30)"Ve dedik ki; 'Ey Adem! Sen ve eşin cenneti mesken edinin, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Fakat şu ağaca yaklaşmayın ki haddi aşan zalimlerden olmayasınız." (Bakara?35)"Bunun üzerine şeytan onları oradan kaydırdı, ikisini de bulundukları yerden çıkardı. Biz de 'Haydi bazınız bazınıza düşman olarak inin. Size yerde bir zamana kadar bir konaklama ve bir nasip alma, faydalanma var' dedik." (Bakara?36) "Derken Adem, Rabbinden bir takım kelimeler aldı, yalvardı. O da tövbesini kabul buyurup ona yine baktı. Gerçekten tövbeleri çokça kabul eden ve çokça bağışlayan O'dur." (Bakara?37)"Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer Sen bizi bağışlamaz, bize merhâmet etmezsen şüphe yok ki biz hüsrana uğrayanlardan oluruz, dediler." (A'râf?23)Ayetlerinden anladığımıza göre; Hz. Âdem ile Hz. Havva'nın şahsında yeryüzüne indirilmemizle başlayan bir insanlık çekişmesi var!Biz de insan olarak, insanın devamı olarak aynı çekişmelere devamla meşgulüz!Yani biz de; nefislerimize zulmedenlerdeniz. Eğer bizi de bağışlamaz ve esirgemezse muhakkak ki hüsrana uğrayanlardan olacağız!..Korku kavramını hepimiz biliriz ama nerede, kimden korkacağımızı karıştırırız!...Kimimiz ölümden, kimimiz fakirlikten, kimimiz yasaların cezalandırmasından, kimimiz kuvvetli zannettiklerimizden korkarız!Asıl korkulması gerekeni, korkuyu da Yaratan'ı unutur; korkuyu Yaratan'dan korkmayı unuturuz!Allah'tan korkmanın nasıl bir cesâret olduğunu, çok güzel ifade eden bir kıssa paylaşacağım:Padişah, tahta yeni geçmiştir. Sadrazamlık makamı yani günümüzün başbakanlık makamı, boştur.Padişah; fısıltıyla ilk divanda sadrazam atayacağını, duyurur.Sadrazam olabilecek paşaların, tamamı Enderun'ludur. Yani tahsil yapmış, diploma almış, kalifiye kimselerdir.Sadece Pîrî Mehmet Paşa; serhadden serhadde, savaştan savaşa koşarak yetişmiş bir gazi, imanı ve bileğinin gücüyle alaylı bir paşadır.Divan günü; bütün paşalar, divan vaktinden saatlerce önce koşar, divanda Padişah'a yakın bir yer kaparak otururlar. Hepsinin gönlünde, sadrazamlık hayali vardır.Pîrî Mehmet Paşa ise divana bir kaç dakika kala gelir ve kapıya yakın, padişaha çok uzak bir sandalye bularak oturur...Padişah gelir. Selam?sabah, hoş?beşten sonra Divan'ı açar.? Paşalar! Bir karara vardım. Ne dersüz? Diyerek kararını açıklar. Açıkladığı yüzde yüz devletin aleyhine olan bir karardır! Meşveret gereği sırayla;? Falan paşa! Ne dersün? diye sırayla sormaya başlar:? Muvafıktır Hünkarım!? Çok doğrudur Hünkarım!.? Siz yeryüzünde Allah'ın sayesisiniz, siz yanlış yapmazsınız Hünkarım! Ve benzeri şekildedir, verilen cevaplar...Sıra, en sonunda Pîrî Mehmet Paşa'ya gelir;? Bre Piri Paşa! Sen ne dersün?? Külliyen yanlıştır Hünkarım! Cevabı ile sanki divana bomba düşer! Paşalar, padişahın öfkesini bildiklerinden titremeye başlarlar!Padişah:? Bre Paşa! Bizden korkmaz mısın? Bilmez misin biz kelle alırız? Diye bağırır. Cevap da saygılı ama aynı erkek tonlamadadır;? Hâşâ Hünkarım! Yüreğimizi Allah korkusu öyle kaplamıştır ki başka bir korkuya asla yer yoktur! Ve Pîrî Mehmet Paşa, sadrazamdır...Yüreklerimizdeki korkuları, Allah Korkusu ile kovmadığımız müddetçe; asıl korkmamız gereken yeri unutup dünyevi korkularla vakit geçirdiğimiz sürece, eğer bizi bağışlamaz ve esirgemezse ?korkarım ki? hüsrana uğrayanlardan olacağız!...Allah (c.c.) hepimizi korusun ve bağışlasın ki hüsrana uğrayanlardan olmayalım inşaallah..."OLAMAZ TÜRK'E BAŞ, TÜRK'ÜM DEMEYEN!" Vesselâm... Selam, sevgi, dua...
Mustafa Aslan / diğer yazıları
- Atatürk'ün anlatımıyla Çanakkale savaşları / 20.03.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017
- İnsandan insana, insansa... / 19.03.2017
- 'Anam bana kör dedi!' / 14.03.2017
- Söyle-ni-yorum-2 / 13.03.2017
- Hâlâ iyiler varmış şükrolsun / 10.03.2017
- Savaş ve insan / 09.03.2017
- Ben, kim miyim? / 08.03.2017
- Milli siyaset hakemliği / 07.03.2017
- Sakındığımız dostluk / 02.03.2017
- Yol özel yolcu güzel / 28.02.2017