İkinci Kuvay-ı Milliye'nin mimarı Prof. Dr. Haydar Baş beyin, ülkemizin içine düşürüldüğü ekonomik, politik, jeostratejik ve sair badirelerden kurtulması için Anadolu'nun bağrına çaldığı Kuvay-ı Milliye mayası tuttu, elhamdü lillah. Üç beş aydan beri de söylemleri iflas etmiş politikacılarımız, kimi ticaret odası başkanlarımız da bu Kuvayı Milliye söylemine yapıştılar. Tansu Çiller başta olmak üzere pekçok parti başkanımız, bu söylemi nakarat edindi. Gezçen hafta bu kervana Tayyip Erdoğan da eklendi.
Eyüp Sanay, Ertuğrul Yalçınbayır ve İbrahim Tatlıcıoğlu gibi AKP kurucuları ve üyelerinin, "Partimizin yapacağı birşey, millete anlatacağımız projemiz-mojemiz yok mu; niye, içki referandumu gibi ekstrem söylemlerle debeleniyoruz? " şeklinde genel başkanları Tayyip Erdoğan'a yoğun sitem ettikleri belirtiliyor. Kamuoyu bunu yakından, basından takip ediyor. Bu arada, Erdoğan'ın geçen haftaki Karabük seyahatinden sonra Kuvayı Milliye kervanına ve Bağımsız Türkiye Partisi'ne topluca katılmak istediği konuşuluyor.
Erdoğan, geçen Çarşamba günü Karabük Yenişehir işçi lokalinde açıkça "Artık Kuvayı Milliye'yi başlatmamız lazım" diyor. Kuvay-ı Milliye söylemini kopya ediyor. Toplum, 7 Nisan 2001'de Trabzon Atatürk Meydanı'nda açılan Kuvayı Milliye bayrağından Erdoğan'ın haberdar olmamasını imkansız gördüğü için olacak; Erdoğan'ın bu beyanı, Kuvayı Milliye'nin politikadaki adresi olan Bağımsız Türkiye Partisi'ne iltihak arzusu olarak değerlendiriyor. Bu irade beyanının gereğini yapmasını bekliyor. Zaten 7 Nisan 2001'den sonra 70 milyon insanımızın bu İkinci Kuvay-ı Milliye ateşiyle kavrulduğu bir süreçte Erdoğan'ın kendini bunun dışında tutması elbette doğru olmazdı.
Ama yok, sayın Erdoğan, Washington lobilerinde buluştuğu CIA'nın Ortadoğu uzmanı Graham Fuller, Alan Makovsky, Clinton döneminin danışmanlarından Yahudi asıllı Henry Barkley, uluslararası arenada yahudiliğin yaygınlaştırılması hedefiyle oluşturulmuş ADL'nin Başkanı Abraham H. Foxman, RP Beyoğlu İlçe Başkanı iken haşir-neşir olmağa başladığı ve Washington'da da gölgesinden istifade etmeye çalıştığı Morton Abromowitz gibi zevattan aldığı akıllarla bu kavramı tezgahın üstüne getiriyorsa yanılıyor.
Kuvay-ı Milliye kavramı, Türk Milletinin tertemiz bağrında şekillenen, bu büyük milletin gönlündeki iman, fedakarlık, yokluk, hasret ve bağımsızlık ateşiyle pişirilen bir sevdadır. Batının ve Atlantik ötesinin loş lobilerindeki değişim seansları ve manda aşılarıyla bu ateş, bu sevda bir arada durmaz.
Bu ruh, Atlantik ötesinde veya AB lobilerinde musevi ve sair azınlık lobilerinin Ortadoğu uzmanlarıyla siyasi ikbal ve Türkiye pazarlığına tutuşmayı içine sindirebilen yüreklere uğramaz.
Bu ruh, yabancı lobilerin azınlıkları yerine kendi milletiyle, kendi devletiyle, kendi siviliyle, kendi askeriyle, kendi bayrağıyla, kendi kültürüyle "konjonktürel takiyyeci biçimde" değil, mertçe ve samimiyetle kucaklaşıp tek yürek/tek bilek olma azmi ve kararlılığı içindeki yüreklerin canıdır. Dolayısıyla AB sopasıyla yahut "etnik azınlıkçı yabancı uzmanların" söylemleriyle "statükocu" diye yaftaladıkları kendi devletinin kimi erkanına karşı saf tutanlar, kendi askerine güya AB sopasıyla gözdağı vermeye yeltenenler bu ruhun sahibi olamazlar.
Ekonomiyi 150 milyar dolar dış borç ve 120 milyar dolar iç borç yükü altında kıvrandırıp Türk devletinin bağımsızlığına dadanan IMF ve AB'cilerin söylem ve reçetelerinin yandaşları, bu ruhtan maalesef fersah fersah uzaktadırlar.
Bu gerçek, bunların adı Tayyip de olsa böyle, Yılmaz da olsa böyle, Devlet de bir başka nam altında olsa da böyledir.
Bütün bunlara rağmen; yoook, değerli potikacı dostlarımız gerçekten bu Kuvay-ı Milliye ruhuna kavuşmada samimi iseler, yapacakları iş, vakit kaybetmeden İkinci Kuvayı Milliye sancağının altına sığınmaktır. Halep orda ise arşın buradadır. Aksi halde bugüne kadar içini boşaltıp kendisiyle milleti birbirine düşürdükleri milli ve dini değerlere, istismar edip oya tahvil etmek istedikleri mukaddes kavramlara bir yenisini daha eklemiş olurlar ki; artık buna, ne basiretli millet müsaade eder, ne de "değişimcilerin değişimi" bunu kaldırır.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin etrafında yeniden Kuvayı milliye ruhuyla kenetlenmek için BTP'ye doğru seferber olan 70 milyonun ahvali bunu anlatıyor. Anlayana...