"Ve Allah sana iki defa sevap verecektir. Şayet bundan kaçınacak olursan, emrinin altındakilerin (yani tebaanın) günahı da senin üzerinde toplanacaktır".
Burada, zalim hükümdarlar sadece kendi yanlışlarının değil, idareleri altındaki insanların da günahlarını yüklenmektedir ki, şüphesiz bunun da cezası çok büyüktür. İşte peygamberimiz bu gerçeğe değiniyor ve karşısındakini uyararak, onu İslam'a girip iki misli sevap kazanmaya davet ediyor..."Gelin, sizinle bizim aramızda müşterek olan tek bir kelimede, yani, Allah'tan başka hiçbir tanrıya tapmamak, O'na hiçbir şeyi şerik ve ortak koşmamak, Allah'tan başka aramızdan hiç kimseyi âmir ve efendi yapmamak hususunda birleşelim".Bu kısımdaki hitap, bütün gayri müslimleri tek bir noktaya davet ediyor ki o da: Tevhid inancıdır. Resulullah (sav), gerçek amir ve efendinin yalnız Cenab-ı Hak olduğunu ve İslam'a giren kimselerin öncelikle bu hakikati kabul etmeleri gerektiğini bildiriyordu. İslam dinini kabul eden ve hakiki kurtuluş yolunu tutan kimse, önce Tevhid kelimesine sarılacak, yani Allah'tan başka hiçbir tanrıya tapmayacak, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayacak ve de Allah'tan başka hiçkimseyi ve hiçbirşeyi efendi kabul etmeyecek. "Şayet onlar sırtlarını dönüp bundan kaçınacak olurlarsa, şöyle deyiniz: Şahit olun ki, bizler Allah'a itaat edip teslim olan Müslümanlırız".Resulullah'ın tebliğ mektuplarının sonunda yer alan bu hitapta, İslam'ı kabul edenlere yönelik bir sesleniş vardır. İslam'a girmeyen ve kendilerine karşı çıkan kimselere karşı takınacakları tavır belirleniyor ve İslam davetini reddedenlere, Müslüman olmaktan kaçınanlara; iman ettiklerini ve Müslüman olduklarını açıkça söylemeleri emrediliyor. Bu emirde; kafirlerle, Müslümanların arasının kesin çizgilerle ayrılması ve Müslümanların imanlarını net olarak ortaya koyması gerektiği manası vardır.
Burada, zalim hükümdarlar sadece kendi yanlışlarının değil, idareleri altındaki insanların da günahlarını yüklenmektedir ki, şüphesiz bunun da cezası çok büyüktür. İşte peygamberimiz bu gerçeğe değiniyor ve karşısındakini uyararak, onu İslam'a girip iki misli sevap kazanmaya davet ediyor..."Gelin, sizinle bizim aramızda müşterek olan tek bir kelimede, yani, Allah'tan başka hiçbir tanrıya tapmamak, O'na hiçbir şeyi şerik ve ortak koşmamak, Allah'tan başka aramızdan hiç kimseyi âmir ve efendi yapmamak hususunda birleşelim".Bu kısımdaki hitap, bütün gayri müslimleri tek bir noktaya davet ediyor ki o da: Tevhid inancıdır. Resulullah (sav), gerçek amir ve efendinin yalnız Cenab-ı Hak olduğunu ve İslam'a giren kimselerin öncelikle bu hakikati kabul etmeleri gerektiğini bildiriyordu. İslam dinini kabul eden ve hakiki kurtuluş yolunu tutan kimse, önce Tevhid kelimesine sarılacak, yani Allah'tan başka hiçbir tanrıya tapmayacak, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayacak ve de Allah'tan başka hiçkimseyi ve hiçbirşeyi efendi kabul etmeyecek. "Şayet onlar sırtlarını dönüp bundan kaçınacak olurlarsa, şöyle deyiniz: Şahit olun ki, bizler Allah'a itaat edip teslim olan Müslümanlırız".Resulullah'ın tebliğ mektuplarının sonunda yer alan bu hitapta, İslam'ı kabul edenlere yönelik bir sesleniş vardır. İslam'a girmeyen ve kendilerine karşı çıkan kimselere karşı takınacakları tavır belirleniyor ve İslam davetini reddedenlere, Müslüman olmaktan kaçınanlara; iman ettiklerini ve Müslüman olduklarını açıkça söylemeleri emrediliyor. Bu emirde; kafirlerle, Müslümanların arasının kesin çizgilerle ayrılması ve Müslümanların imanlarını net olarak ortaya koyması gerektiği manası vardır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.