Tarih 1 Temmuz'du? Tıklım tıklım salon; gözleri ışıl ışıl, kalpleri heyecanlı "Çağın Yaşayan Pir Sultanlarına" ellerinde saz, dillerinde türkü ile eşlik ediyorlardı. "Dost senin derdindenBen yana yanaAli Ali Ali ben yana yanaHaydar Haydar Haydar ben yana yana."Zulme, baskıya karşı demokrasi, özgürlük, bağımsızlık inancına sahip tam 4 bin kişi 4 Eylül Spor Salonu'nda cem olmuşlardı. Omuz omuza, kol kola?Muhlis Akarsu'nun sazı sözü hala dipdiri şu satırları hep bir ağızdan söyleniyordu; "Bunun sonu ip olsa da/Kula kulluk yakışır mı?"Sivas'ta yılların susamışlığı vardı. İnsanlar Ehl-i Beyt'i sevdiklerini, velayetin İmam Ali'de olduğunu, haklarının yenildiğini özgürce söyleyemiyorlardı. Nihayet hasret bitmişti. Ama tarih henüz 1 temmuzdu. Yıllar sonra o salonda canlar, can yoldaşlar, gönüldaşlar el ele, omuz omuza haykırıyorlardı artık. Gün bayram günüydü. Esaretin, zorbalığın, zulmün noktalanacağı bir gündü. İnsanlar ağlıyordu birlik beraberliğin verdiği coşkuyla. Gönüller bir olmuştu. On iki can, turna olup dönüyordu: "Yemen ellerinden beri gelirkenTurnalar Ali'yi görmediniz mi?Hava üzerinde semah dönerkenTurnalar Ali'yi görmediniz mi?"* * *Ve tarih: 2 Temmuz? İnsanlığın bittiği, Alevi canların devlete güveninin son bulduğu, çaresizliğin, acının, umutsuzluğun yaşandığı o katliam günü. "Ya Allah, Bismillah, Allahuekber" sesleriyle sözde din adı altında insanların diri diri yakıldığı gün. İnsanoğlu ateşi buldu, hayvanoğlu insanı yaktı. O yangını hangi kelimelerle anlatsak yetersiz kalır. İnsan yakmak hangi dine, hangi inanca sığar? Hangi abdest temizler elinizdeki kanı? Öyle ki katliamcılar otel yakılacağı gün kaldırım inşaatını yeniden başlatıp taşları silah olarak kullandılar, camlar, çerçeveler indi, perdelerden başlayarak tüm otel cayır cayır yandı. İtfaiye geldi ancak talimat almadan su sıkamayız dediler. Gözlerinin önünde insanlar diri diri yanarken... Din adı altında katliamı gerçekleştirenler yaptıkları büyük bir mükâfatmış gibi alkışlarla bu yangını kutladılar. Askerler geldi arka tarafta beklemeye alındı. Ama sadece beklediler. Ne katliamcılara engel oldular, ne de yangın söndürmeye yardım ettiler; sadece beklediler. Canlar içerde, diri diri ölüme terk edildi. Korkunç bir duman ve alevler bedenlerini sardı.* * *Ve yangın söndü. Genç bedenler otelden çıkarıldı yanmış bir halde. O gün o yangında 35 kişi ölmüştü. Ama ölen sadece bedenler değildi. O gün orada "İNSANLIK" da ölmüştü. Dönemin başbakanı, yaptığı açıklamada otelin çevresindekilere bir zarar gelmediğini, katillerin burnunun bile kanamadığını söylemişti. Ve katliam böylelikle tescillenip onaylanmıştı. İslam adı altında yapılan bu katliamın ateşi o gün yandı ve hala daha sönmedi. Hiçbir zaman da sönmeyecek. Madımak olayını asla unutmadık. Unutmayacağız da?
Kübra Çelmeli / diğer yazıları
- UnutMADIMAKlımda / 07.07.2015
- Yemin krizi / 29.06.2015
- Herkes bir gün Haydar Başçı olacak / 21.06.2015
- Evlad-ı Kerbela / 12.06.2015
- Allah'ım Sen büyüksün! / 01.06.2015
- Kim ne konuştu, AKP ne yaptı? / 26.05.2015
- Ekmek yoksa pasta yesinler / 21.05.2015
- Bu ilim sadece Onda var / 14.05.2015
- İslam bunun neresinde? / 06.05.2015
- Türklükten kaçan kaçana / 29.04.2015
- Yemin krizi / 29.06.2015
- Herkes bir gün Haydar Başçı olacak / 21.06.2015
- Evlad-ı Kerbela / 12.06.2015
- Allah'ım Sen büyüksün! / 01.06.2015
- Kim ne konuştu, AKP ne yaptı? / 26.05.2015
- Ekmek yoksa pasta yesinler / 21.05.2015
- Bu ilim sadece Onda var / 14.05.2015
- İslam bunun neresinde? / 06.05.2015
- Türklükten kaçan kaçana / 29.04.2015