Bir yazım yüzünden birkaç e-mail aldım.
Yazımın konusu şuydu;
Muhammet'e (as) iman bir şart olmayıp, "olsa da olur, olmasa da olur" seviyesinde bir kemal/olgunluk meselesidir.
İki önemli zatın bu konudaki ifadelerini misal olarak vermiştim.
Biri Fethullah Gülen'di. Şöyle diyordu:
"...Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani "Muhammed Allah'ın resulüdür" kısmını söylemeksizin, sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır."
(Kozadan Kelebeğe, isimli kitap, sayfa 131'de geçen bu paragraf Hocaefendinin "Fasıldan Fasıla" adlı eserinden alınmış.)
Her şeyin özeti bu cümle için kılını bile kıpırdatmayanlar, verdiğim ikinci kaynak için seferber oldular.
İkinci kaynak ise Ahmet Şahin beyin Zaman Gazetesi'nde yazdığı; "Ehl-i Kitapla amentüde ittifakımız var" başlıklı yazıydı.
Gelen e-maillerde şu söyleniyor;
"Sözkonusu yazıda Muhammet'e (as) iman etmek bir kemal mertebesidir" yazmıyor. Lisan-i hal ile, beni müfteri bile ilan edecek oldular. İslamî ahlak yönünden çok duyarlı insanlarımız var hamdolsun.
Peki ilk kısım için ne yaptınız?
Hiiiç, "o dediyse var bir hikmeti mutlaka" mı dediniz?
Peki amnetüde ittifak halinde olduğumuz ehl-i kitap, Hz. Muhammed'e (as) iman konusunda ne diyor?
Şunu diyor;
"Biz ne Muhammet (as) diye bir peygamberi kabul ederiz, ne de İslam diye bir dini."
En son, Papaz Çedolini bunu açıkça ifade etti.
Peki siz, Muhammet (as) isimli bir peygamberi kabul etmeyen insanlarla "amentüde müttefikseniz/aynı şeylere iman ediyorsanız" bunun anlamı "Muhammet'e (as) iman şart değildir" olmaz mı?
Hadi buna işin felsefesi diyelim.
Peki ehl-i kitabın amentüsü nedir?
İşte size Hıristiyanlığın en popüler mezhebi Katolik mezhebinin amentüsü;
"1- Ben, yeri ve göğü yaratan, herşeye Kâdir Baba Tanrı'ya,
2- Ve Efendimiz olan, O'nun biricik oğlu İsa'ya;
3- Ruhü'l-Kudüs'ten gebe kalana;
4- Ve bâkire Meryem'den doğana;
5- O'nun Pontus Pilatus'tan zulüm gördüğüne
6- Çarmıha gerildiğine, öldüğüne, gömüldüğüne
7- Cehennemlere indiğine,
8- Üçüncü gün, tekrar canlandığına,
9- Göklere çıkıp, Kâdir olan Baba Tanrı'nın sağına oturduğuna,
10- Oradan gelip ölüleri dirileri hesaba çekeceğine;
11- Ruhü'l-Kudüs'e,
12- Mukaddes Katolik kilisesine;
13- Azizlerin cemaatine;
14- Günahların affedileciğine,
15- Vücudun tekrar canlanacağına;
16- Ebedi hayata...inanırım."
İşte size Katolik Hıristiyan "amentüsü/iman esasları".
Bunun içinde var mı Muhammet'e (as) veya diğer peygamberlere iman? Yok.
İslam'ın ametüsünü yazmama gerek yok. Çünkü biliyorsunuz.
Bu amentüde "müttefik olan" için Muhammet'e (as) iman şartı aranır mı?
Kaldı ki, sayın yazar "ne bayramdır ne seyran, al sana bir tas ayran" kabilinden, hiçbir şey yokken o yazıyı kaleme almadı.
Müslüman Türk milletinin Hıristiyan yapılmaya çalışıldığı bir zamanda, bu başlıkta bir yazı, çok şey ifade eder mi etmez mi?
E-mail yollama zahmetinde bulunan arkadaşlara, bu konulara da dikkat etme zahmetinde bulunmalarını tavsiye ederim.
Yazımın konusu şuydu;
Muhammet'e (as) iman bir şart olmayıp, "olsa da olur, olmasa da olur" seviyesinde bir kemal/olgunluk meselesidir.
İki önemli zatın bu konudaki ifadelerini misal olarak vermiştim.
Biri Fethullah Gülen'di. Şöyle diyordu:
"...Hatta kelime-i tevhidin ikinci bölümünü, yani "Muhammed Allah'ın resulüdür" kısmını söylemeksizin, sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır."
(Kozadan Kelebeğe, isimli kitap, sayfa 131'de geçen bu paragraf Hocaefendinin "Fasıldan Fasıla" adlı eserinden alınmış.)
Her şeyin özeti bu cümle için kılını bile kıpırdatmayanlar, verdiğim ikinci kaynak için seferber oldular.
İkinci kaynak ise Ahmet Şahin beyin Zaman Gazetesi'nde yazdığı; "Ehl-i Kitapla amentüde ittifakımız var" başlıklı yazıydı.
Gelen e-maillerde şu söyleniyor;
"Sözkonusu yazıda Muhammet'e (as) iman etmek bir kemal mertebesidir" yazmıyor. Lisan-i hal ile, beni müfteri bile ilan edecek oldular. İslamî ahlak yönünden çok duyarlı insanlarımız var hamdolsun.
Peki ilk kısım için ne yaptınız?
Hiiiç, "o dediyse var bir hikmeti mutlaka" mı dediniz?
Peki amnetüde ittifak halinde olduğumuz ehl-i kitap, Hz. Muhammed'e (as) iman konusunda ne diyor?
Şunu diyor;
"Biz ne Muhammet (as) diye bir peygamberi kabul ederiz, ne de İslam diye bir dini."
En son, Papaz Çedolini bunu açıkça ifade etti.
Peki siz, Muhammet (as) isimli bir peygamberi kabul etmeyen insanlarla "amentüde müttefikseniz/aynı şeylere iman ediyorsanız" bunun anlamı "Muhammet'e (as) iman şart değildir" olmaz mı?
Hadi buna işin felsefesi diyelim.
Peki ehl-i kitabın amentüsü nedir?
İşte size Hıristiyanlığın en popüler mezhebi Katolik mezhebinin amentüsü;
"1- Ben, yeri ve göğü yaratan, herşeye Kâdir Baba Tanrı'ya,
2- Ve Efendimiz olan, O'nun biricik oğlu İsa'ya;
3- Ruhü'l-Kudüs'ten gebe kalana;
4- Ve bâkire Meryem'den doğana;
5- O'nun Pontus Pilatus'tan zulüm gördüğüne
6- Çarmıha gerildiğine, öldüğüne, gömüldüğüne
7- Cehennemlere indiğine,
8- Üçüncü gün, tekrar canlandığına,
9- Göklere çıkıp, Kâdir olan Baba Tanrı'nın sağına oturduğuna,
10- Oradan gelip ölüleri dirileri hesaba çekeceğine;
11- Ruhü'l-Kudüs'e,
12- Mukaddes Katolik kilisesine;
13- Azizlerin cemaatine;
14- Günahların affedileciğine,
15- Vücudun tekrar canlanacağına;
16- Ebedi hayata...inanırım."
İşte size Katolik Hıristiyan "amentüsü/iman esasları".
Bunun içinde var mı Muhammet'e (as) veya diğer peygamberlere iman? Yok.
İslam'ın ametüsünü yazmama gerek yok. Çünkü biliyorsunuz.
Bu amentüde "müttefik olan" için Muhammet'e (as) iman şartı aranır mı?
Kaldı ki, sayın yazar "ne bayramdır ne seyran, al sana bir tas ayran" kabilinden, hiçbir şey yokken o yazıyı kaleme almadı.
Müslüman Türk milletinin Hıristiyan yapılmaya çalışıldığı bir zamanda, bu başlıkta bir yazı, çok şey ifade eder mi etmez mi?
E-mail yollama zahmetinde bulunan arkadaşlara, bu konulara da dikkat etme zahmetinde bulunmalarını tavsiye ederim.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Hz. Muhammed'den (saa) kim niye rahatsız olur? / 17.03.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024
- Metro Entelijansiyasi / 14.03.2024
- Aşık Neyanî'ce... / 10.03.2024
- Müslümanın Allah'ı "zengin" Ehl-i Kitab'ın tanrısı fakirdir ve Milli Ekonomi Modeli de "zengin Allah" inancının üründür / 09.03.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 29.02.2024
- Hak Teâlâ ayırmadı sana ne oluyor? / 28.02.2024
- Bir Kerbela mersiyesi... (Ahmed Edib Harâbî) / 23.02.2024
- Bohem hayat Necip Fazıl / 20.02.2024
- Kelimelerin ahenkle dansı / 17.02.2024
- Çok şeye tercüman, hayatımıza dair... / 16.02.2024