MENFAAT KARDEŞLİĞİ

HABER MERKEZİAKP içindeki tüm yolsuzlukları, kirli pazarlıkları biliyorlar ama 'parti menfaati' gerekçesiyle susuyorlar. 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç kaynaklı açıklamalar bu tespite dayanak oldu. Gül 12 yıl başdanışmanlığını yapan Ahmet Sever'in kitabının yayımlanmasını "Seçim öncesi siyasi polemik olsun istemem. Seçimlerden sonra yayımlanırsa iyi olur" diyerek erteletirken Arınç, Ankara'yı parsel parsel satmakla suçladığı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek ile ilgili 100 konuyu seçimden sonra açıklayacağını söylemişti. Gül ve Arınç'ın tavrı Türkiye'nin menfaatlerinden ziyade partinin ve şahıslarının menfaatlerini ön planda tuttuklarını gösteriyor. Abdullah Gül'ün 12 yıl başdanışmanlığını yaptığı Ahmet Sever'in kitabı yayımlandı. Gül'ün isteği üzerine kitabının yayınlanmasını seçim sonrasına bırakan Ahmet Sever çarpıcı detaylara yer verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere bazı AKP ileri gelenlerini töhmet altında bırakan söz konusu kitap, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü 'sütten çıkmış ak kaşık' gibi lanse ediyor. Bu durum ve kitabın yayınlanmasındaki zamanlama Abdullah Gül'ün yeni bir parti kurmaya doğru giden yolun taşlarını döşemeye başladığı yorumlarını yaptırdı.Egemen Bağış kriziKitapta 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili de dikkat çekici bilgiler yer aldı. Buna göre 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasının patlak vermesinden sonra Gül, Erdoğan'a "haklarında yolsuzluk iddiaları bulunan bakanların ya istifa etmeleri ya da görevden alınmaları gerektiğini" söyledi. Kitabın bu bölümünde şunlar yazıyor: "Başbakan Erdoğan yeni kurulacak Bakanlar Kurulu'nda Egemen Bağış'ı tutmak istiyordu. Cumhurbaşkanı buna da karşı çıktı ve bunun yanlış anlamalara yol açacağını söyledi."Davutoğlu'na eleştiriler varKitap'ta Gül'ün Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ilgili hayal kırıklığı da yer aldı. Gül'ün, Davutoğlu'nun AKP Genel Başkanı seçildiği 27 Ağustos'taki kongrede adını bile anmamasına üzüldüğü ifade ediliyor. Kitapta şu ifadeler yer alıyor: "Davutoğlu oybirliğiyle genel başkan seçildi. Erdoğan'a övgüler düzerken kendisini başbakan olduğu dönemde başdanışmanı yapan, büyükelçi ünvanı verdiren, siyasete sokan, dışişleri bakanı olmasında etkin rol oynayan Cumhurbaşkanı Gül'ün adını bir kez bile anmadı. Ak Parti'nin belde ve köy temsilcilerine kadar selamlamadık kimseyi bırakmadı. Cumhurbaşkanı bu konuyla ilgili tek kelime etmedi. Ancak Davutoğlu'nun konuşmasını okuduğunda yüzünde acı bir tebessüm belirdi. Yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu."Hükümetin Suriye politikasını hatalı buluyorKitaba göre Abdullah Gül, hükümetin genelde dış politikasını, özellikle de Suriye ve Mısır dış politikalarını doğru bulmuyordu. Başbakan Erdoğan'ın ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun sanki Türkiye'den çok Mısır ve Suriye'nin başbakanı ve dışişleri bakanı gibi davranarak çok ileri gittiğini, bunun Türkiye'nin menfaatlerine de aykırı olduğunu, kantarın topuzunun kaçtığını düşünüyordu. Gül bunu Davutoğlu'nun yüzüne de söylemiş.Arınç'ı istifadan Gül döndürmüşKitapta Gül'ün Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ı istifadan döndürdüğü de yazıyor. Buna göre, 4 Kasım 2013'te Başbakan kızlı erkekli aynı evde kalan öğrencilerin denetleneceğini söyledi. Arınç bunu kesin bir dille yalanladı. "Asparagas" dedi. Başbakan ise ertesi gün Arınç'ı açığa düşürdü. Arınç "Birilerinin kum torbası olmak istemem" dedi. (...) Başbakan karşılaşmalarında Arınç'a son derece sert tepki göstermiş ve yaralayıcı ifadeler kullanmıştı. Arınç da kırgın ve küskün bir şekilde istifa kararı alıp evine çekilmişti. Geri dönmeye niyeti yoktu. Arınç, Gezi olayları sırasında da istifanın eşiğine gelmişti. Aynı günün akşamı geç saatlerde üç bakan Gül'den acil randevu talebinde bulundu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji Bakanı Taner Yıldız ve Kültür Bakanı Ömer Çelik... Devreye girmesini rica ettiler. Gül, telefonla Arınç'ı aradı ve uzun bir görüşmenin sonunda onu zor da olsa kararından vazgeçirdi.