Medine’deyiz. Buranın her anı yaşanmaya ve anlatılmaya değer. Peygamberimizin manevi huzurunda ki birlik hali, feyiz ve muhabbet herkesi kucaklıyor. Ayrılıklar rafa kalkmış, herkes bir bilek bir yürek olmuş durumda. Bu halin en canlı yaşandığı yerlerden birisi iftar sofraları. İftar vakti geldiğinde yüz binler Ravza’da kurulan iftar sofralarında yerlerini alıyorlar. O sıcağın altında akşama kadar aç ve susuz kalan insanlar, akşam ezanı okununcaya kadar bekliyorlar ve ezanın okunmasıyla hep birlikte oruçlarını açıyorlar. İnsanlar hem duyguda, hem amelde tek vücut olmuş. İlk defa 25 sene önce geldiğim Hicaz topraklarındaki manzara da buydu. Değişen hiç bir yok, aynı duygu atmosferi yaşanıyor.
Gelelim bizim ülkemize. Kendimi bildim bileli ülkemiz genelinde oruç tutulur. Çocukluk yıllarımı hatırlıyorum. İlkokulda iken, Ramazan ayında kar yağmıştı. Kar tanesi ağzıma girer de orucum zarar görür diye ne kadar çok dikkat etmiştim. O gün bu gün hafızamıza kazınan şu, mazeretli da olsan oruç açıktan yenmez. Bu diğer oruç tutan insanlara saygısızlık olur, oruç tutması zorlaşır diye düşünülürdü. Ramazan aylarında lokantalar yıllık bakıma alınır, yiyecek içecek işi yapan kurumlar gündüzleri kapalı tutulurdu. Bu anlattıklarım bir durum tespitidir. Öyle ya yayınlanan en son istatistiklerde bile ülkemizdeki nüfusun yüzde 99.8 i Müslüman. Ülkemiz son 50 yıl içerisinde çok değişik badirelerden geçti. Hatta büyüklerimiz anlatırlar, bu memleket Kur’an-ı Kerim’in açıktan okunamadığı, Allah demenin yasak olduğu dönemler geçirdi. Fakat bu millet oruç ibadetinden asla taviz vermedi.
Ülkemizin son 10 yılının ibadet haritası çıkartıldığında ilginç bir durumla karşılaşılıyor. Sonuçlar bakımından her sene, bir önceki seneye rahmet okutuyor. Mübarek Ramazan ayı daha gelmeden toplumun bütününde hazırlıklar yapılırdı. Şimdi Ramazanın ne zaman başladığını dahi bilmeyen insanlar görmeye başladık. Çocuklar oruç tutar idi, şimdi büyüklerin dahi ekserisinin oruç tutmadığını görüyoruz. Özellikle hane halkı geliri daha az olanlar ve taşrada yaşayanlar arasında oruç tutmayanlar parmakla gösterilirdi, şimdilerde buralarda bile oruç yeme doğal olarak görülüyor.
Nasıl oldu da böyle bir sonuca ulaşıldı. AKP hükümeti 10 yılı aşkın zamandan beri iktidarda bulunuyor. Üstelik tek başına iktidar. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlıklar ve bürokrasi bu kadronun elinde şekillendi. Millet bu kadrolar tarafından şekillendiriliyor. Sayın Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve diğer bütün AKP’lilere sesleniyorum. Uygulanan politikalar ile millet mi dininden uzaklaştırıldı, yoksa her şey aslına mı rücu ediyor. Bu soruya dünya ve ahiret perspektifinden cevap verilmelidir.
Gelelim bizim ülkemize. Kendimi bildim bileli ülkemiz genelinde oruç tutulur. Çocukluk yıllarımı hatırlıyorum. İlkokulda iken, Ramazan ayında kar yağmıştı. Kar tanesi ağzıma girer de orucum zarar görür diye ne kadar çok dikkat etmiştim. O gün bu gün hafızamıza kazınan şu, mazeretli da olsan oruç açıktan yenmez. Bu diğer oruç tutan insanlara saygısızlık olur, oruç tutması zorlaşır diye düşünülürdü. Ramazan aylarında lokantalar yıllık bakıma alınır, yiyecek içecek işi yapan kurumlar gündüzleri kapalı tutulurdu. Bu anlattıklarım bir durum tespitidir. Öyle ya yayınlanan en son istatistiklerde bile ülkemizdeki nüfusun yüzde 99.8 i Müslüman. Ülkemiz son 50 yıl içerisinde çok değişik badirelerden geçti. Hatta büyüklerimiz anlatırlar, bu memleket Kur’an-ı Kerim’in açıktan okunamadığı, Allah demenin yasak olduğu dönemler geçirdi. Fakat bu millet oruç ibadetinden asla taviz vermedi.
Ülkemizin son 10 yılının ibadet haritası çıkartıldığında ilginç bir durumla karşılaşılıyor. Sonuçlar bakımından her sene, bir önceki seneye rahmet okutuyor. Mübarek Ramazan ayı daha gelmeden toplumun bütününde hazırlıklar yapılırdı. Şimdi Ramazanın ne zaman başladığını dahi bilmeyen insanlar görmeye başladık. Çocuklar oruç tutar idi, şimdi büyüklerin dahi ekserisinin oruç tutmadığını görüyoruz. Özellikle hane halkı geliri daha az olanlar ve taşrada yaşayanlar arasında oruç tutmayanlar parmakla gösterilirdi, şimdilerde buralarda bile oruç yeme doğal olarak görülüyor.
Nasıl oldu da böyle bir sonuca ulaşıldı. AKP hükümeti 10 yılı aşkın zamandan beri iktidarda bulunuyor. Üstelik tek başına iktidar. Cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, bakanlıklar ve bürokrasi bu kadronun elinde şekillendi. Millet bu kadrolar tarafından şekillendiriliyor. Sayın Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Bülent Arınç ve diğer bütün AKP’lilere sesleniyorum. Uygulanan politikalar ile millet mi dininden uzaklaştırıldı, yoksa her şey aslına mı rücu ediyor. Bu soruya dünya ve ahiret perspektifinden cevap verilmelidir.
Doç. Dr. Ahmet H. Kepekçi / diğer yazıları
- Gazze'de yaşananları ülkemizin güvenliği adına okumaya var mısınız? / 10.05.2024
- Amerika'nın iki yüzü / 09.05.2024
- Tarihin derinliklerinden günümüze: Ermeni tehciri ve tarihsel gerçekler / 06.05.2024
- Geçmişten geleceğe 23 Nisan: Millî bayramlar ve kimlik inşası / 24.04.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024
- Amerika'nın iki yüzü / 09.05.2024
- Tarihin derinliklerinden günümüze: Ermeni tehciri ve tarihsel gerçekler / 06.05.2024
- Geçmişten geleceğe 23 Nisan: Millî bayramlar ve kimlik inşası / 24.04.2024
- Haydar Baş ve Türkiye'nin dönüşüm yolculuğu / 20.04.2024
- Seçmen eğilimi niçin değişti? / 08.04.2024
- 41 maddede 'BTP'ye Evet' demenin gerekçeleri / 30.03.2024
- Yine ikilem yine istismar / 18.03.2024
- Ekonomik gerçekler ve beklentiler / 11.03.2024
- Partilerin mesajı ve seçmenin sınavı / 10.03.2024