logo
25 NİSAN 2024

Lütfen okuyun ve okutun

24.07.2004 00:00:00
Aşağıdaki makale 3 mart 1998 tarihinde Prof. Dr. Haydar Baş tarafından kaleme alındı. Aradan altı yıl geçti. Bir mukayese olması hasebiyle lütfen gelişen olayları da düşünerek bu yazıyı önce siz okuyun ve sonra ulaşabildiğiniz her kişiye/yere ulaştırın.

Ne mutlu ibret alanlara.

Tarih tekerrür mü ediyor?

İslam'ın ve Hz. Muhammed (sav) efendimizin risaleti ve mesajı sadece bir kavme ve bir kabileye ait olmayıp, bütün alemedir. Mükellef nevinden her ne varsa bunların tamamınadır. Yani insanlara ve cinleredir. Zaman ve mekanla sınırlı ve de kayıtlı değildir. Peygamberlerin sonuncusu olan rahmet peygamberi Hz. Muhammed (sav) ve onunla beraber indirilen Kur'an bütün insan ve cinleredir. İnsan ve cinnin de mükellefiyeti kulluk vasfında tamamlanır. Zira Yüce Allah Kur'an'da "Ben insanları ve cinleri ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım" (Zariyat, 51/56) buyurmaktadır.

İnananlar, bu mükellefiyet şuuru içindeyken, zaman ve mekanla mukayyet olan dinlerin müntesipleri, çeşitli kurum ve kuruluşlarla İslam'a mani olmaya çalışmışlardır. Peygamberimizden evvel gelen peygamberler ve kitaplar muayyen bir zamana ve de mekana ait olmakla beraber, hepsi de İslam'ı ve Hz. Muhammed'i (sav) müjdelemişlerdir.

Durum bu olunca, Musevi ve İsevilerin peygamberimizi tasdik edip yolundan gitmeleri lazım gelirken, muharref dinlerinin kutsal kitaplarını da değiştirip, bu mükellefiyetlerini eda etmedikleri gibi, İslam'ın intişarına/yayılmasına mani olmuşlar, bu yüce dine husumetle ömürlerini tamamlamışlardır. Bu arada şunu da ifade edelim ki; bu iki dinin müntesiplerinden İslam'la müşerref olanların sayıları hayli fazladır. Ancak taassubi davranışları sebebiyle tahrif olunmuş dinlere tabi olmakla, İslam dünyasına karşı yaptıkları düşmanlıklar küçümsenmeyecek nispette fazladır. Defalarca hazırlanıp Türk-İslam aleminin üzerine yürümüşlerdir. 13 haçlı seferi bu ifademizin açık bir ispatıdır.

Şimdi bu düşüncemizi bir tarihi misalle realize edelim:

Misyoner faaliyetleri Endülüs'ten sonra yeni bir hareket tarzıyla sıcak ve soğuk savaşlarını devam ettirmişlerdir. Bu konu da Asaf Hüseyin makalesinde; "..... Misyoner faaliyetlerinin en etkili biçimde gerçekleştirilebileceği şekil, 'Muhammedizm'e cepheden saldırmak değildir. Aksine yeni fikirlerin, bu inancın temellerini aşındırmasını beklemek yeterlidir." Böylece Haçlı oryantalistlerin şahsında İslam alemine karşı yeni bir savaş dönemini başlatılmıştır.

Tarihî Endülüs Devleti, Emevî hakimiyetini, İslam'ın kurumlarıyla tam 800 yıl devam ettirmiştir. Burada Endülüs Devleti'nin sona erişini hazırlayan sebeplerin "karşıdan bir taarruz" şeklinde olmadığını görüyoruz. Evvela İslam'ın temel akideleriyle oynanmış, İslam'danmış gibi gösterilen hükümler Endülüs felsefecileri tarafından da kabul görmüş ve de Endülüs'te hakim olmuştur.

Bir milletin toprak bütünlüğünü dağıtmak arkasından da işgal etmek düşünülüyorsa, evvela o topraklar üzerinde yaşayanların inanç ve akideleriyle oynanır.

Bundan sonra gönülleri dönmüş insanların oturdukları topraklar kolayca işgal edilir. Endülüs'te de bu metot uygulanmış, insanların gönüllerindeki akide ile oynanmış, arkasından da düşmana karşı dirençsiz kalan insanlar adeta haçlılara topraklarını teslim etmiştir. Onun için bütün milletlerin millî bütünlükleri, dinî bütünlüklerinden geçer. O bakımdan milletlerin topraklarının işgali veya fethi düşünülüyorsa, önce inanç ve akidelerinin zafiyete düşmesi için çalışılır, ardında o topraklar işgal veya fethedilir.

Endülüs Devleti'nin sonunu hazırlayan sebepleri ele aldığımız zaman evvela İslam'ın temel akidesiyle oynandığını görüyoruz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi İslam'danmış gibi gösterilen hükümler, Endülüs felsefecileri tarafından da kabul görmüş ve de bu görüşler Endülüs'te hakim olunca Endülüs milli ruhu terk edilmiş, arkasından da yok olma felaketi yaşanmıştır.

İspanya'daki Müslüman felsefecilerin özet görüşü şudur:

- Aristo (Yunan filozofu=Pagan=Putperest) her şeyi doğru söylemiştir.

-Eflatun (Yunan ruhiyatçı=Mistik filozof) her şeyi doğru söylemiştir.

- Kur'an-ı Kerim; her şeyi doğru söylemiştir.

Bu üçünün uzlaşması gerekir. Uzlaşmaması durumunda akıl veya felsefe esas alınır. Kur-an da bu esasa göre tevil edilir.

Endülüs'te felsefe ile uğraşanların büyük bir kısmı Yahudi ve Hıristiyan asıllıdır. Hatta Doğu İslam dünyasında bile felsefe, ihtida ettiği kabul edilen insanların çevresinde gelişmiştir. İşte bu dönemler Emevi hakimiyetinin bittiği dönemlerdir.

Aynı tarihlerde Endülüs filozofları İbn Bacce (1138), İbn Tufeyl (1185) ve İbn Rüşd'ün (1198) fikir hocası, Yahudi asıllı Solomon Ben Gabirol (1021-1058) yaşamıştır. Bu dönem Endülüs'te parçalanmanın başladığı talihsiz dönemdir.

Müslümanların askeri hakimiyeti kaybettiği bu dönemde, Yahudi asıllı filozoflar ve onlara tabi olan meslektaşları Yahudi-Hıristiyan-İslam diyalogu tezlerini geliştiriyorlardı. Tıpkı yukarıda ifade ettiğimiz gibi; "Aristo doğru söylemiştir, Eflatun doğru söylemiştir, Kur-an, doğru söylemiştir. Bu üçünün uzlaşması gerekir" sahte mantığı bu sefer de dinler arası diyalogda geliştirilerek, Yahudi-Hıristiyan-İslam diyalogu tezleri inkişaf ettirilmiştir.

Böylece amaçlanan hedef, sadece 'kurtuluş için son din İslam'dır' akidesi yerine, 'Musevilik ve İsevilik de haktır' görüşünü gündem etmektir. Sonuç olarak ise; insanları hidayetten uzaklaştırıp, Hıristiyan ve Musevi yapma oyunları gündeme gelmiştir. Endülüs halkı sağlam akidesini asırlar boyu korurken, bu akıl şeytanlarının akıl almaz hileleriyle kalpleri döndürülüp, muharref dinlere muhip hale getirilmiştir.

Bu filozofların tamamı saray çevresinde çöreklenmiş, halifelere fikir veren, yol gösteren bir konumda bulunmuşlardır. Bunun neticesinde fütuhat dönemi son bulmuştu.

Ne hazin tecellidir ki; Müslüman-Hıristiyan-Yahudi kardeşliği esas haline getirilmiştir. Bu dönemin meşhurlarından İbn Rüşd, İbn Tufeyl'in yerine saray doktoru oldu. Halife El Mansur tarafından sapık görüşleri nedeniyle görevinden alındığı halde, bir müddet sonra yine aynı göreve getirildi. Batı dünyasındaki şöhretini, Gazali'ye düşmanlığıyla kazanmıştır. Felsefi düşünceleri nedeniyle İslam dünyasında onun yolundan giden kimse olmamıştır. Ancak Hıristiyan alemi ve din adamları İbn Rüşd'e sahip çıkmıştır.

İbn Meymun 1200 tarihinde yaşamış bir Yahudi'dir. Yahudi teolojisi ile Müslümanlık arasında uzlaşma zemini aramış, iman ile aklı uzlaştırmaya çalışmıştır.

Bütün bunların neticesinde; sağlam akide sahibi olan İspanya Endülüs Müslüman şahsiyeti, batılın şubelerine hak nazarıyla bakmaya başladıktan sonra, gazab-ı ilahinin tecellisiyle bu batıl dinleri hak görmek gibi bir tavizkar anlayış içerisine girmiş ve hükümranlıklarını sona erdiren kaderin faturası önlerine gelmiştir.

Aynı formül Tito tarafından Müslüman Bosnalılara karşı da uygulanmıştır. Tito, Müslüman Boşnakları asimile etmek için, 'Müslümanlar ve Hıristiyanlar kardeştir' fikrini gündem ederek ısrarla bu görüş üzerinde durmuş, netice alamadığı yerlerde de gaddarca Müslümanları katletmiştir.

'Tarih tekerrürden ibarettir'. Milletimizin geçmişten ders alıp, içinde bulunduğu manzarayı ciddi bir şekilde tahlile tabi tutması lazımdır. Şayet benzer taraflar varsa hastalığı teşhisten sonra, milli ruhla tedavimizi yapalım ki, birliğimizi ve beraberliğimizi koruyarak bizi yıkmak için yapılmış hesapları boşa çıkartalım. Unutmayalım; İslam alemi ve Türk dünyasının tek kalesi ve Türk Devleti ve milletidir.
 
Müslim Karabacak / diğer yazıları
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
İmam nikahlı eş anneden şikayetçi oldu
7 aylık bebeğini yola bıraktı!
AKP'li belediyeden o görüntü hakkında açıklama
'Takdir halkımızındır'
Ankara'da konuşulan Akşener senaryosu
Hedefi 2028 mi?
Piyasalar merakla bekliyordu
TCMB faiz kararını açıkladı
İddia üzerine DMM'den açıklama geldi
Ehliyetlerine el konulmayacak!
Projeyi öğrenciler geliştirdi
8 şiddetindeki depreme dayanıklı
Özel'den 'Çorlu' kararı hakkında açıklama
'Siyasi sorumluluk unutulmamalı'
AK Partili meclis üyesinin dikkat çeken şovu
Başkanın önünde kendini yere attı
Irak'tan atılan adım hakkında MSB'den açıklama
PKK 'yasaklı örgüt' ilan edildi
Çorlu tren kazasının cezaları belli oldu
6 sene sonra karar açıklandı
İYİ Parti'de istifalar devam ediyor
Kongre öncesi üst düzey istifa
Şehirde göz gözü görmüyor
Çöl tozu İzmir'i teslim aldı
57. Alay Vefa Yürüyüşü düzenlendi
Her şey 109 yıl önceki gibi
31 Mart sonrası anketi
CHP yine birinci parti mi?
14 yaşındaki katil zanlısı tutuklandı
4 yaşındaki Sultan vahşice öldürüldü
logo

Beşyol Mah. 502. Sok. No: 6/1
Küçükçekmece / İstanbul

Telefon: (212) 624 09 99
E-posta: internet@yenimesaj.com.tr gundogdu@yenimesaj.com.tr


WhatsApp iletişim: (542) 289 52 85


Tüm hakları Yeni Mesaj adına saklıdır: ©1996-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir. Yeni Mesaj Gazetesi'nde yer alan köşe yazıları sebebi ile ortaya çıkabilecek herhangi bir hukuksal, ekonomik, etik sorumluluk ilgili köşe yazarına ait olup Yeni Mesaj Gazetesi herhangi bir yükümlülük kabul etmez. Sözleşmesiz yazar, muhabir ve temsilcilere telif ödemesi yapılmaz.