Kumpasın arkasındakileri açıklıyorum

Birçok haber sitesinde yer aldı, sosyal medyada yankı buldu, eminim haberdarsınız ama ben yine de özet bir bilgi vereyim:

Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, geçtiğimiz Pazartesi günü damadını Edremit'teki askerî birliğine teslim ediyor ve karayoluyla dönüşe geçiyor. Haydar Baş Bey ve beraberindekiler konvoy halinde seyrederken, Haydar Baş Bey'in seyahat ettiği araç, "içinde üst düzey FETÖ şüphelisi var" gerekçesiyle durduruluyor. Balıkesir İl TEM Şube Müdürlüğü'nün, Susurluk İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne verdiği talimatla, "terörist"i yakalamak üzere Genel Başkan'ın aracına operasyon girişiminde bulunuluyor. BTP plakalı araçta Haydar Baş Bey'in olduğu anlaşılmasına rağmen orada bulunan üç sivil polis olayı tırmandırarak çatışmaya zemin hazırlamaya çalışıyor. Genel Başkan'ın feraseti, olgun davranışı ve dik duruşu, beraberindekilerin provokasyona gelmemesi ve tuzağı fark eden üniformalı polislerin geri adım atması sonucu vahim neticeler doğurabilecek tuzak boşa çıkarılıyor.

Çirkin tezgâhın özeti bu. 

Peki, bu olay bizi şaşırttı mı?

Hayır… Çünkü Haydar Baş Bey'in maruz kaldığı bu tür çirkin planların haddi hesabı yok.

Şimdi bir soru daha soralım: Prof. Dr. Haydar Baş gibi paha biçilmez bir kıymete terörist muamelesi yapacak kadar işi tırmandıranlar kim olabilir?

Soruyu şöyle de sorabiliriz: Haydar Baş'tan kim rahatsız olur, O'nu kim sevmez?

Bu soruların cevabını bulabilmemiz için Sayın Baş'ın yaptıklarına bakmak gerekir. Öyle ya, demek ki O'nun yaptığı şeyler birilerini rahatsız ediyor ki, kumpasın boyutları buralara kadar getiriliyor.

Haydar Baş Bey'in yarım asırdan fazla bir zaman sürecinde ortaya koyduklarını tabii ki bu küçücük sütunda aktarmak mümkün değil ama herkesin mâlumu bazı hususların altını çizmek meramımızı anlatmak için yeter de artar bile.

Şunu bu ülkenin neredeyse her ferdi bilir ki; O, birlik ve beraberliğin sembol ismidir. Ayağında demir çarık Yunus misali ülkemizin her köşesine giderek bir ve beraber olmanın şartlarını, bütün ayrılıkları ve fitneleri bertaraf edecek çözümleri il il, ilçe ilçe, köy köy gezerek birlik konferanslarında anlatan insandır Prof. Dr. Haydar Baş…

Büyük bir özenle yetiştirdiği öğrencilerine vatan, devlet, bayrak ve Atatürk sevgisini aşılamış eşsiz bir eğitimcidir O… Yetiştirdiği kadro, yıllardır aldıkları bu yüksek terbiyeyle vatan topraklarının her bir karışında birlik ve beraberliğin sembolü olarak gece-gündüz çalışmaya devam ediyorlar. 

Yakın geçmişte ülkemizde, kanaat önderi sayılanların, medya mensuplarının, ülkeyi idare edenlerin ve milletin büyük çoğunluğunun gaflet ettiği, hem inancımızı hem de devlet ve vatanımızı hedef alan yıkım faaliyetini (FETÖ) en başında fark eden ve onunla büyük bedeller ödeyerek mücadele eden feraset abidesidir Sayın Haydar Baş. Ve O'nun ikazlarını dinlememenin, O'na sırt çevirmenin ağır bedelini 15 Temmuz'da milletçe ödedik.

Yazdığı Ehl-i Beyt Külliyatı ve hâmiliğini yaptığı uluslararası Ehl-i Beyt sempozyumlarıyla, asırlardır İslam coğrafyasını kasıp kavuran Şii-Sünni ayrılığını bitiren şahsiyettir Sayın Baş. Şunu itiraf edelim ki; Alevi'si Sünnisi hepimiz O'nun dirayetli çalışmaları sayesinde, Allah'ın sevmemizi emrettiği Ehl-i Beyt'in tevhidin merkezi olduğunu öğrendik. 

2005 yılında uluslararası bir kongreyle dünyaya deklare ettiği Milli Ekonomi Modeli'yle, kapitalizm ve sosyalizmi sessiz bir devrimle tarihe gömen bir ekonomi dehasıdır O...

Evet, 2005'ten sonra dünyanın bütün dengeleri değişti. Ard arda gelen uluslararası kongrelerle dünyaya mâl olan Milli Ekonomi Modeli, kapitalizmin cenderesinde perişan olan ülkelere can simidi oldu.  Özellikle Rusya'nın O'nu Duma'ya davet edip, bizzat Putin'in ağzından Milli Ekonomi Modeli'ni uygulayacaklarını dünyaya ilan etmesi, küresel çaptaki kurulu düzenin işlerini bozdu. 

Rusya resmen Milli Ekonomi Modeli'ni uyguluyordu. Rusya'nın öncülüğünde Brezilya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika'nın oluşturduğu ve nüfus olarak 4 milyara tekabül eden güç birliği BRICS, Milli Ekonomi Modeli'ni uyguluyordu. Ve ardından BRICS, Milli Ekonomi Modeli'nin en önemli kuralı milli paralarla ticareti hayata geçiriyordu. Milli Paralarla Ticaret sadece BRICS'in gündeminde kalmadı, Avrupa da kervana dahil oldu. Avrupa'nın ünlü ekonomistleri, devlet yöneticileri uluslararası toplantılarda biraraya geliyor, milli paralarla ticareti konuşuyordu.

Bütün bu gelişmeler, dünyadaki mevcut düzenin artık sonunun geldiğini gösteriyordu. O, keşfettiği ve insanlığın hizmetine sunduğu iktisadî sistemle geleceği inşa ediyordu.

Yazdığı Hoş Geldin Atatürk eseriyle, bütün vatan sathında O'nun himayesinde düzenlenen 'Atatürk Vatandır' programlarıyla; 'dinsiz Atatürk' iftirasını milletin gönlünden silen; milleti, kurtarıcısı dindar Atatürk'le buluşturan gerçek bir vatanseverdir Prof. Dr. Haydar Baş.

O, Atatürk sevgisini vatan evlatlarının yüreğine öyle bir yerleştirdi ki; Türk Milleti duasına Atatürk'ü katıyor, onu hayırla yâd ediyor ve her fırsatta ona minnet duygularını arz ediyor. 

Daha çok şey var ama son bir şeyi daha vurgulamak isterim. Ben hayatımda Haydar Baş Bey kadar vatanına, milletine, devletine, bayrağına, askerine düşkün bir insan görmedim; kelimenin tam anlamıyla bir "devlet adamı" O. Zaten 2001'den beri siyaset arenasında sergilediği tutum, meselelere yaklaşımı ve ülke sorunlarına getirdiği çözüm bunun en önemli kanıtı.

Yani demem o ki kıymetli okurlar; birlik ve beraberliğimizi bozmak isteyenler, tefrikadan beslenenler Haydar Baş'ı sevmezler. Devletin temeline dinamit koyan FETÖ'cüler Haydar Baş'ı sevmezler. Alevi-Şii-Sünni kardeşliğini istemeyenler yani Ehl-i Beyt düşmanları Haydar Baş'ı sevmezler. Sömürü düzeni kapitalizmin uşakları, adil paylaşımın düşmanı kan emici odaklar Haydar Baş'ı sevmezler. Devletimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk düşmanları Haydar Baş'ı sevmezler. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin düşmanları Haydar Baş'ı sevmezler.

Bunlar kim ise, Prof. Dr. Haydar Baş'a kumpas kuranlar da onlardır vesselam...