Manifesto mu fiyasko mu?

Son günlerde Ankara'da dikkat çeken toplantılar yapılıyor.

Millet İttifakı'nı oluşturan CHP, İYİ Parti, Saadet ve Demokrat Parti ile ittifaka katılması beklenen Deva ve Gelecek Partisi'nin üst düzey yetkilileri son günlerde sık sık toplanarak görüşmelerde bulunuyor. 

Bu toplantıların amacının seçimlerden önce seçmenin önüne konuşması planlanan 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Dönüş Manifestosu'nu şekillendirmek olduğu ifade ediliyor. 

Bu altı partinin genel başkan yardımcılarının dün yine Meclis'te aynı gündemde buluştu.

Bana öyle geliyor ki, vatandaşların büyük çoğunluğunun Ak Parti iktidarından yaka silktiği bir dönemde yüzde 50+1'i hedefleyen muhalefet partileri, bence de önemli olan parlamenter sisteme geri dönüş üzerinde fikir alışverişinde bulunurlarken asıl önemli olan şeyi sanırım es geçiyorlar.

Milletin çözülmesini beklediği sorunları...

Türkiye'nin en öncelikli sorunu Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nden kurtulup, güçlendirilmiş parlamenter sistem inşa etmek midir?

Ak Partililerin bile 'vallahi açım' diye feryat ettiği bir dönemde açlık sorunu öncelikli değil midir?

Doktorların dahi 'yoksulluk sınırı olan 13 bin lira maaş isteriz' dediği ülkemizde yoksulluk sorunu öncelik arz etmiyor mu?

Geniş tanımlı 8 milyondan fazla işsizin olduğu bir dönemde işsizlik sorunu yeterince öncelikli değil midir?

Dünyanın en yüksek enflasyonuna sahip olmamız, dünyanın en büyük dış açıklarını veriyor olmamız, bütçesi en büyük gediği veren ülke olmamız öncelik listesinde kaçıncı sırada acaba?

Sayıştay raporlarıyla ayyuka çıkan yolsuzluk sorunu öncelikli değil midir?

İnsanların bir tweet atarken dahi tedirgin olduğu, siyasilere istemediği bir soru sormanın gazetecinin işine mal olduğu bir dönemde yasaklar sorunu yeterince öncelikli değil midir?

Bu sorunlar önemliyse –ki öyle- o zaman neden öncelikle bu sorunlar için bir manifesto hazırlanmıyor?

Sorsanız diyecekleri, bu konularda da elbette hazırlığımız var şeklinde olacaktır emin olunuz.

Ancak neden parlamenter sisteme dönüş çok konuşulurken asıl sorun olan fakirlik ve yoksulluk konusunun üzerinde durulmuyor?

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini ülkenin başına bela eden Ak Parti hükümetleri döneminde milletin canını en çok yakan ekonomik sorunlar ve zamlar oldu şüphesiz.

Asıl olan ve milyonlarca seçmenin 'esas mesele' diye bir cümle duymayı beklediği bu konular yerine, milletin asıl derdi parlamenter sisteme dönüşmüş gibi davranmak muhalefet ittifakını milletin gözünde kanımca aciz göstermektedir.

Bu temel sorunlara iktidardaki Ak parti uygulamalarından farklı bir yol izleyerek çözümü olan bir siyaset anlayışı ya da bir ittifak asla susmayacağına göre, ittifak görüşmeleri yapan muhalefetteki altı partinin ya hiçbir çözümü yoktur ya da Ak Parti gibi ekonomiyi yönetecektir. 

İkisi de aynı kapıya çıkacağı için millet için elbette değişen hiçbir şey olmayacaktır.

O zaman seçmen neden tercihini değiştirsin?

Ak Parti dahi milletteki bu beklentiyi fark etmiş olmasından dolayı Türkiye Ekonomik Modeli gibi kerameti kendinden menkul belirsiz söylemlerle bu beklentiye karşılık vermeye çalışırken, altı muhalif partinin tali sayılabilecek meselelerle oyalanması, ülkenin ilk seçimlerde yeniden Ak Parti'ye mahkûm olması sonucunu doğurabilir.

Özetle, 'Millet İttifakı' adını değiştirmeyi de gündemine almış olan bu altı muhalif parti milletin çözüm beklentisini karşılayamazsa, yeni kuracakları ittifakın adını 'Muhalefetteki İttifak' olarak koyabilirler. Çünkü böyle giderse yerleri hep muhalefette kalmak olacak.

İttifakı altı partiye hapsetme yanlışına düşülmesi de ayrı bir yanlıştır. Ak Parti'den ayrılmış iki partiyle buluşabilen partiler, Ak Parti'nin icraatlarına temelden karşı olan partileri dışlamalarının faturası sandıkta kesildiğinde ne diyeceklerini merak ediyorum.

Sadede gelirsek, altı partinin bir araya gelip, millete sunamadıkları çözüme tek başına sahip olan ülkemizdeki tek parti, genel başkanlığını Sayın Hüseyin Baş'ın yaptığı Bağımsız Türkiye Partisi'dir. 

Prof. Dr. Haydar Baş hocamın dünya çapındaki tezi olan Milli Ekonomi Modeli'ni parti programı olarak kabul etmiş olan Bağımsız Türkiye Partisi (BTP), milletin çözülmesini hararetle beklediği o temel sorunları kökünden çözecek modelin sahibi konumunda.

Bu bağlamda sahip olduğu Milli Ekonomi Modeli sayesinde BTP, tek başına iktidar olduğunda tüm ekonomik sorunları çözebilecek bilgi birikim ve kadroya sahiptir. Bir ittifak ortağı olursa da soldaki 1 gibidir…