Kuraklık Küresel Bir Krize Dönüşüyor

Son yıllarda dünya genelinde yaşanan iklim değişiklikleri, su kaynaklarını geri dönülemez biçimde tehdit etmeye başladı. Özellikle Güney Asya, Afrika ve Orta Doğu'da milyonlarca insan, temiz suya erişim konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Yağış rejimlerinin bozulması, yeraltı su seviyelerinin hızla düşmesi ve nehirlerin kuruması, su fakirliği riskini artık bir olasılık olmaktan çıkarıp somut bir gerçekliğe dönüştürdü.

Sanayi faaliyetleri ve tarımsal sulama gibi insan kaynaklı etkenler, mevcut su kaynaklarını hızla tüketiyor. Birçok ülke, suyu stratejik bir kaynak olarak görmeye başladı ve bu durum, gelecekte su temelli çatışmaların yaşanabileceği endişesini doğuruyor. Özellikle büyük şehirlerde su kesintileri artık olağan hale gelirken, kırsal bölgelerde yaşayanlar ise suya ulaşmak için kilometrelerce yürümek zorunda kalıyor.

Su fakirliği, yalnızca içme suyu eksikliği anlamına gelmiyor; aynı zamanda gıda üretimi, hijyen, sağlık ve ekonomik kalkınma gibi temel alanları da doğrudan etkiliyor. Eğer küresel ölçekte acil önlemler alınmazsa, su krizi 21. yüzyılın en büyük insani felaketi olabilir.